Zakkum Acılığında Hayatı Gül Bahçesine Çevirmek
Estirilen şirk ve küfür rüzgârları, nesli ve ekini kurutmaya devam ediyor. Ahlaksız güçlerin, modernizmin ve vahşi kapitalizmin kuşatması altında nesillerimiz. Modern medeniyetin dış görüntüleri çağın insanının basiretini köreltiyor. Fani hayata düşkünlük ebedi ve gerçek olanı unutturuyor. Ne idrak kaldı ne sevgi… İçsel damarlarda ulvi hakikatler dolaşımı durmuş bir organizmaya dönüştü toplum…
Yaşadığımız yeryüzünde derin bir ıssızlık yoğunlaşıyor. Nesnelerin tutsağı haline gelen insan, kendi anlamını savunamaz hale geliyor. Çağın insanı, zekâsının karanlık gecesinde ömrünü tüketiyor.
Böylece şahsiyetler yok olmaya başladı, gölgeler çoğaldı.
Çağ yorgun…
İnsanlar, “Sen ve Rabbin gidin savaşın!” deyişini andırır bir tutum içindeler.
Çağın Samirileri insanları sömürmekte, saptırmakta, oyalamakta, avutmakta, özgürleştirme adına Allah’ı hatırlamaktan alıkoymakta, insanlıktan soyutlamakta…
İnsanlık İsrailoğullarının Tih’teki yaşamının bir benzerini sürmekte. Bu insanlığı ne boyun eğdikleri teknik, ne ardına düştükleri refah ve tüketim çılgınlığı ne de güç kurtaramayacaktır. Bu insanlık, bu güçlerin etrafında dolaşmakla ancak çağdaş Samirilerin kasasını doldurmaktadır.
İnsanlık çağdaş Samirilere karşı koyabilecek Musa’sını beklemekte. Bu Samirileri yakasından tutup sarsacak, etten, kemikten, altından, tunçtan, taştan olan buzağıları parçalayıp denize atacak Musalara ihtiyacımız var, bir de hasretimiz…
Günler git gide insanlığın avuçlarında solmakta…
Sokaklar kendi ölümüne kurtuluş diye sarılmış insan cesetleriyle dolu…
Kimsesiz ölüler gibi kendi soğuğunda ve yalnızlığında üşüyor insanlar.
Ve hâlâ Batı’dan Lat, Menat, Hubel putlarını ithal etmekteler.
Bu taş parçalarını kırıp dağıtacak, un ufak edecek mutlak fikre ne kadar çok ihtiyacımız var.
Kafaları ve kalpleri Batı’nın kirinden ve pasından arındıracak bir hareketlilik lazım…
Bir özgürlük ve direniş kalkışı şart…
Zinde iman ve umutla donatılmış bir müminler topluluğu, enerjisini iyi kullanarak zakkum tadındaki hayatı iyiye, güzele, doğruya çevirme azmini ve mücadelesini gerçekleştirebilir. Merhamet ve sevgi dolu mümin erler barışta ve kardeşlikte devasa çığırlar açarak, geçmişte olduğu gibi bugün de ideal olan, ıslah olmuş bir toplumsal değişimin öncüleri olabilirler.
Gönüllerimizin bahçesinde zakkum acılığı değil, güllerden yayılan rayihaların güzelliği koksun ve bu koku kalplere sürur versin.
Müthiş bir şuur çizgisi içinde direnişin içinden fışkıran, dimdik ayağa kalkan bir zaferin şahidi ve şehidi olarak inkârın üstüne üstüne gidip, bu acı zakkum tadındaki hayatı gül bahçesine çevirmektir bütün mesele…
Her doğan günün, direniş ruhunu tazelemesi umuduyla…
- İzzetle Direnenlerin Yanındayız!
- Kemalist Rejimle Hesaplaşmadan Dersim Vahşetiyle Yüzleşmek Mümkün Olamaz!
- Dersim: Ulusalcı Barbarlığın “Medenileştirme” Projesi
- Dersim Katliamını Yaşayan Tanıklar Anlatıyor
- Suriye’de Katledilen Kardeşlerimiz Türkiyeli Müslümanların Umurunda mı?
- İran-Suriye İlişkileri: Pragmatizmin İlkelerle Savaşı
- Özgür Suriye Ordusu ve Halkı Koruma İşlevi
- Kardeşlik İçin Seferberlik Vakti
- Tabii Afetler İlahi Bir Ceza mı, Doğanın Bir İsyanı mı?
- Bedelli Askerlik Açılımı ve Vicdani Retçilerin Dramı
- Tunus ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler Ne Vaat Ediyor?
- Libya’da Çöken Komplo Teorileri
- Site, Kent ve Sermaye
- Hicrî II. Asırda Siyaset ve Tefsir İlişkisi
- Yürüyen Kur’anlar Olalım
- Hz. Fatıma
- ABD, Fransa ve Türkiye Modeli Laiklik
- Belirtisiz Bir Tamlama Olarak Anadolu Kartalları
- Zakkum Acılığında Hayatı Gül Bahçesine Çevirmek