On Kadın On Tarifsiz Acı...
Yönetmenliğini Tülay Gökçimen'in yaptığı 'Haykırış' isimli belgesel, Suriye'de üç yıldır devam eden savaşta eşleri kayıp, çocukları öldürülmüş, savaşın en çirkin taraflarıyla yüzleşmiş kadınların ortak acılarını yansıtıyor.
Nuriye Çakmak'ın haberi:
Suriye'de üç yıldır süren saldırılardan en çok kadınlar ve çocuklar etkilendi. Esed rejiminin saldırıları hız kesmezken binlerce kadın ve çocuğun mağduriyeti devam ediyor. Çocukları gözlerinin önünde öldürülen, eşlerinin nerede olduğunu bilmeyen ve kızlarına, kız kardeşlerine hatta kendilerine bir işkence yöntemi olarak tecavüz edilen Suriyeli kadınlar 'Haykırış' belgeseline konuştu. Yapımcılığını İHH İnsani Yardım Vakfı'nın, yönetmenliğini Tülay Gökçimen'in, müziklerini Grup Yürüyüş'ün üstlendiği belgeselin ilk gösterimi 23 Kasım Cumartesi günü saat 17:00'da Eminönü Halk Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilecek.
On kadın on tarifsiz acı
En çok sivillerin zarar gördüğü saldırılarda binlerce kadın ve çocuk hayatını kaybetti. Milyonlarca insan savaştan kaçarak komşu ülkelerde yaşam mücadelesi veriyor. Belgeselde, Türkiye-Suriye sınırında yaşayan 10 farklı kadının 'haykırışları' yer alıyor. Bu kadınların ortak özellikleri tümünün eşinin hayatta olup olmadığından, ya da nerede tutulduğundan haberlerinin olmaması. Hepsinin en az bir çocuğu saldırılarda öldürüldü. Ailelerinde mutlaka bir tecavüz mağduru bulunan bu kadınlar gelecekten umutsuz ve tek istekleri geri dönebilmek.
Güvenlik nedeniyle isimleri açıklanmayan Suriyeli kadınlar içinde bulundukları durumu şu sözlerle anlatıyorlar:
Kızları için kaçıyorlar
'Kızları ve kadınları için herkes korkudan herkes çadır kentlere kaçıyor. Sana ne diyeceğimi bilemiyorum. Beşar neden hala orada? Bırakıp gitsin artık. Ve Müslümanlar, tüm Müslümanlar nerede? Hepsi uyuyor. Kimse yok.'
'Dökülen kanlardan, Allah'tan korkun'
'Siz Allah'a ibadet eden Müslümanlar bizi duymuyorsunuz. Suriye halkından korkmuyorsanız, genç ve çocukların dökülen kanlarına üzülmüyorsanız, bu sessizliğinizin hesabını soracak olan Allah'tan korkun. Üç yıl geçti, televizyonda gösterilen bunca şeye rağmen, inanmaları için daha ne anlatmamız bekliyorlar. Yazık günah değil mi? Bunlar, Arap ülkeleri nerede? Bizi ve çocuklarımızı duymuyorlar mı?
'Ne Türkiye ne başka bir yer…'
İnşallah bir füzeyle kendisi, annesi, karısı ve çocukları yok olur. Bize yaptığı gibi… Bir ekmek bulabilmek için yerden yere dolaşıyoruz. İnşallah bir füzeyle her şeyi biter. Çünkü bizi ve çocuklarımızı evlerimizden ve vatanımızdan mahrum etti. Tek dileğim evime geri dönmek. Dönmek istiyoruz çünkü burada kalplerimiz de hapiste gibi. Bizler ne Türkiye'yi ne bir başkasını istemiyoruz. Suriye'ye dönmek istiyoruz. Allah bize yaptığı gibi onu nefes almaktan mahrum etsin. Tek bir evim vardı onu da vurup yerle bir etti. Diyecek başka bir şeyim yok.
'Bizim Allahımız var!'
'Diyecek bir şey bulamıyorum… Arap ve Avrupa ülkelerinden beni duyan herkesten yardım etmelerini istiyorum. Yardım etmezlerse de ne yapalım? Bizim Allahımız var! O herkese yardım eder.'
YENİ ŞAFAK İNTERNET
***
İLGİLİ HABERİMİZ İÇİN TIKLAYINIZ...
HABERE YORUM KAT