1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. Okuyucularla Hasbihal...
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

Okuyucularla Hasbihal...

16 Haziran 2017 Cuma 13:59A+A-

(Trump’la ilgili 12 Haziran tarihli yazı etrafında..)

 

-Tahir Nemlitaş: Trump’un, ‘4,7 trilyon dolar olan Amerikan borçlarını Körfez ilkelerine ödeteceğim’ dediği sözde bir rakam yanlış var, o 4,7 trilyon dolar demedi, ‘19 trilyon dolar..’ dedi.

*SEÇ: Evet, başkan adayı olduğu günlerdeki konuşmalarından birinde öyle demiş ve sonra  da o rakamı değiştirmiş. 19 trilyon dolar yapmış.. ‘Körfez ülkeleri biz olmasak ayakta duramazlar..’ demesi de doğru denilebilir. Çünkü onları parça parça eden İngiliz emperyalizmi, o küçük parçaların güçlenmemesi ve devamlı kendilerinin himayelerine muhtaç durumda bulunmalarını taa baştan planlamıştı.

Trump ise, geliştirilmiş ve diplomasiye az-çok bir insanîlik kazandıran kuralları tamamen yok sayan bir anlayışta...

*

(‘Yargıda işler iyi gitmiyor Tayyib Bey! Hoşnutsuzluk derinleşiyor’ başlıklı ve 11 Haziran tarihli yazı etrafında..)

 

-Engin Aydın / 12 Haziran 2017, 28 Şubat’ta yarım kalan müslüman avına çıkmışlardı, bu işin ardında da birtakım ulusalcı kişiler var.

 

bir gurbetci / 12 Haziran 2017 , Bu söylemleri son zamanlarda çok sık duyar oldum. Acaba o yargı ve idaredeki kriptolarla işbirliği yapanlar mı var. Yazınızdan, güvendiğiniz bazı arkadaşlarınızın cümlelerini tekrarlıyorum: ‘ Birisi, âdeta, bir kısım mâlum çevreler, bu ibadet ehli tabandan intikam alıyorlar. Yargıda işlerin iyi gitmediğini ve bu duruma herkesten önce bizzat Tayyib Bey’in müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum. dedi
Bir diğeri, ‘Bazı kemalist-laik yargı elemanlarının, fırsat bu fırsat, toplumda Müslüman kimliği öne çıkmış kişileri hapse atmak için âdeta bir histeri krizine tutulduklarını’ söyledi"

 

Kriptolar ve işbirlikçiler işbaşında..

 

-ferhat nas / 12 Haziran 2017,Kimse Reise karşı örtülü mücadele başlatmasın. Reis bu konuda uygun zamanı bekliyor. Anlamak gerek. Damatlar içeriden çıkarılması normal, bu davanın yıllarca çilesini çekmiş insanların sılayı rahim yapmasına şaşırmamak gerek. Damatlar yargılanıyor unutmayalım. Reis suçları sabit olduğu anda gerekeni yapacaktır.. Ayrıca yazıda  'TAYYİB BEY' gibi bir ifade Reis için yakışıksızdır.

*SEÇ: Ben de, bu hatırlatmayı doğrusu yakışıksız buluyorum. Çünkü o Anadolu’nun en ücra köşelerindeki kimsesizler, doğrudan Tayyib derler. Bu onu küçültmez, tam tersine Tayyib Bey’i, kendi çocukları, kardeşleri, babaları, abîleri gibi, aileden birisi kabul edercesine bir muhabbet vardır.

 

-Muammer Avşar / 11 Haziran 2017, Endişe ve Eleştirilere aynen katılıyorum. İnsanların işinden, aşından edilmesi Adaleti, hak ve hukuku zedeliyor. Bu haksızlık ve hukuksuzluğun acilen giderilmesi Devleti Yönetenlerin önceliği olmalıdır.

-Mehmet İbad / 11 Haziran 2017, Biz düşmana benzememeliydik.

-cer / 11 Haziran 2017 ,"Tabanı ibadet, ortası ticaret ve tavanı hıyanet’ tanımlamasını hatırlattıktan sonra; ‘Amma gel gör ki, bir zamanlar tıpkı Tayyib Bey gibi, hayırlı bir hizmet yaptıklarını düşünerek F.G.’ye sempati ile bakan, o ‘ibadet ehli’, bugün en büyük darbeyi yiyor." Evet, aynen böyle..

-isa kalaycı / 11 Haziran 2017, Bugünleri de mumla arayacak duruma gelebiliriz..

-Rıdvan Kaya / 11 Haziran 2017 , Benzeri hassasiyetleri paylaştığımız, son kertede bizimle aynı dünyaya ait olduklarını bildiğimiz kadroların uygulamalarını tartışmak, bilhassa İslam düşmanlarının bunca saldırıları, tuzakları sürerken bu tür gündemlerle meşgul olma mecburiyeti hissetmek kesinlikle çok can sıkıcı, yürek burkan bir durum. Ama birilerinin bu gerçekleri hatırlatması ve yavaş yavaş raydan çıkma tehlikesi barındıran bu gidişata dair uyarılarda bulunması gerekiyor. İnşallah duyması gerekenler duyarlar.

