Okuyucularla Hasbihal..
(‘Bir m.vekili nasıl tutuklanır mı dediniz?’ başlıklı ve19 Haz. tarihli yazı etrafında..)
-Sinan Aslan / 20 Haziran, Enis Berberoğlu ile Adnan Menderes arasındaki alakayı ben anlamadım.
*SEÇ: Sinan isimli arkadaşa: İki kişi arasında bir alâka kurulmuyor.. Vekil hapsedilirken değil, başvekil bile idam edilirken, o idamlara alkış tutan bir taifenin daha nice tutarsızlıklarına da değinildikten sonra, şimdi, bir m. vekilinin ağır bir suçlamadan dolayı 25 sene hapse çarptırılması karşısında, adalet diye feryad edilmesindeki tutarsızlık anlatılmaya çalışılmıştır. Kaldı ki, başka m.vekilleri tutuklanırken sesini çıkarmayan ve 'yıllardır dokunulmazlıkların kaldırılması için' kampanya yapan bir taife, kendilerine iğne batınca feryada başladı.. Kaldı ki, henüz istinaf ve temyiz süreçleri de varken..
-bir gurbetci / 21 Haziran, Bu Trump denen tüccardan çok umudum var.
İnşaallahamerikada bir iç savaş çıkarır da tüm diğer ülkelerde yaptıklarını kendi ülkesinde de yasarak görürler.
Faruk PAK / 19 Haziran, İşin ilginç yanı Katar'ı terörizme destek vermekle itham eden USA nın, Katar'a silah satmakla kendisinin de bu desteğe ortak olduğu... Tabi USA'nın gerçekten terör örgütü olan örgütlere (PKK/PYD/YPG...v.b.) verdiği aşikarane yardım varken bu bir şey değil. Demek ki neymiş mesele terör merör değilmiş. Mesele tamamen ekonomik çıkar. Yoksa bütün düny da bilir ki hiç şiddete bulaşmamış İhvanın terör örgütü olmadığını... Yada ülkesinin savunan Hamas’ın terör örgütü olmadığını. Ama bu yapıların emperyalist ülkelere ve işbirlikçilerin çıkarına hizmet etmeyeceklerini de bilir ... Mesele bu..
*
‘İran füze saldırsıyla neyi hedefliyor?’ başlıklı , 21 Haz. tarihli yazı etrafında..
-A111-rumûzuyla yazan okuyucu: Hüsnü Mübarek iyi birisi mi yani?
*SEÇ: Bir diplomatik problemin çözümü konusunda bir örnek verilirken, HusniMubarek’in bir hareketi hatırlatılınca, onun iyi veya kötü birisi olduğuna dair bir görüş de mi belirtilmiş oluyor?
-Hüseyin Belgi / 21 Haziran, (Nasıl yani? Kendinize yönelik bir tehlike hissederseniz, oraları da mı Suriye’de olduğu gibi füzeyle vuracaksınız?)- ifadenizin Muhsin Rizainin söyledikleriyle hic bir alakasiyoktur..Söylenenlerden böyle bir soru sorulmasi mümkün degildir.Eger bir saldiri olursa misliyle cevap verilecektir deniyor.Süphe ve hissiyatla degil. 30 sene önceki Hürmüz bogazindagerceklesen olay mazidir. Iran su anda kendi gelismis teknolojisini üretecek duruma coktangelmistir. Su an ister kabul edin ister etmeyin Iran kendisi ve etki alaniacisindan dünyadaki en büyük Islamigüctür. Zaten Emperyalist ve Siyonistlerde bunu müslümanlardan daha iyi biliyorlar.
Zaman daha fazla gecmeden Basiret ve Feraset ve gafletten bu Müslümanlariuyandir Ya Rabb...
*SEÇ:Hüseyin Belgi isimli arkadaşa: Yazıda aktarılan o görüşler Muhsin Rızaî'nin değil, onun sitesinde (tabnak'da) yayınlanan ve Ortadoğu Meseleleri uzmanı diye tanıtılan Mustafa Necefî'nin görüşleridir.
O sözlerden öyle bir mâna çıkmazsa, o zaman o başkentlerin isminin orada zikredilmesinin sebebi ne oluyor?
Benim orada söylediğim, bu gibi maddî ve teknolojik güçlere dayanılmasının çok sağlıklı olmadığı ve bu tehdid yolunun çıkmaz olduğudur.
Hürmüz Boğazı'nda 30 yıl önce yaşananların mazide kaldığı ve şimdi çok güçlenildiği iddianıza gelince..
