“Okulda herkesin güldüğü bir komedi nesnesi haline gelmek istemiyorum!”
Almanya'da hizmet veren bir telekomünikasyon şirketinin hazırladığı reklam sosyal mecraların mahiyetine dair önemli hususlara dikkat çekiyor.
Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Enformasyon çağı bitti… Bilginin ulaşılabilir veri haline getirilmesi bilgiyi sadece ulaşabilir hale getirmedi. Aynı zamanda bilginin işlenmesi ve değiştirilmesi de inanılmaz şekilde kolaylaştı. Artık enformasyonu değil dezenformasyonu bu sebepten dolayı daha fazla konuşuyoruz.
"Enformasyon" artık kelimeler dolusu kitaplarda aranmıyor. Görsel kültür tarafından inşa edilen görüntü çağı içerisinde artık her şey bir fotoğraf karesi veya kısa bir video ile aktarılmaya çalışılıyor. Kelimelerin düşünmeye ve eleştiriye zaman tanıyan imkanlarla dolu dünyası modern insan için fazla yavaş ve sıkıcı... Görüntü çağında haberler bile artık info-grafik hale geldi. Bizim yapmaya çalıştığımız iş "eski usul" habercilik olarak değerlendiriliyor…
Türkiye gibi Batı kültür havzasının dününü tüketmeye meraklı ülkeler mal bulmuş mağribi misali bu piksellerle inşa edilen havuza atlamak için birbiriyle yarışırken Batılılar başlattıkları şeyin sonuçları hakkında endişe duymaya başladı bile.
Alman firması Deutsche Telekom, ailelere yönelik çocukların fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmamalarını belirten çarpıcı bir reklam hazırladı.
Yapay zekanın ne olduğu bile tam anlaşılmadan bu kadar yaygınlaşması ve sosyal mecralara yönelik ilginin bir bağımlılığa dönüşmesi tekno-insan tartışmalarını alevlendiriyor.
İnsanların “değerli bir anı” olarak gördükleri için kaydettikleri fotoğrafların sanal ortam için basit bir veri olduğuna dikkat çeken reklam kimlik hırsızlığı üzerinden bir duruma dikkat çekiyor:
Mahremiyetin ortadan kalktığı bir dünyada insanca yaşam bir hayal haline geliyor! Her şey sizin aleyhinize kullanılabilir, güven duyabileceğiniz hiçbir dayanağınız yok!
İlişkiler artık veri aktarımından ibaret hale geldi. İnsanlar başka insanlarla yüz yüze bir arada olmaktan dahi imtina eder noktada... Cinsiyet tartışmaları üzerinden bize uzak gibi görünen bazı sorunlarla bugün baş başa kaldık bile.
Kabul etmekte zorlansak da Twitter, Facebook, İnstagram, Tiktok vb. platformlarla kurduğumuz ilişki en başından beri teşhircilik mantığı üzerine inşa edilmişti. Teşhircilik sadece insan bedeninin sergilenmesinden ibaret değil. Yaptığımız her paylaşım özelimizin daha fazla ifşasına kapı araladı. Şimdi ise kimlik hırsızlığından başlayan ve mahremiyetin aşınarak tamamen ortadan kalktığı bir vasata doğru gidiyoruz! Peki, bu gidiş gerçekten nereye?
HABERE YORUM KAT