1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Ölü Bir Kalbini Isırmaktan Çok Daha Berbat 10 Şey
Ölü Bir Kalbini Isırmaktan Çok Daha Berbat 10 Şey

Ölü Bir Kalbini Isırmaktan Çok Daha Berbat 10 Şey

Suriye'de Baas askerlerinin yaptığı işkencelerden çeşitli görüntüler vahim tabloyu gözler önüne seriyor.

10 Ağustos 2013 Cumartesi 13:11A+A-

HAKSÖZ-HABER

Mayıs ayında Suriye’den yansıyan bir görüntü Esed rejiminin açık ve örtülü savunucularınca çok istismar edildi. Öldürdüğü bir Baas askerinin kalbini söküp dişleyen bir muhalifin, Ebu Sakkar’ın eylemi Suriye muhalefetinin insan haklarını ihlal konusunda rejimden bir farkının olmadığı yönünde propagandalara konu oldu. Bu karalama kampanyası hala sürüyor ve birileri “kalp yiyen adamlar” kalıbıyla bütün Suriye muhalefetini bu eylem üzerinden mahkum etme çabası sergiliyor.

Bu eylemin elbette tasvip edilecek bir tarafı yok ama Ebu Sakkar’ı bu çirkin eyleme neyin sürüklediğini görmezden gelenlerin tek bir fiil üzerinden Suriye muhalefetini mahkum etmeye kalkışmalarının adil ve ahlaki olmadığını görmek lazım. Daha önemlisi ise bu çevrelerin derdinin ne olduğunu iyi anlamak lazım.

Konuyla ilgili olarak Suriyeli bir muhalifin yazısını ve sorduğu soruyu bazı gerçekleri vurgulamak için yayınlıyoruz. Videolardaki görüntülerin vicdan sahibi herkes için çok korkunç ve dayanılması güç görüntüler olduğu ortada. Bununla birlikte kafalarını kuma sokanların ne kadar çirkin bir iş içinde olduklarının görülmesi gerektiği kanısıyla yaptığımız bu haberin anlayışla karşılanacağını umuyor, görüntülerden ötürü duyduğumuz kederi paylaşıyoruz.

İşte bahsettiğimiz yazı ve görüntüler:

Ölü Bir Adamın Kalbini Isırmaktan Çok Daha Berbat 10 Şey

Öncelikle vurgulayalım ki, Ebu Sakkar adlı kişinin video görüntülerinde ortaya çıkan Hannibalizm fiilinin hiçbir biçimde kabul edilebilmesi mümkün olamaz.  Öldürdüğü Baas savaşçısının cep telefonuna yüklediği kadınlara ve kızlara tecavüz görüntülerini gördükten sonra Ebu Sakkar’ın hissettiği dehşeti anlayabiliyorum. Mamafih bu durum onun eylemini mazur göstermez ve ne yazık ki, Ebu Sakkar bu yaptığıyla adeta kendisiyle savaştığı şeytana benzemiştir.

Bunu belirttikten sonra bu videonun üzerinde durulmayı hak eden bazı hususlara işaret ettiğini görelim. Suriye’den sağanak halinde ölüm ve dehşet görüntüleri yağmakta. Bunlardan bazılarının failleri tarafından gururla yayıldığını biliyoruz. Öyle ki muhalif güçler ve temsilcileri tarafından bunlara ilişkin zaman zaman kınama açıklamaları yapılmak durumunda kalınıyor. Peki ya askerlerce işlenen korkunç fiillerle ilgili olarak rejim neden sessizliğini koruyor? Bir muhalif olarak şu sorunun sorulması gerektiğine inanıyorum.  Neden muhaliflerce işlendiği iddia edilen kötü fillerle ilgili olarak kınama-açıklama bekleyen uluslar arası kamuoyu aynı beklentiyi rejime yöneltmiyor? Tam 40 yılı aşkın bir süredir türlü zorbalıklara imza atmış bir rejime karşı mücadele eden birisi olarak muhaliflerin mutlaka yüksek bir insan hakları standardı geliştirmesi gerektiğine inanıyorum. Ve bizimkilerin eylemlerini kınayan dünyanın aynı şeyi rejime karşı yapmamasından da doğrusu onur duyuyorum. Çünkü herkes bu rejimin zaten böyle bir standardının olmadığının farkında.