Teknolojik gelişmeler ve güçlenmeler tek taraflı olmuyor. Bakınız daha geçenlerde, Yemen'de Husî'lere verilen füzelerden birisi Suud rejiminin Taif şehrini hedef alarak fırlatıldı, ama o füze, Mekke hava sahasının üzerinden geçmeden, 70 km. ötede havada patlatıldı.
yani teknolojik gelişmeler tek taraflı ilerlemiyor..
Bu gibi güç gösterilerinin müslüman coğrafyalarını birbirine kırdırmaktan başka bir neticesi olmayacak ve ancak emperyalist- şeytanî güçleri sevindirecektir.
-Ebu Ali / 05 Temmuz,Saladdin bey, başkentlerin isimlerinin o yorumda zikredilmesi, o başkentlerde teröristlerin eylem düzenledikleri içindir, yoksa o başketlere de suriyedeki teröristlere yaptığımız gibi aynısını yaparız anlamında değil..
Ne biçim anlıyorsunuz ya, gerçekten çok şaşırdım böyle anlamanıza..
Bazı yorumlarını görüyor hayret ediyorum. Tayyib beyinizi savunmak için onun bütün adaletsizliklerini görmezlikten geliyor hatta onları savunuyorsunuz.
*SEÇ:Ebu Ali efendi, ben sizin deyiminizle ‘Tayyib Beyimizi’ savunmak için değil, doğru olduklarına inandıklarımı yazıyorum ve bunlar onun görüşleriyle de örtüşebilir. Sizin de kendi görüşlerinizi yazdığınızı, başkalarının savunuculuğuna çıkmadığınıza inanmak isterim.
-Yusuf xarzi / 22 Haziran, Senin o gelişmiş silahları olan sözde islam ülkesi dediğin tövbe hiç görmedik kafirinesiyonist köpeklerine silahları çevirdiğini. Tek yaptığı sünnimüslüman kanı dökmek..
-bir gurbetci ; 22 Haziran, O teknolojik gücü olduğu için mi Suriye'de işi beceremeyince Rusya yı biz ikna ettik diyerek Suriye ye daldirdilar.
Emperyalist ve siyonistler bildiği için mi Suriye'de hiç bir zorluk la karşılaşmadan hem amerika hem de Rusya tarafından göz yumularak işler çeviriyor.
Münbice gidecekken bizim önümüze dikilen amerika ve Rusya İran'a hiç bir sorun çıkarmıyor.
Yani İran bir truva atidir. Ama biz yinede tüm iyi niyetimizi koruyarak onları tamamen kafirlerin oyuncağı yapmamanız gerekir.İçlerinde Caferi olan sia kardeşlerimiz de var.
*
(Adalet, çelişkiler yumağı ardınca koşmak mıdır? konulu ve 23 Haz. tarihli yazı etrafında..)
-nur / 24 Haziran,dengeli ve güzel yorum yapmak isteyenler yazilarin hepsini okuyup öyle yapsinlar tek yaziuzerinden eleştirmesinler..
-Abdurrahman / 23 Haziran,Selahaddin abinin son zamanlardaki yazilarinin bir cogundagecmisin (yada muhalefetin) hatalariniyazip bugün yapilanlari temize cikarmayacalismasini kendisine yakistiramiyorum.
Bugünlerde yapilan adaletsizlik ve haksizliklarkarsinda, hukuk ve adaleti aramak Kilicdaroglunakaldiysa, bu bile bizler icin büyük bir utanctir.
-memed / 22 Haziran, (... )Ne zaman bu islami kesim bu hukusuzluğu bu çürüme ve yozlaşmayı görecek Allah aşkına..Bu nasıl bir körlük..CHPni kötü olması AKP nin yaptıklarını temize çıkarır mı? Bu nasıl bir mantık örgüsü?
-Mümin / 22 Haziran, Selahaddin abi biraz da adaletin AK Partiye ve Erdoğan'a bakan yüzünü de biraz eşeleseniz. Çünkü bunları sizin gibi insanlardan duymaya ihtiyacı var.
*SEÇ:Abdurrahman, Memed ve Mümin isimli okuyuculara: Üçünüzün de eleştirileri aynı minval üzere..
15 Temmuz'dan sonraki uygulamalarla ilgili olarak bu zamana kadar, ilki 15 Temmuz'dan 6 gün sonra, 21 Temmuz'da olmak üzere, 8-9 yazı yazdım, uygulamaların haksızlıklara, adaletsizliklere varabileceğine dair.. Anlaşılan, o yazıları okumamışsınız ya da sizin istediğiniz ölçüde bulmamışsınız.. Bu da olabilir. ama yanlış olan, sanıyorum ki, birilerine nasıl ve hangi yönde yazması gerektiğine dair temennileri veya istekleri dile getirmektir.
Bu kardeşiniz, ne Hükûmetîn alkışçısıdır, ne de okuyucudan alkış bekleyen birisidir. Doğru olduğuna inandıklarını yazmaya çalışır. Kalemini iktidar sahiblerinin emrine de vermez, okuyucu alkış ve beğenilerine de.. Bir istismarcı siyasetçinin kitleleri adalet gibi inancımızdaqki yeri yüksek bir kavramla kandırmaya kalkışması karşısında, günlük bir gazetenin sütunundan, aldanabilecek kimselere bazı çelişkileri hatırlatmakta na zarar var? Sadece siz değilsiniz ki okuyucu.. Üstelik de birielerinin seviyesine hitab etmek durumunda da olmayabilirim. Hele de, iğne sadece kendi m.vekiline batınca adâlet diye ayağa fırlayan taifenin milletimize 90 yıl boyunca neler çektirdiklerini az-biraz bilenler herhalde, bu adâlet isteğinin bir zulüm düzenini muhkemleştirmek için olduğunu anlayabilirler.
-Misafir / 23 Haziran,Kusura bakma Selahaddin abi ancak bende Abdurrahman, Memed ve Mümin kardeslerimizekatiliyorum. Dogruduryazdin ve elestirdin su anki uygulamalari ve adaletsizlikleri. Ama ne yaziktir ki (kafayi kuma gömmeye gerek yok) millet iktidarinadaletsizligindendolayi KK gibi birine bile teveccüh edebiliyor. Su anki iktidarinadaletsizligi devam ettigi sürece sizin gibilere düsen sürekli iktidarielestirmekolmalidir ki, kendilerine kismende olsa cekidüzen versinler. Yoksa kartopu durmadan büyüyor...
-ahmetavsar / 23 Haziran, abdurrahman, mumin, sizin kafanıza göremi yazı yazılması lazım, ben yazılarını düzenli okurum eskiden beri..sizde düzenli okusanız dediğiniz meselelerdende bahsettiğini anlayacaksınız
-YOLCU / 23 Haziran, Çoluk çocuk demeden binlerce insan mağdur edilmedi mi Feto ilişkisi var diye!
Bunun dışında islami kesime yapılan gözaltılara ne demeli...
Adalet kişilere göre değil Hakka göre olmadıkça kim yaparsa yapsın adil olamayacaktır
Adalet islam ile olur, çürümüş kokuşmuş demokrasiniz ile değil...
(Gözü kararmış bir düşmanlık, hele de Müslümanlar arasında..başlıklı ve 24 Haz. Tarihli yazı etrafında..)
-Hüseyin Belgi / 24 Haziran, Suuda ve Vahabilige gereken yanitlarinsimdiye kadar verilmemesi ve Mekke ve Medinenin hala bunlarin kontrolünde olmasi Müslümanlar icinacik bir Zuldür. Birinci Kible Siyonist isgalaltindasimdikiKible ise TekfirciVahabi Siyonist isgalaltindadir. Simdiye kadar Suud binlerce kez satilmisligini Islama düsmanligini ispat ettigi halde garip olarak Müslüman Kamuoyundan gerektigi kadar tepki almamistir. Ilkesel olarak meselelere bakilanabilseSuudun o muazzam zenginligininnasil Emperyalist ve Siyonistlere peskescekipIslamin aleyhine kullandigini ayan beyan görülecektir. Suudla ilgili meselelerin Iran ve İhvan üzerinden okunulup piyasaya sürülmesi bile" ipe un sermektir". Suud Emperyalizmin ileri karakolu olarak Hicazda Fitne üretme merkezi olarak calismaktadir.
-bekir ziya / 24 Haziran,Ummetinbasina bela olan bu iki asirici ucun (şiilik ve vehhabîlğin) artiksirtimizdanatilmasi zaruret haline gelmistir. Mutedil cizgi olan ehli sunnet ilkeleri benimsenirse bir cikis yolu yakalanabilir. Mezhepcilikgudusuyledegil, tarihi gerceklerle soyluyorum ki, ehli sunnetcizgisi ve ictihad bilinci birlik yolunda en etkili yol olacaktir.
*
‘Bayramda çocuklar eğlensinler; ama, yetişkin Müslümanlar?’ başlıklı,
26 Haz. tarihli yazı üzerine
-Faik Kaynak:/ 26 Haziran,Bu bayram belkide biz Müslümanlar için fırsat olacak;
1- Küçük çocukların doyasıya eğlenerek tadını çıkartmaları,
2- Büyüklerin de "tefekkür ederek " ümmetin bu perişan halden Nasıl kurtulacağına dair kafa patlatmaları,
3- Çözüm reçeteleri sunmaları,
4- Bu konuda projeler geliştirmeleri olacaktır !..
-mnuh / 26 Haziran,"TabiatiyleSuûd konusunda görüş belirtmekle İran hakkında görüş belirtmek aynı şey değil.. Çünkü, Suûdî rejimi bir hanedandan ibaret.. Kişi onlara tarafdar veya karşıt olabilir. Ama, İran denilince bir coğrafya.. Bir coğrafyaya dost veya düşman olmanın bir mantığı yoktur. "
Dogrusu tam olarak anlayamadim, neden Suud ya da Iran konusunda görüs belirtmek ayni seydegil, ikisinde de bir idare var bir de halk...
*SEÇ: Birisi bir ülkenin değil, bir hanedanın adı.. Öteki, bir coğrafya ve ülkenin adı..
-B. Ziya: 27 Haz.,Bu iki asiriuc asla kapismaz, inanmiyorum. İran İsrail'e de 40 yildir meydan okuyor ama su ana kadar birseygormedik. Arabistanla daha dun baslayanhirlasmalar da en az bi 30 yilsurer! İran ve Suudkuyrugusomuruculerekaptirmis zaten, onlarisavastiripkontrolu kaybetme riskine girmezler. Asil hedef Turkiye'dir ve Suriye sinirindayapilanyiginaklar bir savasin ayak sesleridir. İran ve Suud'agozumuzucokyaslastirmadan kendi dertlerimize odaklanalim bence.
*
‘Evet, adalet, amma, tarih geç kalanı affetmiyor..’ başlıklı ve 28 Haz. tarihli yazı üzerine..
-Salih güler norşini / 28 Haziran, Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.Tarihmuslumanlara yapılan zulüm leri asla ve asla unutmaz ,bir de zalimlikler ve gadarlıklar ben Müslümanım diyen birisi tarafından yapılmışsa o hiç ve hiç unutulmaz.Yezid ve avaneleriunutulmadiğıgibi.Çagdaşyezidler de ırak ta ve Suriye de yaptiklarindan dolayı unutulmaz inşaAllah.(الهم قهر عدوك و عدونا وعدو الجميع المسلمين والمجاهدين في اقطار الارض المغاربها والامشارقها امين.Selam ve dua ile
*
(Yetişin ey ‘taife-i laicus’, eğitim varsayım temelinden kurtarılıyormuş..’ başlıklı
ve 29 Haz. tarihli yazı üzerine:
-Metin Ersőz / 29 Haziran, Evrim varsayımının okutulmaması gűzel bir gelişme. Ancak bu eğitimdeki geri kalmışlığı örtműyor. Başı açığı başı örtűlűsűyle, namaz kılanıyla dine karşı çıkanıyla sorgulamayan ve okumayan bir toplum yetişiyor. Cami imamına sorun istiane nedir sőylesin. iddia ediyorum Fatihanın anlamını bilmeyen imamlar var. Dahası şivesi bozuk Tűrkçeőğretmenleri, Matematikten anlamayan asıl mesleği műzik olan sınıf őğretmenleri, namaz kılmayan din őğretmenleri, işinin namaz kıldırmaktan ibaret olduğunu zanneden imamlar. İlahiyatı ve hatta űniversiteyi meslek için okuyan gençler. Eğitim hababam sınıfı olmuş, evrimi okutsan ne olur yaratılış teorisini okutsan ne olur?
-Sümeyye Güler / 29 Haziran, Laikleştirilmiş evrim anlayışı islam düşmanlarının en büyük silahıdır. Fakat evrim genel olarak insan doğasında vardır. Öyleki kuran-i kerimde 'O, sizi pıhtılaşmış kandan yarattı' denmiştir. Bunun anlamı nedir, burada sadece bizim yaratılışımızdaki ana maddeye mi değinilmiştir. Yoksa şu an vücudumuzda ki onlarca sistemin nasıl bu hale geldiğine mi dikkat çekilmek istenmiştir? Tartışılır...
Belirtmek isterim ki insana, bilime dinimiz üzerinden saldırıp biz müslümanları bağnaz ve cahil gösteren bir kesim var. Şu an sorsanız ömrümde bir kitap okumamış, Kuran'ın belkide manasından bile haberdar olmayan adamın birine, evrim yok, kim söylemişse kafirdir! İslama aykırıdır! Der. Duşunmezki acaba o kadar okuyan adam(darwin) ne demek istiyor. İşte biz böyle köreliyoruz. Islam sorgulama dinidir geleneksel bir hazıra konma dini değil Neyse uzatmayayım. Efendim yazınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Iyi bir makale, bilgin bir insan olduğunuz anlaşılıyor..
