Onayla boz.. onayla boz.. Normal süreç mi bu?
Şu yargı sistemine bakar mısınız..
Hani okur-yazar olmayan şüphelilerin, ne dediği belli olmayan savunmalarını dinleriz de..
Yargıtay’da daire başkanlığı yapmış bir yüksek yargıcın, şu savunmasını nereye oturtacağız, siz söyleyin..
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi eski Başkanı Hasan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nde dün yaptığı savunmada ne diyor, birlikte okuyalım: “Yaptığımız inceleme sonucunda yerel mahkemenin tahliyeye ilişkin verdiği kararı oy birliğiyle onadık. Üye arkadaşlarımı etkilemem mümkün değil. Benim de yalnızca bir oyum var. Herkes vicdani kanaatine göre oy kullandı.’’
Ne var burda?
Bir şey yok..
Yargıtay’da her gün, binlerce dosyada “onama” kararı veriliyor..
Bu da, o binlerce karardan birisi..
Birisi de.. İşin devamı var..
Onu da sayın Başkan’ın kendi ağzından dinleyelim: “Verdiğimiz kararın düzeltilmesi isteminde bulunuldu. Bu nedenle dosya tekrar dairemize geldi. Emekliliğime kısa bir süre kalması nedeniyle dosyaya yeni heyetin bakmasını istedim. Yeni heyet, karar düzeltme istemini kabul edip, yerel mahkemenin kararını bozdu. Bu normal hukuki bir süreçtir.”
İşte burda iş zıvanadan çıkıyor..
A’sından Z’sine “anormal bir süreç”i, başkan bey “normal süreç” olarak takdim ediyor..
Hiç teknik detaya girmeyelim..
Bir yüksek mahkemenin 5 üyesinin, oybirliği ile verdiği karar, bir ay sonra, aynı üyeler tarafından yanlış bulunup, değiştirilir mi?
Mantık kabul eder mi bunu?
Hadi diyelim ki, sayın başkan, kendisinin emekliliğine az kaldığı için, ikinci incelemede oy kullanmadı.. Dairenin dört üyesi aynı değil mi? (Aslında emekliliğine az kaldığı için oy kullanmaması da ayrı bir anormal süreç ya.. Çünkü emekliliğine az kalan her üye, oylamalara katılmayacak ise, emekliliğine fiilen başlamış demektir. Niye hukuken emekli olmuyor da, çalışıyormuş gibi maaş almaya devam ediyor? Ve çalıştığı halde, bazı dosyaların görüşmesine katılmıyor?)
İşin bu yanı bir kenara..
Sayın başkan, bir ay içinde verilen iki farklı kararın sebebini de izah etmiyor, edemiyor..
Hayatında karakol yüzü görmeyen.. Kimse ile mahkemelik olmayan... Mahkemede işi olmadığı için, Yargıtay’da da dosyalarını yıllarca “ne olacak” diye merakla beklemeyen.. Sonunda gerekçesiz üç satırlık kararla yerel mahkeme kararının aynen onandığını görerek çılgına dönmeyen okuyucularımız bilmeyebilir..
Ben kısaca özetleyeyim, Yargıtay’daki onama kararı ile, ikinci inceleme sonucunda verilen kararların sürecini..
Başkan’ın “normal hukuki süreç” dediği olayı, böylece bir de biz anlatmış olalım..
Yerel mahkemelerden verilen kararlar, taraflardan birisinin (temyizi) isteği üzerine Yargıtay’da tekrar incelenir.. İncelemeyi, Yargıtay’ın ilgili dairesi, 5 üye ile toplanıp yapar.. Karar, ya onamadır, ya da bozma..
Bu kararlara, belli değerden fazla olması halinde, bir itiraz hakkı daha vardır.. Ona da karar düzeltme diyoruz. Bu itirazı, aynı daire (hatta farklı kararlar çıkmasın diye, önceki karara kimler katılmış ise, özellikle onların katılımı ile) karara bağlar..
Bu durumda da, onama verilen bir dosyadan, karar düzeltme aşamasında farklı bir karar çıkması, hemen hemen imkansız gibidir..
Hadi imkansız demeyelim..
Ama onbinde, hatta yüzbinde bir gibi bir orandadır, karar düzeltme ile değişen Yargıtay kararları..
Hem istisnaidir.. Hem de, farklı bir karar verilmişse, tarafları tam tatmin edecek kadar izahatlıdır.
“Şu maddi vakıa atlanmış... Bu iddianın incelemesi unutulmuş... Şu veri, sehven dikkate alınmamış” türünden, çok mantıklı, tamamen insan hatasına dayalı, somut gerekçelerle verilir, düzeltme kararları....
Yoksa, 5 üyenin verdiği kararın, bir ay sonra tam zıttı bir kararla ortadan kaldırılması, zaten hayatın olağan akışına terstir..
Bu durumda, dün Anayasa Mahkemesi’nde savunmasını yapan sanık konumundaki sayın daire başkanının ne yapması gerekirdi?
Verdikleri kararın sonradan değiştirilmesi ile ilgili açık bir sebeb sunması gerekirdi.
Var mı böyle bir izahatı, sayın Başkan’ın?
Yok.
Ya ne diyor, sayın Başkan?
Şunu diyor: “Bu dava ile onurum kırıldı. Gururum incindi..”
Şimdi gelin de, şaşmayın bu işe.. Gelin de, güven duyun bu yargıya..
Bir yüksek yargıç, bir ay ile, aynı dairenin, aynı dosya için iki farklı karar vermesini makul şekilde izah edemiyor, “Gururum incindi” diyerek savunma yapıyorsa, bu ne demektir?
“Bu işin çivisi çıkmış” demektir..
Var mı daha başka izahı?
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT