1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Ömer el-Şugre: “Türkiye'ye gönüllü olarak gelmedik, buna zorlandık. Çünkü savaş uçakları bizi bombalıyordu”
Ömer el-Şugre: “Türkiye'ye gönüllü olarak gelmedik, buna zorlandık. Çünkü savaş uçakları bizi bombalıyordu”

Ömer el-Şugre: “Türkiye'ye gönüllü olarak gelmedik, buna zorlandık. Çünkü savaş uçakları bizi bombalıyordu”

A Haber'e konuşan Suriyeli Aktivist Ömer el-Şugre “Biz ülkemizi gönüllü olarak bırakıp Türkiye'ye gelmedik. Buna zorlandık. Çünkü savaş uçakları bizi bombalıyordu.” dedi.

15 Ağustos 2022 Pazartesi 11:40A+A-

Suriye'de 11 yılı aşan savaşta yüzbinlerce insan hapse atılırken çeşitli işkencelere maruz kaldı. Henüz çocuk yaştayken Esed rejimi tarafından hapse atılan ve işkenceye maruz kalan Ömer el-Şugre hapisten kurtulduktan sonra insan hakları aktivisti oldu. el-Şugre BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı sert konuşma ile oldukça dikkat çekti. A Haber'e konuşan el-Şugre, hapis döneminde yaşadıklarını ve Türkiye'ye olan bakış açısını anlattı.

AKSİYON ALAMADIKLARI İÇİN ELEŞTİRİYİ HAK EDİYORLAR

Öncelikle, yıllardır uluslararası toplumun Suriye konusunda harekete geçmesi için çabalıyorduk. Ve onlar çok az şey yaptılar, hatta bazen hiçbir şey yapmadılar. Yıllarca bize yapılanlardan dolayı, güçlü pozisyonda durmak ve onları suçlamak ve kınamak zorundaydık. Aslında ağır sözlerle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde konuşmak İdlib'e bomba atılması ve sivillerin öldürülmesinden çok daha kolay. İnsanlar Suriye topraklarında yaralanıyor, ölüyor, acı çekiyorlar. Çünkü bu Güvenlik Konseyi üyeleri yalnızca Rusya ve Çin'i suçluyor, sivilleri korumak için herhangi bir adım atmıyor. Aksiyon alamadıkları için ayıplanmayı ve eleştirilmeyi hak ediyorlar.

İNSANLAR UMUT İÇİN ARAYIŞTA

Suriye'yi son ziyaretimde ülkedeki savaşın iki ayrı bakış açısını gördüm. Endüstriyel çalışmaların yapıldığı bölgeye gittim. Orada insanların Suriye'nin kuzeyinde fabrikalar inşa etmeye çalıştığını gördüm. Bu fabrikalar pek çok insana hayatlarını sürdürebilmek için iş fırsatı sunacak. Ayrıca Esed rejimi ve onların destekçileri İran, Rusya ve BAE tarafından gerçekleşen yıkımın yaşandığı şehirleri de ziyaret ettim. Ne yazık ki insanların en ufak bir umut için bile bir arayışta olduğunu görüyorsunuz.

TÜRKİYE YARDIMLARIN ULAŞTIRILMASI KONUSUNDA BÜYÜK ROL OYNUYOR

Suriye halkı umudunu Birleşmiş Milletler'de bulmadı. Çünkü Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi'nde Rusya'nın gücüne karşı çok zayıf davrandı. Suriye'ye yardım göndermek için alternatif çözümler, yollar üretmek yerine Rusya'nın önerdiği her şeyi kabul ettiler. Rusya'yı düşünmeden bir şeyler yapabilmeleri gerekiyordu. Bu çok gerekli çünkü Suriye'nin kuzeyinde yaşayan ve yardımlara hayati ihtiyaç duyan 4-5 milyon insandan bahsediyoruz. Türkiye Birleşmiş Milletler haricinde gelen yardımları ulaştırma noktasında büyük bir rol oynuyor.