-ahmet / 29 Haziran,m.islamoğlutv de evrimi inkar etmek sünnetullahı inkar etmektir dedi şaşırdım kaldım Kuran’da evrim vardır dedi. cenan taslamamda evrim vardır dedi
*SEÇ: Sümeyye Güler ve Ahmed isimli yorumcu kardeşlere: Evrim konusunun genelde basit bir düşünce olmadığı yazıda da belirtilmiştir.
Karşı çıkılan, ilmî denemelerle ortaya konulmuş bulgular değil, Darwin'in ortaya attığı ve insanın menşeinin maymun olduğu şeklindeki teorisidir, varsayımıdır ve bunun bir gerçek gibi kabul edilmesi şeklindeki materyalist -laik dayatmadır.
Yoksa, evrim veya tekamül'ün varlığı, Kur'an'da yaratılışın tedricî olduğunda dair âyetlerle de kesindir ve müslüman bilginlerden İbnMisqaveyh, Darwin'den 600-700 yıl öncelerde yaratılışın tedricîliğini etraflıca ele almıştır.
Tekrar edelim, evrim görüşü üzerinde konuşmak ayrıdır, Darwin'in evrim teorisinin 'bilimsel sayılmak için kabul edilmesini şart olarak görmek' şeklindeki materyalist-laik dayatmacılık daha bir ayrıdır.
*
‘İslam devleti idealinin bir gulyabanîye dönüştürülmesini engelleyemedik’ başlıklı ve 1 Temm. tarihli yazı üzerine..
-b. ziya / 01 Temmuz,Peydahlandigigunden beri gavura hizmet eden, cografyamizi daha kolay isgal ve dizayn etmekte bahane edilen bu karanlikcete, muslumanlarinDunyacapindaitibarsizlastirilmasindabuyuk rol oynadi kuskusuz. Fakat bundan daha beteri gozardi ediliyor. Bu ummetin liderleri ve alimleri gorevleriniyapmis olsa boylesiorgutler ortaya cikabilir miydi hic!?Gozumuzeİsid'icokyaklastirip da ardindaki asil musebbipleri kaybetmeyelim.
-Murat AYDOĞDU / 01 Temmuz, İdeallerini kaybeden her şeyini kaybeder.
Son zamanlarda olumsuz örnekler öne sürülerek Cemaat olmak kötülenmeye, herkes kendinden sorumlu diyerek 'emri bil maruf nehy'anilmünker' terk edilmeye, çocuklar kendi kararını versin diye nasihat, tembih ve terbiye terk edilmeye, İslam'ın toplumsal yönleri, adalet ve mücadele yönleri tahfife alınmaya başlandı.
Günümüzde insanı koyuna, tüketen piyasa hayvanına çeviren Liberal paradigma fıtratın, toplumun ve insan iradesinin en büyük düşmanı.
Devlet güç demektir, kuvvet demektir, toplumun organizasyonu, hak/hukuk, adalet demektir. Bireyselleşmiş pasif, sinik bir inanç inanç değil afyon'dur. İslam kötü olana taarruzu emreder. Yolu yordamı, metodu tartışabiliriz, kötü uygulamaları eleştirebilir, dışlayabilir, onlarla mücadele de edebiliriz ama bunlardan asla vazgeçemeyiz.
-Serkan kavak / 01 Temmuz, Isid ,kim tarafindankuruldu,bahsettiginizdusunceye sahip saf duygularla mikuruldu,yoksa kime karsi kuruldu ,boyle bakarsak daha anlamlikalir diye dusundum,
*
‘İslam devleti mi, Müslüman devleti mi?’ başlıklı ve 2 Temm. tarihli yazı üzerine..
-Adem Karaca / 04 Temmuz,Selahaddin abi. Işid hadisleri olarak meşhur olan hadisleri görmemiş olamazsınız. Bununla ilgili fikirlerinizi merak ediyorum.
*SEÇ:Özellikle çok muhkem olmayan durumlarda, mutlaka doğru imiş gibi, hadis diye almak yerine, ‘Hadis rivayetleri’ demek daha doğru olmaz mı?