*

(‘Asıl tehlike, Katar değil, İran-Suûd çatışması ihtimalidir ‘ başlıklı ,10 Haz. tarihli yazı etrafında..)

-Mustafa / 10 Haziran 2017 , Makalenizde ''İmam Humeynî'' ve ''Ali Hamaney'' şeklinde yazmamanızın imlâ açısından bir mahzûru mu var?

*SEÇ: Birilerinin dayattığı alfabenin bizim kültürmüzdeki bazı terimleri doğru seslendirmeye yetmediğini bilelim.. Yeni Amerikan Başkanı Trump’ın Tramp diye telaffuz edildiğini hemencecik öğrendik..

Müslüman dünyasına aid  isimlere gelince onların aslına en yakın şekilde seslendirilmesi yerine, T. Dil Kurumu standartlarını ölçü kabul ediyoruz.  

 

-murad / 11 Haziran 2017 ,Mustafa Bey, arapcadaki kalın Hı harfinin (elifbanın 7. harfi) telaffuzu , yani sesi, ingilizce metinlerde "kh" harfleri ile belirtilir...

-Hasan Eğridirli: Yazıda dile getirilen İran’daki  son saldıyı yapanların cezalandırıldığını  İran İstihbarat Bakanlığı açıklarken grubun başkanının Ebu Aişe olduğunu belirtmiş, sizin yazıdan öğrendiğimize göre.. Ve sizden başkası da bu konuya değinmedi görebildiğim kadarıyla.. Gerçekten de son derece düşmanca.. Çünkü şiîlerin Aişe ismine, Hz. Aişe, Hz. Ali’yle savaştığı için çok olumsuz baktıkları biliyoruz.. Böyle olunca o saldırganların başındaki kişinin künyesini  Ebu Aişe (Aişe’nin babası) olarak aktarmakla onun sünnî olduğu belirtilmiş oluyor. Belki de uyduruk bir isim, o saldırıyı sünnîlerin üzerine yıkmak için..

*SEÇ:  Yazıda da esasen buna değinildi. O isim gerçek midir, bilmem.. Ama gerçek bile olsa, bir-iki saldırgan  dolayısiyle 80 milyonluk İran’daki  yüzde 15-20 kadar olduğu söylenen, yani 15 milyonu aşkın sünnîlerin tamamını töhmet altına alacak şekilde davranmak son derece yanlış.. 

-Bekir ziya / 11 Haziran 2017, Merak etmeyin Selahaddin Abi, Suûdi ve İran, bu iki devlet, birbirine hırlarlar ama asla kapismazlar! 40 yıldır İsrail'e hırlayan İran ne yapmis ki fiili olarak, simdi de Arabistan'a yapsin?! Arabistan zaten kabile devletidir; kime ne yapacak?! Arada yine piyonlar telef olur.

*

(İnmesi de binmesi çetin bir ‘Cefa Katarı’ başlıklı ve 8 Haz. tarihli yazı etrafında..)

 

-Ömer Ak / 10 Haziran 2017, Katar krizi’nin başka sebepleri olduğunu düşünüyorum. kısa zamanda ama kafalarında Suûd’un sopası olacak şekilde ve darbe olmadan çözülebilir.
çin’e karşı yuruttugu politika gereği, ABD , pasifik operasyonundan önce Çin in Batı tarafını emniyete almaya çalışıyor. hint okyanusuna açılan körfez ülkelerinin dikkatini  Katar üzerinden toparlıyor.
Çine karşı bir savas ta olası bir vietnam sendromu ve yeni toparlanan ekonomisinin çökme tehlikesi ve bu zayıf durumu fırsata çevirecek somurgelerinin ayağa kalkmasını engellemek için körfez ülkelerinin Hint okyanusuna açildiği ve etrafında komşu bulunan arap ülkelerini ufacık bir Katar üzerinden , müttefiki Suûd  aracılığıyla  ABD biat alıyor.
Katar benzeri durum filipinler-endonezya-malezya tarafında da olabilir.
Aynı bahane, terör gruplarına destek.

Ama ben Pasifik operasyonunun ABD 'nin sonu olacağını düşünüyorum.

*

(Mabedleri, rahibleri, İnananları  ve savaşçılarıyla Futbol Dini’  başlıklı ve 5 Haz. tarihli yazı etrafında)

 

-Ramazan D / 06 Haziran 2017 ,Ellerinize sağlık, futbol yavaş yavaş din haline dönüşüyor,futbolu seven hepimiz bir yol ayrımına geldik. Yuvarlak bir top için kırgınlığa, kavgaya gerek yok, en iyisi futbol tutkunluğundan uzaklaşmak.

-Akın Morçol / 06 Haziran 2017, Futbol kulüpleriniş birçoğu gırtlağına kadar pisliğe, şikeye, ranta bulaşmış,ülkenin kaymağını yiyen,kanını emen,enerjisini tüketen canavardan başka birşey değil. .Hele de Müslüman bir Şahsiyete futbol fanatizmi hiç ama hiç yakışmıyor.

-Murad Kurt: Âbi biliyorsun, İspanya diktatörü Franko’ya sormuşlar 40 sene nasıl idare etti İspanya’yı diye.. O da ‘3 F ile’  cevabını vermiş: Fiesta (festival) , Flamingo (İspanyol dansı)  ve Futbol..

