Erzurum uçağı yerine Batman uçağına yöneliyor...

Brüksel’e giderken “Genel Başkan” yerine “Genel Müdür” olarak tanıtılıyor, x-ray cihazında yarım saat bekletiliyor...

Sahte ikametgah belgesi aldığı Kağıthane için “Kağıttepe” diyor...

Belediye seçimlerini kaybedince, sahte olarak getirdiği ikametgahını, Ankara’ya geri götürmeyi unutuyor...

Ve sonucunda milletvekili seçimlerinde oy kullanamıyor...

Vesaire...

Son olay da, BeşiktaşBelediyesi’ne ait Mustafa Kemal Kültür Merkezi’ndeki basın toplantısı sonrasında yaşanıyor!

Kemal Bey basın toplantısında, atıp tutuyor.

Aile sigortasını kendince anlatıyor..

Kendisinin SSK Genel Müdürü olduğu dönemdeki hastane kuyruklarını, ilaç kuyruklarını unutmuşuz gibi, bugünkü yönetimden daha ileri vaadlerde bulunuyor..

Basın toplantısı bitiyor..

Kemal Bey binadan çıkacak..

Alt kata inmek istiyor. Yürüyen merdivenleri kullanırken, “aşağı inen” yerine, “yukarı çıkan” merdivenleri tercih ediyor.

Ve yürüyen merdivenler yukarı, Kemal Bey ısrarla aşağı doğru, komik bir görüntü ile bizleri güldürüyor.

Ama o görüntü içinde, ben Kemal Bey’in tüm çizgisini yakalıyorum..

Merdivenler yukarı çıkıyor. Kemal Bey’in yüzü, aşağıya dönük.. Sırtı dönük yöne doğru çıkıyor..

Ama hiç bozuntuya vermiyor.

Sanki ayağının altındaki merdivenler yukarı doğru çıkmıyormuş gibi.. O ısrarla merdivenlerden aşağıya doğru iniyor..

Aynen, “Başörtü yasağını kaldıracağız” dediğinin yarım saat sonrasında, “Biz bu konuyu konuşacağız” diyerek geri adım atarken, hiç bozuntuya vermediği gibi..

“Genel af gerekir” dediğinin hemen ertesi günü, “PKKliderini kastetmedim” diyerek lafı çevirdiği, ama hiç bozuntuya vermediği gibi..

Evet, “yukarı çıkan merdivenle aşağıya inen Kemal Bey görüntüsü”, bize onun tüm hayat çizgisini de resmediyor: Yalan söylerken bile, hiç bozuntuya vermemek!..

Ama hakkını teslim edelim.. Sonunda başarıyor Kemal Bey...

Merdivenler yukarı doğru çıkarken, o ısrarla merdivenleri aşağıya doğru adımlıyor.. Son dakikada merdivenlerin durdurulması ile de, Kemal Bey alt kata inmeyi gerçekten başarıyor!

Bu sonucu görünce, eminim tüm CHP’liler büyük bir heyecanla yerlerinden fırlamıştır: “İşte onun adı Kemal. Yukarı çıkan merdivenle, aşağı inmeyi başarabilen tek Lider! İşte Kemal!..”

Şakası bir yana, gerçekten büyük bir başarıya imza attı Kemal Bey.

Daha bir gün önce, “Ergenekon örgütü neredeyse söyleyin, ben de gidip üye olacağım” diyordu.

Anlaşılan o ki, birisi örgütün merkezini tarif etse, Kemal Bey tam zıt yöne giderek örgütü arayacak.

Aşağı inerken, yukarı çıktığını sanacak. Yukarı çıkarken, aşağı indiğini sanacak..

Bu kafayla, tarif edileni de bulması mümkün olmayacak..

“Yürüyen merdiven”deki aksaklık üzerinden Kemal Bey’e yüklenmemizi hoş görmeyenler olabilir.

Ama dikkat ediniz, özel bir mülkte, özel bir çarşıda değil bu olay.. Merkezi yönetime ait bir binada da değil bu olay.

CHP’li Belediye Başkanı’nın sorumlu olduğu bir binada yaşanıyor bu olay!

Dolayısıyla, kusuru da, hatası da, tümü ile CHP’lilere ait..

CHP’deki bu hatalar, arızi olsa, yine sineye çekeriz de.. CHP’de adeta genel kural haline gelmiş, “çıkan merdivenle, aşağıya inme” çabası..

CHP’nin tüm çizgisi, bu çelişkilerle dolu..

“Sosyal demokratız” diyorlar.. Kendi işçilerini topluca kapı önüne koyuyorlar..

“Herkese 650 lira aile yardımı yapacağız” diyorlar.. Yardımı bir kenara koyun, çalışan insanları, kendi belediyelerinden kovuyorlar..

“Medya bize yeterince yer vermiyor” diyorlar.

Sabahtan akşama kadar kendilerinden bahseden televizyonu, tüm sayfalarını CHP’ye övgü haberleri ile dolduran gazeteyi kapatıyorlar.

“Özgürlük” diyorlar.. Arkasından başörtü yasağını savunuyorlar..

“Hukuk devleti, temel haklar vs.” diyorlar.. Yargısız infazlarla adam öldüren çetenin avukatlığına, hatta üyeliğine soyunuyorlar!

Kısacası, yukarı çıkan merdivenle, aşağıya inmeye çalışıyorlar!

Ve inerken, hiç bozuntuya da vermiyorlar!

YENİ AKİT