Onların hikâyesi bizim trajedimiz
Şilan Uğur, Leyla İkincisoy, Hazine Şeker, Leyla Gündoğdu ve Miyaser Marangoz... Bu beş kızın ölüm hikâyeleri günlerdir Başbakan Erdoğan’ın dilinde. Başbakan Erdoğan, BDP’yi, özellikle de BDP’nin kadın milletvekillerini, bu beş genç kızın ölümünü görmezden gelmekle suçluyor. Zira, iddialar beş gerilla kızın örgüt içi infaza kurban gittiği yönünde. Erdoğan, “Taş kalpli” olmakla suçladığı BDP’li kadın vekillere dün şöyle yüklendi: “O kadın milletvekillerinin maalesef ağlayan, ağıtlar yakan anneleri istismar edecek kadar kalpleri taş haline gelmiş, bunları görmez durumda olmuşlardır. Bir mağarada işkence ile öldürülen beş kadın teröristi görmezden duymazdan geliyorlar. Ama canlı bomba olup masum insanları havaya uçurmayı, gemi kaçırmayı marifet gibi sunacak kadar da canileşiyorlar.”
Başbakan Erdoğan’ın sözünü ettiği genç kızların ölüm hikâyesi, PKK’ya yakın internet sitesi Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) 18 Eylül 2011 tarihli duyurusuyla ortaya çıktı. Örgütün kadın militanlarından oluşan YJA-Star adlı birimi beş kızın “Kış üslenmesi yaptıkları kampta uyuyan beş gerillanın jenaratörden çıkan egzoz gazı nedeniyle hayatını kaybettiğini” açıkladı. Bu açıklamadan, olayın bir yıl önce (27 Kasım 2010) meydana geldiği anlaşıldı. Zaman farkını ise örgüt, “Bu olayın araştırılmasının süre alması ve gerillanın içinde bulunduğu kısıtlı koşullar” ile izah etti.
Bu açıklamadan iki gün sonra ölenler için Diyarbakır ve Mersin başta olmak üzere değişik illerde taziye çadırları kuruldu. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın da aralarında olduğu önde gelen Kürt siyasetçiler bu çadırları ziyaret ederek ölen kızların ailelerine başsağlığı diledi.
Ancak 20 Eylül 2011’de Sabah gazetesinde bu beş genç kızın PKK tarafından infaz edildiği haberi yer aldı. İddiaye göre örgütten kaçan “Jiyan” kod adlı bir kadın militan, bu kızların ailelerine ulaşarak “acı gerçeği” anlatıyor: 32 yaşındaki “Canda Gabar” kod isimli Hazine Şeker, 26 yaşındaki “Berçem Amed” kod isimli Miyaser Marangoz, 26 yaşındaki “Sema Amed” kod isimli Leyla Gündoğdu, 17 yaşındaki “Axîn Avaşîn” kod isimli Leyla İkincisoy, 18 yaşındaki “Tekoşin Suruç” kod isimli Şilan Uğur, Diyarbakır’ın dağlık bölgesindeki bir örgüt kampından kaçmaya karar verdi. Kaçarken arkadaşları tarafından yakalandılar. Bir mağaraya hapsedilerek işkenceli sorguya alındılar... Örgüt tarafından yargılandıktan sonra da infaz edildiler...
Örgütle temasa geçerek kızlarının ölümünü araştıran ailelerin teknik takibinden elde edilen bu bilgilerin basında yer almasına karşın, PKK tarafından kamuoyunu tatmin eden bir açıklama gelmedi. Özellikle de bu olayın bir yıl sonra açıklanması merak konusu. Başbakan Erdoğan’ın “PKK infazlarına sessiz kalmakla” suçladığı BDP, henüz bu konuda karşı bir açıklama yapmış değil.
Bence ortadaki tek gerçek, hayat dolu bu beş genç kızın kirli savaşta hayatlarını kaybetmesi. Mezar taşlarının olmaması ise bu ülkenin trajedisi...
TARAF
YAZIYA YORUM KAT