*

(‘Hiç bir şeyden haberleri yok, nasıl general olmuşlar..’  başlıklı , 4 Haziran tarihli yazı etrafında..)

-serhat / 04 Haziran 2017,türkiye bağımsız bir ülke olabilmek için imanlı vatansever şehadete hazır komutanlara muhtaç.

-Faik Kaynak / 04 Haziran 2017 ,Ordu içinde çöreklenmiş FETÖ’cü askerler  konumunda olanların, mahkemelerde " duymadım, emir-komuta gereğince hareket ettim " tarzındaki yalan beyanları manidar!
Demek oluyor ki; ansızın saldıracak bir ülkenin ; saldırısından haberdar olamayacak kadar SAFTRİK , APTAL askerler olarak tarihe geçeceklermiş..

 *

(‘İnanç bütünlüğümüze aykırı ideolojilerle nasıl yüzleşmeliyiz?’ başlıklı , 3 Haz. tarihli yazı etrafında..)

 

-KASIM / 03 Haziran 2017, Kardaş bizim Bayezid Meydanımız Fatih ve  Eminönü Yenicamimiz yok mu? ne diye ille de Taksim? Bunu da sormak hakkımız vesselam.

*SEÇ: Müslüman kimliğiyle bilinen grup veya hareketler, Taksim’e çıkmasınlar mı yani?

-Ebu FETTAH / 04 Haziran 2017 ,Kasım mahlaslı kardeşimiz; sizler makaleyi okumadan mı yorum yazma gayretine girersiniz?
Yazara/ Okuyucuya / haber sitesine biraz da hürmet ederek yazmaya özen gösterelim.. .
*

(1 Haziran tarihli ve ‘Biz oruç tutuyorsak, oruç bizi ne kadar tutuyor?’ başlıklı yazı etrafında..)

-Z.Ç / 02 Haziran 2017 ,Ben de şunu anlamıyorum yok oruçluyum o yüzden sinirliyim vs. Yok dayanamıyorum bana anlayışlı olun vs.
Ben anlamıyorm niye oruç tutuluyor bunu idrak edip ona göre davranmalıyız..
Bi de anlayamıyorum bu pahalı iftar davetlerini.
İslam bize ne emretmiş biz ne haldeyiz
Uyanabilmek temennisyle.

-mehmet can / 01 Haziran 2017 20, Beyler, oruc tutuyoruz diye kimseden saygi bekledigimizden degildir bu tenkid; maksat toplumda acikca cürüm islemek suretiyle baskalarina kötü örnek olunmasin ve hem de bu tür cürümler alenen islenmek suretiyle normalleserek orucun hürmeti yerle bir edilmesin diyedir...

-Faruk PAK / 01 Haziran 2017, Açıkçası şimdiye kadar kimsenin bu konuya değinmemesi büyük bir eksiklik... Oruç tutuyoruz diye kimsenin bize saygı göstermesini beklemek herhalde orucun amacına da uygun düşmez. Zira Allah orucun sevabını ben vereceğim diyor. Başka kimseden bir beklenti,imtiyaz, saygı beklemek doğru olmaz.

*

(31 Mayıs tarihli ve ‘metal eskimesi- yorgunluğu konulu yazı etrafında..)

-Aziz Sağlam: Tayyib Erdoğan yeniden canlılık verebilir ve sizin deyiminizle eyyamcıları bertaraf edebilirse, ne alâ.. Yoksa gelecek için güzel tahminler yanıltabilir..

*

(Mardin, Muş, Bingöl, Ahlat ve Tatvan gezisiyle ilgili yazı etrafında..)

-Sıddıq : Ağabey, bizim oraları gezip böyle umutlandırıcı ve de eleştiren yazılar çok faydalı.. Niceler uzaktan yazıyor. Sen ise oralara gidiyorsun.. Tatvan’ın sırtını dayadığı çalılıkla ilgili dedikodulara da değinmişsin , ama, ismini yazarak cevap beklediğin halde bir açıklama bile yapmadı, Veysel Eroğlu.. Mâlum cenahtan birileri yazsaydı, hemen cevap yetiştirmeye çalışırlardı.

*SEÇ: ...

*

(‘İhbarcının kahramanı da böyle olur’ başlıklı ve 25 Mayış tarihli yazı etrafında..)

-Abdullah / 27 Mayıs 2017,Cok bir sey ifade etmemissiniz. Sonuca ulasmadi yazdiklariniz. 15 Temmuz, sadece gavuru gercekten titrettigi icin buyuk bir sey, onun disinda 'devletci' yaklasim muslumanlara hic bir sey kazandirmiyor. Cunku durust olalim, devletimiz Muslumanlarin yaninda degil ve olmayacak.

*SEÇ: ‘Devletimiz Müslümanlardan yana değil..’ derseniz, o zaman devletimiz demeye gerek yok.. Ayrıca, problem devlet tarifinden de kaynaklanıyor galiba.. Çünkü devletle yönetim mekanizmasını, rejimi karıştırıyoruz. Her bir Devlet’in üç ana unsur vardır: ‘Birlikte ve bağımsız olarak yaşamak azmine sahib bir halk, o halkın üzerinde yaşadığı hür bir ülke ve o ülkede, o jhalkın yönetimini üstlenmiş bir rejim.. Bunların üçü bir araya geldiğnde Devlet ortaya çıkar.

Bu açdan bakıldığında, halk biziz ve ülke de bizim.. Rejim ise, işte ancak son zamanlarda, 90 yıllık tasalluttan ve milleti düşman bilen uygulamalardan uzaklaşmaya çalışıyor.

*

(‘Dokunulsa yıkılacak, tartışmayın’ başlıklı  ve 23 Haz. tarihli yazı etrafında.. )

 

-Ç. Edhem / 23 Mayıs 2017 ,Vahdeddin de, Osmanlı sistemi içinde onun bir subayı olan M. Kemal ve başkaları da, artık, yaptıklarıyla- yapamadıklarıyla, doğru ve yanlışlarıyla, ama övgülere ve sövgülere boğulmadan ....AYNEN.. ama efsanelerin deşifre edilmesi t.c. nin resmi ideolojisine ters düşeceği için kesinlikle bunu yapmazlar ,putçuluğa devam !!

-Faik Kaynak / 23 Mayıs 2017 ,Ülkedeki tarihsel süreci analiz edecek, bilgi düzeyi yüksek/ derin tarih bilincine sahip/ vicdan ve izan taşıyan bir komisyon marifetiyle "son Osmanlı dönemi ( Sultan Abdülhamid han ile MK ve arkadaşlarını" masaya yatırsınlar !
Sahih Belgeler ve bilgiler ışığında, vatandaşlar aydınlatılsın isteriz..
Sultan Abdulhamid Han kızıl sultan mı- Vatan haini mi" diye sarih bir şekilde anlatsınlar ..
M.Kemal ve İ.İnönü'nün yaptıklarını- söylediklerini- eylediklerini-hatalarını-sevaplarını- da bize bir bir anlatsınlar..

Bir de, ölümünden sonra MK için düzenlenmiş olan "koruma kanunlarını, sorgulanamaz yanlarını , kutsanışlarını, kişi kültü üzerine bina edilmiş hayatını, iş bankası ile ilgili iltisakını, Batı'ya olan aşırı hayranlığını, Müslümanlara olan tavırlarını" bir bir izah edip anlatsınlar..
"7 yaşında Kuran 'ı Hıfz eden bir MK portresi’ çizen uyduruk prof. Ve de tarikat şeyhleri bile ortalıktayken, doğru olan bilgilerin" süzgeçten-elekten geçirilerek insanlara anlatılması; hayırlı bir çalışma olacaktır...

*

  1. ayıs tarihli ve ‘İran’daki C. Başkanlığı seçimleri ne getirir?’  başlıklı yazı etrafında..)

 
 -F. Kaynak, 21 Mayıs 2017 ,İran 'da kim seçilir ise/ kim iktidarda olursa olsun ; değişen bir şey olmayacaktır / dönüşüme ve revizyona dair pozisyon alınamayacaktır!..
Lakin ülkede statükocu / hurafeci/ bağnaz/ kanat hakimdir...
NEDENLERİ:
1- Emperyal düşünce ..2-Mezhep taassubu 3-Kavmiyetçi zihniyet 4- Suriye'de takındığı tutum..5- HizbulAH ile dirsek teması..6- Haşdi Şabi adı altında kurulan Ordu'ya alternatif paravan katillerden oluşan lejyoner şebeke....

-Abidin YAKIN / 20 Mayıs 2017 ,Hocam devrimin yapıldığı günden bugüne kadar islam dünyasında bu kadar kanın akmasına sebep olan bu münafıklar hakkında halen övücü laflar kullanmanızın sebebi nedir acaba?

*SEÇ: övgü veya yergi sözleri yerine bir konuyu duygularımızdan uzak kalmaya çalışarak aktarma gayreti..

*

(18 Mayıs tarihli ve ‘Tayyib- Trump  görüşmesinde noktalı virgül..’ başlıklı yazı etrafında..)

 

-zer / 19 Mayıs 2017,yabancı medya, ‘Erdoğan ve Trump anlaşamamak konusunda anlaştı’ diyor.

-army / 19 Mayıs 2017, Allahin hosnut olacagi eylemler gerekiyor.ornegin katliam yuvasi incirlik kapatilmalidir.genelevler,fuhus mekanlari kapatilmalidir.toplumda fuhus-zina ahlaki cokuntu had safhada.bu isler zinakarlara otoban-kopru park yapmakla duzelmez.aksi takdirde azap kapida. laf degil icraat zamani.

-bekir ziya / 18 Mayıs 2017,Noktanin anlami bence sudur: Pyd'ye destek vermeye devam edersen, Sincar ve Karacok'takine benzer operasyonlarima hazir ol! Turkiye direk Abd'ye savas acmayacak ama koruyup kolladigi teror sebekesini vurarak aslinda Abd'yi vurmus olacak. Erdogan bunu Washingtaon'da diplomatik bir dille beyan etmistir!