UÇAKLAR BİZİ BOMBALADIĞI İÇİN TÜRKİYE'YE GELDİK

Suriye'nin desteğe ve korumaya ihtiyacı var. 11 yıldır Türkiye her anlamda çok sayıda Suriyeliye hem Türkiye'ye gelenlere hem de Suriye'nin kuzeyinde yaşayanlara koruma sağladı. Bizi kabul ettiği ve yaptıkları için Türkiye'ye çok minnettarız. Öyle ki Türkiye kız kardeşimle yeniden kavuşmamı sağladı. Türkiye ailemin ilk geldiği yer oldu. Bunları söylerken şundan da bahsetmek istiyorum, biz Türk hükümetinin ve vatandaşlarının savaş bölgesinden geldiğimizi anlamalarını istiyoruz. Biz ülkemizi gönüllü olarak bırakıp, Türkiye'ye gelmedik. Buna zorlandık. Çünkü savaş uçakları bizi bombalıyordu. Suriye'ye gidip, rejimle savaşamıyoruz çünkü silahımız yok. Oraya geri dönüp savaşamayız çünkü savaş uçakları taşıyabileceğimiz taşlardan çok daha güçlü. Bu nedenle insanlar burada.

ELİMDEKİ TIRNAKLARI SÖKTÜLER

Suriye'de savaş başladığında 15 yaşındaydım. 15 yaşında bir çocuk olarak kuşları severdim, arkadaşlarım vardı. Hani Türkiye'de bir çocuk nasıl büyürse ben de o şekilde büyüdüm. Ve birden savaş başladı. İlk başta savaş değildi, devrimdi. İnsanlar sokaklarda ellerinde çiçeklerle özgürlük diye haykırıyordu. Benim için basit bir etkinlikti. 15 yaşında bir çocuk olarak katıldım oraya. Aniden rejimin askerleri geldi ve sokaktaki insanlara ateş açmaya başladılar. İnsanlar öldü. Sağımda, solumda insanlar öldü. Orada ne yapacağımı bilmiyordum. Hayatımda daha önce böyle bir şeyi hiç görmemiştim. Bu kadar kanı hiç görmemiştim. Çok korkmuştum. Rejimin askerleri gelip beni tutukladılar, hapse koydular. Ve bana, bir çocuğa işkence etmeye başladılar. Elimdeki tırnakları söktüler. Korkunç bir acı içindeydim. Ve tüm bunlar sokakta olup, özgürlük diye haykırdığım için oldu. Lisede olmak yerine, arkadaşlarımla olmak yerine, ailemle olmak yerine, farklı etkinliklere katılmak yerine hayatımın 3 yılını hapiste geçirdim. Bana her gün işkence ettiler.

TÜRKLERE MİNNETTARIZ

Türklere söylemek istediğim bir şey var. Çok farklı açılardan bakıldığında aslında kardeşiz. Türkiye'de güvenli bir ev bulma şansı elde edebildiğimiz için çok minnettarız. Şu anda İstanbul'da olabilmek ve şehrin güzelliğini görebilmekten dolayı minnettarım. Türklerle ve onların koruması altında Suriye'ye gidebildiğim için de çok minnettarım. Bizim için her şeyi önemseyen, çalıştığım organizasyon olan Suriye Acil Durum Görev Gücü'nün Suriye'ye girebilmesi için her şeyi yapan Kilis valisi ile Azez, El Rai ve Halep'in kuzeyine gittik. Bunlar için minnettarız. Böyle kalmasını istiyoruz. Irkçılığın her çeşidine karşı mücadele edilmeli. Türkler, bu tarz herhangi bir olayda yer almamalı. Bu Türk halkına yakışmaz. Yıllarca Suriye halkının en büyük destekçisi oldunuz. Türk devleti ve halkı bu zamana kadar Suriyeliler için en büyük müttefik oldu. Türk halkından farklı davranan çok az sayıda insan var. Onlar Türkiye'yi temsil etmiyor. Onlar ırkçı insanlar, yolda yürürken Suriyelilere saldırmaya çalışıyor. Ama onlar Türkiye'yi temsil etmiyor. Türkiye bundan çok daha iyi.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum