Afganistan İslam Emirliği’nin Mülteciler ve Geri Dönüş Bakanı Halilurrahman Hakkani, başkent Kabil’deki bakanlık binasında DEAŞ tarafından düzenlenen intihar saldırısında şehit oldu.

Halilurrahman Hakkani, Afganistan’ın Sovyet ve ABD-Nato işgaline karşı büyük mücadeleler veren ve Taliban’ın Molla Ömer’den sonra en önemli komutanlarından olan Mevlevi Celaleddin Hakkani’nin kardeşiydi. Bu büyük ailenin her ferdi Afganistan’ta işgalcilere  karşı verdiği mücadeleyle ön saflarda cihad sancağını taşıyorlar.

Onbinler şehid Halilurrahman Hakkani’yi son yolculuğuna uğurladı https://t.co/8z3LEpXlTT pic.twitter.com/gnOK1o7DLs

— HAKSÖZ HABER (@HaksozHaber) December 13, 2024

Cenaze töreninde konuşan İslam Emirliği yetkilileri, DEAŞ’a karşı mücadelede kararlılık vurgusu yaptı. Halilurrahman Hakkani’nin vefatı, hem Taliban yönetimi hem de Afganistan halkı için büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.

Halilurrahman Hakkani, Afganistan İslam Emirliği yönetimi altında birlik çağrılarıyla tanınmıştı. Ahmed Şah Mesud’un oğluna hitaben yaptığı, “Afganistan hepimizin; çatışmayı bırakmalı, birlik olmalıyız” şeklindeki çağrısıyla ülke içindeki barış arayışlarına önemli bir katkı sunmuştu.

Şehid Hakkani’nin cenaze namazı, yeğeni ve Hakkani grubunun lideri olan Sıraceddin Hakkani tarafından kıldırıldı. On binlerce kişinin katıldığı cenaze namazı, Halilurrahman Hakkani’nin özelinde İslam Emirliği’nin Afganistan halkı tarafından sahiplenildiğinin bir göstergesi oldu.

Şehid Hakkani, Pakti'da defnedildi.

Mücadeleci kişiliğiyle bilinen Hakkani, silahını hiçbir zaman yanından ayırmamış ve resmi toplantılarda dahi yanında bulundurmuştu. Hakkani’nin bu duruşu, ömrünün büyük bölümünü cihad meydanlarında geçirmiş bir mücadele insanının Allah yolunda kaleminin yanında silahında ne kadar önemli olduğunu her zaman ve şartta hatırlatıyordu.

Şehid Halilurrahman Hakkani’ye Allah’tan rahmet diliyoruz, Hakkani ailesinin cihad mirası, Afganistan’ın işgalcilere karşı kurtuluş mücadelesinde derin izler bırakmaya devam ediyor. Halilurrahman Hakkani’nin bıraktığı miras, ülkedeki İslam Emirliği’nin geleceği açısından bir ilham kaynağı olmaya devam edecek.