-Rıdvan Kaya / 02 Temmuz,Hoşumuza gitmeyen, zarar verdiğini düşündüğümüz oluşumlar ardında yabancı eller arama eğilimi yaygın bir tutum. Sağlıklı sonuçlara yöneltmediği gibi, gerçeğin örtülmesine de sebep olabiliyor. Selahaddin Abi'nin komplocu yaklaşımların tutarsızlığına dikkat çekmesi önemli. Coğrafyamızda yaşanan korkunç olayların nelere yol açtığını görmek yerine kestirmeden 'yabancı güçler' arama çabasının sağlıksızlığı görülmeli.
Bu arada Selahaddin Abi'nin Taliban'ın gelişimine ilişkin olarak ABD'nin diplomatik destek verdiğine dair ifadesinin tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Taliban'ın ABD tarafından şu veya bu zeminde destek gördüğüne dair iddialar bence söylentiden ibaret şeyler, somut deliller ortaya konmadan dillendirilmesini yanlış buluyorum.
*SEÇ: Rıdvan kardeşim, sadece Amerikan diplomatik desteği değil, Pakistan Askerî istihbaratınınetkisini veSuud malîdesteğini de açıkça belgeleyecek durumda değildim ve değilim. Ama, Mücahid teşkilatları, Sovyet Rusya’nın çekilmesinden sonra elele vermek yerine, iktidarı ele geçirmek için biribirlerinininboğsazına sarılıp yıllarca süren korkunç ve bir iktidar mücadelesine girince..Tâliban’ın, dünya Müslüman kamuoyunca duyulmasından 6-7 ay önce, bir anda ortaya çıkarılışı , ve120 kadar savaş uçağına bile kavuşturuluşunu güvenilir Afganlı kaynaklarından öğreniyorduk. Daha sonra Tâlibân’ın üst kademe liderleriyle 1998 Martında, Mescid-ul’Haraam’da günler boyu sohbetlerimizde de dinlediklerim benim için yeterli delildi.Türkiye’lisunnî bir Müslüman olanmuhatablarıylafarsça olarak rahat konuşuyorlardı. Hattâ,Amerikanın kendilerine karşı çıkmadığını söylüyorlar ve büyük kumandan AhmedŞahMesud’la hiçbir problemlerinin olmadığını belirtiyorlar ve ikna edin, gelsin , Emîr’imizebey’at etsin , kendisini Genelkurmay Başkanı yapalım diyorlardı. O neticeyi elde edemeyince, onu bombayla parçalatanların da (ve inşallah şehîd olmuştur) aynı örgüt olduğuna kesin delilim yoksa da, kaniim.. Yazdıklarımın hukuken geçerli delillere dayanması kolay değildir, ama, hesabını Allah huzurunda vereceğinin idrakinde olarak belirtmekte fayda mülahaza ettiğim kanaatlerimdir..
-serkan kavak / 03 Temmuz, sevgılırıdvan abı. bolgedekımuhalıflerıle konusunuz lutfen, surıyeyegıdıp gelen bırısısınız. sızde komplocu yaklasımdedınız ya. . muhalıflerın onunu kesmek ıcınısıdın nasıl anıdencıakrılıpmuslumanlara karsı kafırılanettırılereksavastırıldıgını ve muhalıflerınellerındendusencephelerdekıısıdcıleırn ne katlıamlaryaptırdıgınılutfenmuhalıflere sorun..
-Faik Kaynak:03 Temmuz,İSLAM adına çıkmış olan örgütleri iyi tahlil etmek ve doğru analiz yapabilmek adına;
1- Kuranlar kim,
2- Asıl murad edilen nedir,
3- Hedeflenen kitle
4- Güdülen Amaç
5-Yüklenen misyon,
6-Yönetici lider kadro
7- kimlerden oluşur,
8-Zamanlaması
9-zemin durumu
10- Konjöktür
11- Misyon,
12- Vizyon
Bu 12 maddeyi bilmemizde ciddi bir fayda görmemiz lazım !
Bugüne kadar ümmetin içerinden neşet eden yüzlerce örgüt kurulmuş, birileri hayat bulup devam etme şansı bulmuş ,bir kısmı da belli süre sonra miadı (yüklenen misyonu) tamamladığı için tarihe karışmıştır !
En bilinen ve kanlı eylemlere girişmekten imtina etmeyen ;
A- HizbulAH
B- Taliban
C- Deaş (Daiş / İŞID)
Bu üç örgütün ;
1-kimlerin eliyle ,
2-hangi amaç ve gaye için,
3-hangi Zaman ve zeminde;
kuruldukları, lider kadrolarına da bakarak teşhis koymamız, bizlerin doğru sonuca ulaşmamızı sağlayacaktır !..