*

-Ahmet / 18 Mayıs 2017 ,Hocam size yazinin disinda bir serzeniste bulunacam bundan yaklasik 12 gun once (Diyarbakir Hani ilcesinde )bir kepce gasp edildi failleri belli oldugu ve ayni esnada kolluk kuvvetlerine haber verildigi halde hic bir mudahale bu gune kadar yapilmis deyildir ,dosya Jandarmada hala bekletiliyor ve savciliga gonderilmiyor nedense ve bu kepceyi gasp eden insanlar patlatilan butun araclarin patlayicilarini PKK.ye veren kisiler oldugu halde.eyer bir arac patlatiliyorsa nasil, ALLAH in bir oldugunu biliyorsak patlayicilarin bu sahislar tarafindan karsilandigini da biluyoruz ama gel gor ki korkudan kimse agzini acamiyor devletin kolluk kuvvetlerinin acziyetinden.

*

(‘Entrikalarla kurulmuş bir yapıda sadece samimiyet yetmez’ başlıklı, 14 Mayıs tarihli yazı etrafında..)

 

-Güngör meriç / 15 Mayıs 2017 ,Kemalizm hayaletinden korkmaya gerek yok. Kronik Kemalist septik davranışlarından sıyrılın. Yazar hala soğuk savaş dilini kullanıyor. Yazık..

*SEÇ: siz ‘ikon’lardan memnun olabilirsiniz , ama bu, size, başkalarının da memnu olmasını beklemek hakkını  verememeli..

  • F. Kaynak / 15 Mayıs 2017 ,Bu ülkede resmi ideolojinin dolgusu KEMALİZM'dir.. Siz bu / hastalıklı ruh halinden/ kişi kültünden/ kutsamacı anlayıştan / sorgulanamaz-itiraz edilemez- ele alınıp değerlendirilemez - toptan kabulcü ve dayatmacı tarihsel anlayıştan/ hızla uzaklaşmadıkça; ülke iflah olamaz ve medeniyeti yakalaması da mümkün olamaz.

-ramazanD / 14 Mayıs 2017, S.Yeşilyurt’un kitabı etrafında koparılan yaygara üzerine.. onun programını internetten izledim..Belden aşağı vurma,hakaret diye birşey yok.Öyle anlatıldığı gibi değil.İnsan gerçekden merak ediyor..Bu kadar kahramansa bu kadar zaaf niye? Hadi ben sıradan bir insanım iradem zayıf ama bu ülke de M.Kemal insanüstü varlık, nefsani zayıflıklardan arınmış gibi tanıtılınca ister istemez tarihçilerde bu hususda merak oluşuyor ve ortaya çıkan bilgiler(ki adamlar programda belgeli konuştular) kişiliği hakında çor çarpıcı tespitler sunuyor..Madem topluma mal olmuş! Madem kusursuzmuş gibi tanıtılıyor, o zaman hakkıdır bunun böyle olup olmadığını araştırmak.

-bekir ziya / 14 Mayıs 2017 ,Kemalistlerin mal bulmus magribi gibi S. Yesilyurt'un aciklamalarinin ustune atlamasi  cok yersiz. Cunku o iddialarin zaten Posta ve Milliyet gazetelerinde uzun zaman once haberlestirildigi anlasildi. Cok samimi ise Kemalistler, once Dogan medyasini sorgulamalari gerekir. Maksat yeni bir senaryo uretmek degilse tabi.

*

(‘Kürdistan devletinin kurulmasına karar verilmiş gibi..başlıklı ve 11 Mayıs tarihli yazı etrafında..)

-Malcolm / 13 Mayıs 2017, Türkiyenin ortadogu da kör bir Kürt düşmanlığı ile mesafe alması imkansızdır. Kendi topraklarının ötesindeki her Kürt hareketine pkk muamelesi yaparak sadece kendisi kaybediyor. Barzani modern dünyada herkeste var olan hakkın aynısını kendi toplumuna soruyor ulus devlet modeli dünya... ama nedense Türkiye sanki kendi topraklarında pkk devlet kuruyor gibi tepki veriyor. Söz konusu referandum dün bizim ülkemizde oldu ve ülkemizin batisindaki devletlerin duruşu bizleri oldukça rahatsız etmişti. Şimdi aynı durum Barzani için geçerli değil mi...? Referanduma gitmek istiyor ve onun ülkesinin batisindaki devletler rahatsız...Türkiye ortadoguda bir güç sahibi değil bunu anlaması gerekir. Bir Rusya veya ABD değil bunu görmesi gerekir. Dolayısıyla oradaki gelişmelere söylem olarak tehdit ile veya beylik açıklamaları yaparak bir kazanım elde edemez. Kaçınılmaz ve haklı bir dönüşüm var Barzani nin öncülüğünde... Türkiye duruşunu yaklaşımını değiştirmeli.Barzani ile kürtlere karşı olan samimiyet sınavını verebilir Türkiye... Mesela Farklı bir şekilde yaklaşıp pkk yi safdisi bırakmayı da deneyebilir. Eğer düşmanlığı pkkya karşı ise bunu yapmak zor olmaz.. Ama aslında düşmanlık beslediği tahammül edemediği şey içinde Kürt olan her oluşum ise o zaman bunu yapamaz. Ve kendi kaybeder...

