
“Önemli bir şey zannettim, boşuna telaşlanmışlar”
İkide bir ekranlarda bu şekilde boy göstermesi ve çokça izlenmesinin hikmetini sormuştuk bir ağabeye, demişti ki; “Bir şeyi hâlâ anlayamadınız mı? İnek Şaban gittikten sonra bu millet kendisini güldürecek birisini arıyordu, işte onu bulmuştur.”
Mehmet Göktaş’ın Doğruhaber gazetesindeki yazısı:
Padişah ülkenin ileri gelen alim, şair ve münevverlerine sarayda bir davet verecekmiş. Sarayın ileri gelenleri bir konuda endişeliymişler. Çünkü padişah talaş ve telaş kelimelerini bir birine karıştırıyor, talaşa telaş, telaşa talaş diyormuş. Sarayın ileri gelenleri bir türlü cesaret edip diyemiyorlarmış. Sarayın bir soytarısı varmış “bu işi bana bırakın ben hallederim” demiş ve ufak bir senaryo hazırlamış. Sarayın alt katındaki talaşlara kimse görmeden bir ateş atmış, yangın çıkarmış. Görevliler panik içinde yangını söndürmek için ellerinde kovalarla koşuşturmaya başlamış. Bizim soytarı da padişahın kapısının önünde volta atıyor, padişahın dışarı çıkmasını bekliyormuş. Öyle de olmuş, padişah dışarı çıkmış ve gürültünün sebebini sormuş, soytarı da fırsatı değerlendirmiş;
“Sultanım, sarayın bodrumunda talaşlar vardı ya, işte o talaşlar tutuşmuş yanmaya başlamış talaşlar tutuşunca görevliler telaşlanmış, telaş içinde talaşları söndürmeye uğraşmışlar, fakat talaşlar tutuştukça görevliler telaşlanmış, görevliler telaşlandıkça talaşlar tutuşmuş...”
Padişah şöyle bir bakmış; “Ben de önemli bir şey var zannettim, boşuna talaşlanmışlar” demiş ve odasına girmiş.
Belki padişahı kalın kafalı veya bir şeyi öğrenmemekte inatçı gibi düşünebilirsiniz. Fakat soytarı ve hazırladığı sahne de gerçekten talaşlanmayı gerektirecek bir şey değildir.
Bugün bazı soytarılar benzer sahneler düzenlemeye çalışıyor. Yok efendim iki bin dernek silahlanıyormuş, katliam hazırlıkları yapılıyormuş, iç savaş çıkma ihtimali varmış, savcılar harekete geçmeliymiş...
Kahvehanede palavra atan bir avcı bir de onu ileri gittiğinde frenleyen biri varmış:
“Dün ava gitmiştim, filan yerden bir anda tam beş yüz keklik fırlayıp uçtu” deyince frenleyici “öhhöö” der, avcı üç yüze düşer; fakat yine “öhhöö” diye bir ses işitir, derken yüze düşer amma her defasında öhhöö gelir. En son bir tek keklik dediğinde de öhhöö gelince artık avcı dayanamaz; “ya o hışırtı neyin nesiydi?”
Bizimki de iki bin dernekten başladı, daha birinci öhhöde yüz elliye düştü, savcının karşısına vardığında hışırtıdan ibaret kalacağından emin olun.
İnsanımızın her şeye rağmen toplu bir feraseti vardır, böyle soytarıların mizansenine asla talaşlanmaz.
İkide bir ekranlarda bu şekilde boy göstermesi ve çokça izlenmesinin hikmetini sormuştuk bir ağabeye, demişti ki;
“Bir şeyi hâlâ anlayamadınız mı? İnek Şaban gittikten sonra bu millet kendisini güldürecek birisini arıyordu, işte onu bulmuştur.”
HABERE YORUM KAT
bu cübbeli hem bazı konuşmalarında çok hatalı hem de fikirlerinde sabit değil, yani istikrarsız biridir. Bunun peişinden giden kardeşlerim lütfen artık kendinize gelin. Siz Allah rızası için güzel şeyler yapmak istiyorsunuz ama bu peşinden gittiğiniz şahıs sizi kişilksiz, karaktersiz yapmaya çalışıyor. fetö tarafından cezaevine girmeden önce fetöyü çok güzel bir şekilde habertürkte eleştirmişti hatta kınamıştı o gün birçoğumuz cüppeliyi alkışladık fakat cezaevinden çıktıktan sonra 180 derece değişip bu sefer de ona fetullah değil hocafendi diyeceksiniz demişti bu emri de mahmud efendiden yani büyük eşylerinden aldığını söylemişti, fetoya fetullah demek hakaretmiş ve bu hakareti yapmak caiz değil çünkü bizim şeyhimiz öyle buyurmuştur, demişti! bir sefer sen kimsin senin şeyhin kim ? fetönün hem islam hem de devlet haini olduğu resmen ortaya çıkmıştır, demek ki hem sen hem de senin şeyhin (gerçekten öyle bir şey demişse) asla ama asla İslami çevrelerde otorite sahibi olamaz. hele hele sen ve şeyhinin her dediğini müritleriniz yapmak zorunda mıdır, siz yanlış bir şey yapsanız sizi yine alkışlamaları mı gerekir? Bu yersiz mürit itaatlarının ne kadar İslama ve İnsanlığa zarar verdiğini daha ne zamana kadar görmemezlikten geleceğiz? Önemli olan Allah'ın ne dediğidir, neye inandığımızı bilmez isek bu tipler daha çoookkkk bize sağ gösterip sol vururlar.
Yanıtla (0) (0)Fikirlerin doğruluk veya yanlışlığının ötesinde karşıt görüşlülerin gülünçleştirilmesi bana Charlie Hebdo tipi düşünceyi hatırlatıyor. Bunu doğru bir fikri mücadele tipi olarak görmüyorum. Ahlaki bulmuyorum. Müslümana da yakıştırmıyorum.
Yanıtla (0) (0)Bence Türkiye'deki en büyük tekfirci Cübbeli'nin ta kendisidir kendi gibi düşünmeyen her kesi kafir müşrik görüyor bir gün bir konuşmasına denk geldim Aman Allah'ım onun dillendirdiği gibi Müslüman olmayan herkes kesin cehennemde yanacak ona göre öyle şeyler söylüyor ki gerçekten en büyük harici Bence Cübbeli takke takmayana bile nerdeyse kafir diyecek
Yanıtla (0) (0)bunun bu ortalıkta dolasmasına durup durup bu tip acklamalar yapmasına gayret sahibi muslumanlar tepki gosterirken hukumet nasıl bir duygu ve dusunce icerisindedir.
Yanıtla (0) (0)