*
(‘Anlamıyor musunuz, mes’ele adalet değil..’ istismar.. ) başlıklı ve 3 Temmuz tarihli yazı üzerine..
-Masum GERÇEK / 05 Temmuz, Yazarın tesbitinekatılıyorum.Lügat parçalamaya gerek yok.İstismar da, Hainlerin de kimin yanında olduğu da ortada..Amma üzüntüm şu ki;bir yıl geçmiş olmasına rağmen hiçbir hainin ümüğü sıkılmış değil.İşte asıl adaletsizlik bu.
-Muhterem / 04 Temmuz, dün birini "veli" bugün ise aynı kişiyi "yalancı peygamber" ilan eden bir zihniyetten ne kadar adalet beklenir ki? Türkiye'de TAMAMEN DEĞİL AMA GENELDE Solcular, Aleviler, Kemalistler sadece kendileri için Adalet istediler. Son zamanlarda bu modaya Dinciler de (Dindarlar değil) bu modaya uydu. Kimse kendi zulmünden hiç bahsetmiyor, bir nasıl iflah olacaz?
-davut / 04 Temmuz, bizler muslumanlar olarak demokrasiyi topyekun reddediyoruz.ladiyoruz.dunyadaki ve turkiyedekisorunlarin parti ve demokrasi ile cozulecegineinanmiyoruz.tek yol islam.
-F. Kaynak/ 04 Temmuz, Bu süreçte adalet mekanizmasının iyi işlemediğinden, en çok şikayetçi olan bizleriz!
Hakikattir ki, FETÖ nün bu ülkeye verdiği en mühim zararı ADALET DUYGUSUNU zedelemesi ve GÜVEN BUNALIMI yaratması olmuştur !
-bekir ziya / 03 Temmuz,Bu ulkede adalet icinyuruyecek son kisi bile degildir KK. Yeni bir takim kumpaslar icinyurudugunu bilmek icin de derin analizlere ihtiyac yok. Bu demek degildir ki bizler adaletin isleyisinden memnunuz. Yazıda belirtildiği gibi binlerce bas verip sustugumuz adalete bir bas verdikleri halde bu kadar ses cikariyorlarsa, bizim durusumuzda bir noksanlik var demektir. Elestirilerimizi daha yuksek sesle yapacagiz ama adalet aradigini iddia eden bu sahtekarlarinajitasyonlarindan da beri olacagiz.
*
Sosyo-politik hâfızalar sıfırlanacaksa, kimden başlanmalı?’ başlıklı
ve 5 Temm. tarihli yazı üzerine:
-ömerbitlis / 05 Temmuz,
Adaletten bahsedenlerin hatırlaması gereken 33 şey...
1. Bir sabah aniden, aynı yerden emir almış gibi "irtica geliyor" diye manşet atan gazeteler.
2. Tek yönlü uçak bileti alabilmek için bugünkü parayla en az 500 TL ödenmesi…
3. Bol sıfırlı TL yüzünden bir ekmeği almak için milyonları bakkala bırakmak.
5. Tek şeritli dar yollar yüzünden hatalı sollama kazası ve ölüm haberleri
6. Üniversiteye başını örtme tercihi yüzünden alınmayan öğrenciler,
7. "Üst Düzey Komutan dedi ki…" başlığı ile yapılan Hürriyet gazetesi tehditleri
8. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın karşısına pijamayla çıkan medya patronu Aydın Doğan'lar...
9. İnançlılar ezilirken, millet direnirken "başörtüsü füruattır!" diyebilen cemaat lideri Fethullah Gülen.
10. Cumhura küs, kendine küs, asık suratlı Cumhurbaşkanı Evren'ler, Sezer'ler
11. Milletin seçtiği vekilin "haddini bildirin şu kadına!" diye meclisten zorla çıkarıldığı günler....
12. Masum ve mazlum insanları tek bir haberle intihara kadar sürükleyen Uğur Dündar
13. Milletin seçimi meclisin tercihini kaos diye tarif eden Genel Yayın Yönetmeni Özkök
14. Şehit oğlunun cenazesine bile alınmayan başörtülü anneler
15. Her günün rutini haline gelmiş 5-10 şehit cenazesi
16. Başörtülü diye hastaneye kabul edilmeyen hasta
17. SSK'da muayene olmak için günlerce sıra bekleyen, muayene olduktan sonra rapor almak için SSK doktorunun muayenesine rüşvet için "uğramak" zorunda kalan işçi
18. Başörtülü annesini, kız kardeşini, halasını, teyzesini evinde misafir edemeyen subaylar…
19. Başörtülü karısından boşanmaya zorlanan, bu da olmazsa işinden atılıp başka iş yapmasın izin verilmeyen askeri personel