Şurası açık, Özgür Ordu’ya atfedilen ihlallerle ilgili olumsuzluk öncelikle yapısal nitelikli. Merkezi bir komutanlık yok, belirlenmiş çerçeve kurallar söz konusu değil ve düzenli bir eğitim mevcut değil. Özgür Ordu’nun silaha başvurması bütünüyle kendisini ve halkını korumaya yönelmiş fertlerin refleksini yansıtıyor. Eline silah alan ve rejime muhalif herkes Özgür Ordu’nun mensubu olabilir. Ve tanımlanmış idealin dışına çıkan kişi Özgür Ordu’dan ayrılmış demektir.

Buna karşın Esed’in güçleri “ulusal” bir ordu özelliğine sahip. Aynı eğitimden geçiyorlar, üniforma giyiyorlar, merkezi bir komutanlığa sahipler ve bir düzen içinde hareket ediyorlar. Bu güç içinde yer alan herhangi birinin yaptığı yapıyı bağlar. Bu ordu mensuplarınca sayısız ihlal ve canavarlık icra edilmesine rağmen biz herhangi birisi hakkında herhangi bir işlem yapıldığını duymuyoruz. Sadece bu durum bile Esed iktidarının gayrı meşruluğunun bir delili sayılabilir.

Şimdi size ölü bir adamın kalbini ısıran bir kişinin yaptığından daha korkunç 10 görüntü sunacağım.

1- Bir grup insanı öldüresiye döverken birden bire “alim olan hanginiz” sorusunu yöneltmek ve o kişiyi çok daha zalimane bir akibetin beklediğini hissettirmek.

2- Biraz sonra idam edeceğiniz ve uzun bir süredir işkence yaptığınız bir adama “karının ırzına geçmemizi kabul edersen çocuklarını görmene izin verebiliriz” teklifinde bulunmak.

3- Bıçaklayarak ve taşlayarak bir insanı öldürmek.

4- Katledilmesinden kısa bir süre önce bir insanı metal bir çubukla dövmek ve bir yandan da annesine küfretmek.

5- Genç bir insanı dövüp, işkence ederek öldürmek.

6- Canlı bir adamın kafasını yakmak ve döverek öldürmek.

7- Saatlerce işkence yaptıktan sonra kurbanın işaret parmağını koparmak ve kız kardeşine küfretmek.

8- Bir kontrol noktasında alıkonulan bir kadını galiz küfürler eşliğinde vahşice dövmek.

9- Çocuklarının önünde bir adamı ve karısını dövmek, aşağılamak ve saçlarını traş etmek.

Bu video Youtube tarafından aşırı şiddet içerdiği için kaldırılmıştır...

10- Yaşlı bir adamı bir çocuk gibi ağlatarak ve yalvartarak dövmek.

Çok daha korkunç görüntüler olduğunu da hatırlatıyorum:

13 yaşındaki bir çocuğu tutuklamak, cinsel organını kesmek ve işkence sonucu öldürmek ölü bir adamın kalbini ısırmaktan daha kötüdür.

15 yaşlındaki bir çocuğu tutuklayıp, matkapla vücudunu delmek ölü bir adamın kalbini ısırmaktan daha kötüdür.

3 yaşındaki bir kız çocuğu babasının yanında gözünden vurup öldürmek ölü bir adamın kalbini ısırmaktan daha kötüdür.

Unutmayın! Yukarıdaki videoların tamamında kurbanlar tüm bu korkunç fiiller üzerlerinde icra edildiğinde canlıydılar. Bunlar Ebu Sakkar’ın eylemini meşrulaştırmaz elbette ama size belki bazı şeyleri düşündürtebilir!

 

HABERE YORUM KAT

6 Yorum