-Hacı Hüseyin ALTIN / 12 Mayıs 2017,

nato'dan kurtulmamız ve ayasofyayı ibadete açmamız için elimize sürekli kozlar geçiyor, bakalım bu kozları ne zaman ve nasıl kullanacağız.

-sukunet44 / 12 Mayıs 2017

türkiye natodan ayrıldığı ile kalır
türkiyenin yerini kurulan kürt devleti alır
bu da türkiyenin çok daha fazla aleyhine olur

türkiye bu hatayı yapmayacaktır
tam bir güvence alarak ve bazı tavizler kopararak
bu dayatmalara mecburen boyun eğecektir

  1. ayıs tarihli ve ‘İnsafın gör dediği’ başlıkl yazı etrafında..)
  • abdullah / 17 Mayıs 2017,Fetö yapısiyla hicbir bağlamda ilgisi olmadan mağdur edilenleri görmeyenler... diyorlar ki aynı şeyleri fetöcüler de iddia ediyor. Âmennâ da devlet gerçek fetöcüyü tespit icin yeterli imkâna sahip degil mi?
    Zulüm derinleşiyor.telafi edilemez sekilde yaralandı insanlar. Buna susan herkesin ettigini cekecegi günü iple çekiyorum...
    Fetöcü bile olsa arkasında bir siyasi varsa yakayı bi sekilde kurtaracaksa... gücü garibana yeten bazı yetkililer... her nefesimiz size bir ahtır.elbet cıkacak. Tipki başörtüsü yasagi doneminde susanlarin simdi bülbül kesilmesi gibi on yıl sonra da bunları konusup pirim yapacaklara da simdiden yazıklar olsun! Ölüm var; bu kadar korkmayin hakkı savunmaktan...
    Bu sözlerimden fetöculere zerre pay yoktur.onları asla savunmadim.münafıklar hasmımdır.ayrıca devlet imkânlarıyla onları kesinlikle tespit edebilir.gelene eş gidene yoldaş olmalarıyla malum bu melun gruba ölüm cezasini çok rahat reva görüyorum yeter ki tespit edilsin münafıklar)

b. ziya / 10 Mayıs 2017,Bazi seyleri anlamakta zorlaniyoruz. Ates olsa kendini yakacak etkisiz sahislar isten atilir ya da hapse koyulurken Kavurmaci gibi Fetonun Finans ayaginin Adil Oksuz'u sayilan bir azili kisi disari birakiliyor! cit yok. Yargi bagimsizdir falan gibi kliselerin ardina saklanarak bu isten kimse siyrilamaz!

Z.Ç / 10 Mayıs 2017,Herkese adil davranılsın.Bu ailelerin çocuklarına ebeveylerinin suçları yüklenmesin.
Biz müslümanız ve bizim peygamberimiz gayri müslümana adaletliydi.
Bizim ölçümüz ne? :ADALET

*

(‘Filistinde teslimiyet mi taktik değiştirmek mi?’ başlıklı, 8 Mayıs tarihli  yazı etrafında..)

-haydar / 09 Mayıs 2017, Siz bu kanıya nereden varıyor anlıyamıyoruz. tavsiyem Hamas’ın yeni mücadele vizyonunu iyi okumanız..(...)

*SEÇ:: Farklı düşünmek ayrı, muhatabına akıl vermeye kalkışmak daha bir ayrı..

-Rıdvan Kaya / 08 Mayıs 2017,Hamas'ın Gazze ve Batı Şeria'da bir Filistin devleti kurulmasını kabul etmekle zımni de olsa İsrail'in varlığını kabul etmiş olduğu iddiasını haksızlık olarak görüyorum. Parçayı kabul etmek bütünden vazgeçmek anlamına gelmez. Selahaddin Abi El-Fetih ile Hamas'ın bu noktada benzeştiğini söylüyor ama buna da katılmıyorum çünkü el-Fetih tüzüğünü de değiştirerek resmen İsrail'in varlığını kabul etmişti. Oysa Hamas yeni vizyon belgesinde de Filitin topraklarının tamamı için mücadele etmeyi sürdüreceğini ilan ediyor.

*

(‘Güçlü liderler mıknatıs gibidir, etraflarının temiz kalması çok zordur’  başlıkla, 6 Mayıs taihli yazı etrafında)

-Hakkı beyaz / 06 Mayıs 2017 Aslında gül, susmakla kendine kurnazlık yapmak istemiş fakat milletin desteğinin ve sevgisinin azaldığını görünce konuşmak zorunda kalsa da çok net açıklama yapmamıştır, yine de ben tek adam reise karşı varım gibi yine laik çevrelere kapı araladı

-b. ziya / 06 Mayıs 2017 ,Gul, nihayet koseli bir cumle kurdu ve acikcasi kendisine duymaya basladigimiz suizanni bir nebze hafifletti. Simdi kendisinden beklenen eski yol arkadaslarina acik destek vermesidir. Tayyib bunu hakediyor cunku.

-Yusuf xarzi / 06 Mayıs 2017, Iyi de Selahattin abi, Gül susuyor diye de birisinin haklılığı ya da haksızlığı üzerine yorum yapmak daha da ileriye gidip hakaret etmek müslümanlığa ne derece sığıyor? Kaldı ki fitne zamanında susmanın gerekliliğini siz daha iyi bilirsiniz.