20. Başörtüsünün üzerine peruk takarak başörtüsü değilmiş gibi yapmak zorunda kalan kamu personeli
21. Sadece şiir okuduğu için görevinden alınan "Muhtar bile olamaz!" diye mahkum edilen Tayyip Erdoğan
22. CHP'nin yönettiği İstanbul'da toplanmayan çöpler ve kokan Haliç...
23. Sahipleri tarafından hortumlanan bankalar ve vatandaşın bir gecede yarı yarıya fakirleşmesi...
24. Darbeye fetva veren, darbecilerin yanında boy gösteren Diyanet İşleri Başkanları...
25. Anadilini konuştuğunda terörist sayılan Kürtler...
26. İstanbul ve Ankara'da günlerce süren su kesintileri ve su tankeri peşinde
29. Halkın seçtiği Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na sövdüğü için ödüllendirilen küstah subaylar.
30. "Ugandalı çocuğa Türkçe öğretmenin neresi hizmet? Biz sömürgeci miyiz ki?" diye sorulduğunda linç edilen yazarlar...
31. Okul bahçesindeki büstü devirdiği için hakkında dava açılan, sahibi tarafından başka köye sürgün edilen Gülsüm ‘inek’....
32. 19 Mayıs törenlerinde kız çocuklarının etek boyu yeterince kısa değil diye afra tafra yapan, esip gürleyen Çölaşan'lar...
33. "Ordu göreve" diye çağıran rektörler, giyinme özgürlüğünü isteyen öğrencileri ikna odasına alan Serter'ler,,,
-Faik Kaynak / 05 Temmuz ,
Ömer kardeş şu 4 konuyu da ekleyelim dehafızalarımızdansilinmesin
1- Subaylar, elleri tetikte olan Erat nezaretinde gariban köylüleri (kadın-erkek - çökük-çocukları ) köy meydanında toplayıp; " necaset yedirme / üzerlerine idrar yapma/ cinsel taciz/ Onur kırıcı onlarca eylem ve söylemler ,
2- BAŞBAĞLAR katliâmı ,
3- Silvan SUSA KÖYÜ'nde cami içerisinde cemaatle namaz kılanları camide infaz eden PKK nin hain eylemi,
4- Sağlık Akademisinde 1. Ve 3. Olan başörtülü öğrencilerin; " ağızları kapatılarak, karga-tulumba halinde " protokolün talimatıyla diploma töreninden çıkartılması ..
-Tekiner Ersöz / 05 Temmuz,Yazarı, anlamakta zorlanıyorum..suya sabuna dokunuyor gibi görünse de aslında bağlı bulunduğu medya patronları nezdinde daha üst makamları incitmemeye çalışıyor. Bizler beklerdik ki, halka değil devlet büyüklerimize tavsiyelerde bulunsunlar. Sanki sılaya dönünce büyü bozuldu, cümleleri anlamını yitirdi, en azından benim beklemediğim yazılar kaleme almaya başladı.
Müslüman her zeminde hakkı ve adaleti savunmak zorunda değil mi? “abi”lerimiz bizlere iyi örnek olmuyorlar. Bizim ufuklarımızı daraltıyorlar. Bizleri “statüko”ya mahkûm etmeye çalışıyorlar.
Eleştiri ve özeleştiri oklarını kendimize çevirelim önce. Başkaları her türlü kötülüğü yapabilir, her türlü fuhşiyatı işleyebilir, her türlü fenalığı yapabilir; ama Müslümanın bunları yapma hakkı var mıdır? eğer böyleyse kimse kusura bakmasın “abi”lerimizin gölgesine ihtiyacımız yok.
*SEÇ:Yanlış birisinden yanlış beklentilere kapılanların hayal kırıklığı..Bu satırların sahibi ne kimseye yük olur, ne gölge ve ne de ‘abi’lik taslar.. Veher kim olursa olsun, kendisine söylenen tiptesipariş edilen yazılar yazmayı beceremez ve hele de, rakib dünya görüşüne sahib çevrelerin alkışına mazhar olacak şekilde yazmaktan dikkatle kaçınmayan çalışır ve içinde yer aldığı büyük Müslüman kitlenin günlük hayatının problemlerinden de kopuk yaşayamaz. Muhatabları, kendisi gibi sıradan Müslüman olanlardır; yüksek seviyeli oldukları anlaşılan ve tefekkürlerini zarafetle dile getirenler değil... Böyle bir cevabı yazmaya mecbur kaldığından bile hicab duyar..
YAZIYA YORUM KAT