*SEÇ: Benim yazılarımda hakaret olduğundan söz etmek.. Gösteriniz derhal özür dileyeyim..

*

(’Ben bu tartışmanın neresindeyim?’ başlıklı, 4 Mayıs tarihli yazı etrafında..)

-dr_m_bera / 06 Mayıs 2017, artık türkiye de tartışma yok, cumhurbaşkanın görüşü var(yanılması mutlak bir şekilde mümkün olmayan ve hiç bir islami açıdan nasihat gereği duyulmayan) ve diğerleri var. ya cb'nin görüşüne tabi olunur ya da diğerleri olursunuz. içimizde kaç islami cemaat önderi kaldı cb'ye veya akpye nasihat etme cüreti gösterebilecek...

-malcolm / 06 Mayıs 2017, ısrarla cb'yi temize çıkarma çabanıza anlam vermek zor. (...) tayyip bey hoşuna gitmeyen konularda ulusal veya kuresel farketmez direkt olarak acıkca yorum yapar onay veriri veya vermez sahip cıkar veya cıkmaz. ama son bir kaç yıl müslümanlarla başbaşa kaldıgı her platformda ya itaat ya da yolunuz acık olsun (âsi damgası vurarak)

ihh örneği bunun açık bir örneğiir ve bu tartısmalarda akp israrla bizim islami bir parti derdimiz yok biz bir yolda yürüyoruz meşruiyetini kendimiz belirleriz diyor. bu durumu solcular kemalistler ulusalcılar dahi anladı ama biz islami camia ısrarla red ediyoruz. akıbetmiz hayrolsun.

*SEÇ: Yani, sizin anladığınız mutlaka doğru da, başkasının ki mutlaka yanlış mı?

-N Zengi / 04 Mayıs 2017, Merak etmeyin Selahaddin aağabey Tayyip Erdoğan beklediğiniz cevabı daha net gençlik etkinliklerinde söyledi. "Birileri benim adıma konuşmaya cüret etmesin. Benim adıma ben konuşurum yahut sözcüm konuşur." Bu sözler işi şirazesinden çıkaranlar ıçin iyi bir tokatrı.

*

  1. Mayıs tarihli ve ‘Makasıdî Tefsire Doğru..’ başlıkla yazı etrafında..)

 

-Erol Akman: / 04 Mayıs 2017,Toplum yüzyıllar öncesinin şartlarına göre verilmiş fetvaları, hayatlarına uygulama zorluğu ile başbaşa bırakılmıştır.Fıkıh modern toplumun sorularına cevap veremeyen, bugüne uyarlanamayan, zamana yenik düşmüş, güncel sorunlara cevap vermekten uzak, arkaik bir disiplin halini almıştır.İslami esasları medeniyetle bağdaştırma ve yeniden yorumlamanın yolu ve yöntemine dair günümüz müslümanları için önemli fikri açılımların olduğu bir sempozyum oldu.Kuran ın günümüze ne dediğini tesbit etme, İlahi kelamı tüm zamanlarda ve mekanlarda fonksiyonelliğini maslahat ekseninde sürdürme çabasının bir ürünü KURAMER in düzenlemiş olduğu bu sempozyum.Tebliğlerin basımını bekliyoruz. Simultane çeviri tebliğçilerin ne dediğini anlatmaktan uzaktı. KURAMER e sempozyum için teşekkür ediyorum.

-bekir ziya / 03 Mayıs 2017, Başucu tefsirlerden yaralanmak ne kadar gerekliyse, çaga ve onun getirdiklerine Yuce Kitabimizin nasil yaklasimlar ortaya koydugunu anlamaya calisan tefsirler de o kadar gereklidir. Tefsirin makbul olani cagdas olanidir diye dusunuyorum. Tabi ehliyet, liyakat ve samimiyet sartlarina haiz olarak.

-Serkan Demir: “‘Makâsıdî Tefsire Doğru..’ sempozyumu etrafında... 03 Mayıs 2017” Başlıklı yazınız üzerine.. Merhaba Sn. Çakırgil; Ben bir okuyucuyum.

Yazınızla ilgili bir iki laf da ben edeyim.. (…)

*SEÇ: Bu okuyucunun yazdıklarının devamını aktarmıyacağım.  Çünkü İslam hakkında haksız  sözler yazıyor.. ancak cevabımı aktarıyorum ve de onun cevabından bir kısmını..:

Merhaba Serkan Bey,

Sizin Kur'an'la ilgili olarak söyledikleriniz yeni değil, hele de son asırlarda oryantalistlerin devamlı tekrarladığı bir iddiadır. Bu gibi iddiaları, sahiblerinin bakış açılarıyla da anlamaya çalışır ve, istifade edebileceğim taraflar olursa alırım.

Ve sadece Kur'an değil, bütün inanç kitablarında ver hattâ beşerî hukuk kaynaklarında yığınla tefsirin olması kaçınılmazdır ve tabiîdir. Bu çabalar bundan sonra da devam edecektir. Çünkü her insanın idrak ve müşahede kudreti diğerine denk değildir. Bir hukukî metni, veya herhangi bir metni herkes kendi yaşadığı çağa, etkisi altında olduğu kültürlere, kendisini kuşatan özel şartlara göre farklı anlayıp yorumlayabilir ve o metinleri, kendi anladığı kadarıyla kabullenir veya reddeder.

Gerek vahye dayalı dinlerde, gerekse beşerî ideolojilerde tarih boyunca tefsir/ yorum farklılıkları hep olagelmiştir. Müslüman dünyasında da, dünlerde başka isimlerle, bugün DAEŞ veya Talibân veya filan tarikat veya cemaat, o tek Kaynak'a farklı yorumlar getirilmesinden beslenmektedir; yarınlarda da bakış açıları değiştikçe yorum farklılıkları yine olacak ve hattâ derinleşecektir. Ben o gibi grupların yorumlarına katılmadan da, Kur'an'ın benim kalbimi ve beynimi doyuran ölçülerinin olduğuna inanırım. Siz inanmayabilirsiniz. Kimse kimseye şuna inan veya inanma diyememelidir.

Ben kendimi herşeyden önce bir müslüman olarak niteliyorum. Bu benim görüşüm ve inancım.. Sizin veya başkalarının benim gibi düşünmesi veya benim sizler gibi düşünmem şart değildir. Yorum farklılıklarından dolayı birbirlerine ısınamıyanlar da uzaklaşırlar, olur- biter.

 

Bundan dolayı, insanların birbiriyle savaşması da şart değildir. Benim dinim bana, saldırı olmadıkça saldırmamamı emreder.. Ancak bir tarafın saldırıya uğraması durumunda savaş hakkı doğar. Ki, bu, bütün canlılara Yaratıcı tarafından, kendilerini savunma hakkı, fıtrî bir özellik olarak verilmiştir.

 

Benim dinim kimseye bir inancın zorla yüklenemiyeceğini 14 asır öncesinden beri bildirmektedir.

'Lekum dinikum veliyedin../Benim dinim bana, seninki de sana..'

Bu kadar sâde..

Hayırlı çalışmalar dileğimle..

 

-Serkan Demir : Merhaba sayın ÇAKIRGİL;

 

Üşenmemiş bir cevap vermişsiniz. Okuyucuya saygınız ve cevabınız için  çok teşekkür ediyorum.

Ben oryantalistlerin iddiaları hakkında fazla bilgili bir insan değilim.

Ama din eleştirilerinden haberim var.

Ömrüm İslamla geçti ve şu an Din ve Kur’an konusuna eleştirel bakabiliyorum.

İnananların zihin yapısı hakkında bir fikrim var yani.

Bir kitap her döneme göre farklı şekilde yorumlanıyorsa. (…) bir sorun var demektir.

İnanıp inanmamak konusu ayrı bir konu.

Benim dediğim özetle şu:

Ortada büyük bir Teolojik Kriz vardır ve aşılması zordur.

“Benim dinim bana, saldırı olmadıkça saldırmamamı emreder..” demişsiniz.

 

(…) DAEŞ de Kur’an prensiplerini mi uyguluyor?.

(…)  'Lekum dinikum veliyedin../Benim dinim bana, seninki de sana..' âyetini tekrarlıyorsunuz..

 

Daha önceki bir yazınızdan (15 Şubat 2016) tarihli  ve ‘Zâlim Kılıçları ve Mazlum Kanları’nın Coğrafyasından..’ başlıklı yazınızdan bir alıntı yapayım:

11 Şubat Perşembe günü, bu sütunda ‘Bizi düşmanlıktan kurtaracak tek ilaç, İslâm’dır!’ başlığıyla yayınlanan yazım üzerine, bir çok mesaj aldıysam da bunlardan birisi daha bir manidârdı ve yürek yaralıyordu. Bir okuyucu, ‘Bizi düşmanlıktan kurtaracak tek ilaç İslam ise, daha işin başında Talha, Zübeyr ve Ali niye bir birlerini kestiler? Onlar Müslüman değil miydi?’ diyordu.

Durumu kurtarmak için yığınla izahlar yapılabilir, ama, böylesi bir soruya ikna edici bir cevabı kim verebilir? Haydi bakalım, yüce hocalar? Veriniz cevabını.’

(…)

Evet, böyle diyordunuz. Yüce Hocalar bu sorunuza ne cevap verdiler bilemiyorum.

(…) Cevabınız için tekrar teşekkür ediyorum.

*SEÇ: Siz, Müslümanların yanlış ve hatalarını İslam’a mal ediyorsunuz..  DAİŞ veya başka grup veya örgütlerin İslam adına yaptıklarını söylediklerine ve cinayetlerine kesinlikle karşı çıkan birisine, o yanlışlar İslam’a aid imiş gibi bir iddiaayla geliyorsunuz..  Yanlışınız burada.. Yazdıklarınızın Müslümanlara değil de, doğrudan İslam’a saldıran bölümlerini almamakla siz haksızlık yapmış olmuyorum. Her konuyu konuşabilirz, ama, bunu etrafa yaymaya çalışmak isterseniz, buna âlet olmam..

*

 

 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum