1. YAZARLAR

  2. Nurten Şerbetçi

  3. Yeryüzü Yine İfsat Yeryüzüne Yeniden Islah

Yeryüzü Yine İfsat Yeryüzüne Yeniden Islah

Kasım 2005A+A-

"Ve Musa onlara dedi ki: 'Atacağınızı atın.'"

(Şuara 26/43)

Önce sırtlan sürülerini sevdirdiler tımarlamak için insanlığın ve hakkın dilini ve sonra çocukların bile saçlarını ağartan bir sesle vurdular kıyama kalkarken bir şehri gün doğumunda... Oysa hep silkinmeyi bilecekti zulmün rahlesine çekilen çocuklar, direnişe akran bir kıraati kuşanarak.

... Dosttu bu şehir ki ayağına batan dikenin acısını yüreğimizde hissettiğimiz. Bu yüzden, kuşluk vaktinde vurulduğundan beri, gün ağarmadı yüreğimizin şafak duasına. Ümmet coğrafyamızın misak-ı sınırı, zulmün ha bire güneyimize itelemeye çalıştığı sancılı uzvumuz. Ortadoğu!

Acının, gözyaşının ufkundaki dua İbrahim'i ve Şuayb'ı çağıracak kadar kadim; ya da Nuh'un helaki isteyişi kadar çaresiz... Çünkü çabuk unutuldu "garun aleyküm" [utanç üzerinize olsun]ün yüreğimizi parçalayan çığlığı... Aslında unutturulmak istenen, kardeşlerimizin "Bir kanlı gece vakti" kaybolan adlarındaki, umutlarındaki zulmün şehridir. Oysa evleri ve geceleri dünyanın âma postallarıyla basılmış bir kız çocuğunun çenesini ve dişlerini çatırdatan korku, peygamberin kemiklerini çatırdatan vahyin ağırlığına denk değil mi? Yoksa peygamberin ümmetine açtığı şefkat ve merhamet kanatlarından mı yoksunuz ki hazin gün doğumlarına ve ateş sağanağına kirpik kırpan çapaklı çocukların mavzerle yarılmış gülümsemelerine kayıtsızız.

Kara kavruk iklimlerinin mahşer yerine Irak'landıkça dualarımız, sanki bir gölge oyunuymuş gibi gelecek bize gece baskınları televizyon ekranlarında. Artık, yalnız bir körelti mahzenine gömülüyor ergen çığlıkları, yüreğine tedirgin oyunlar öğreten düş çocukları bir yazı zulmün yazgısıyla uğurlarken...

... Bir yanda "objektif bilimin" Firavun'a yaşlı sihirbazları ve diğer yanda direnişle tarazlanmış ümmetin çocukları, yani emperyalizmin sihirbazları...; bir taşın bir tanka denkliği. Direnişin kundağında büyüyen çocuklara tarihi bir tanıklık yapıyor. Musa: "Elinizden geleni yapın ve atın atabileceklerinizi" diyor merk [oyun, tuzak] peşinde olanlara. Muhakkak ki Allah oyun kurucu [bozucu] olarak daha çetindir.

Siteril, münzevi odalarında, müsterih koltuklarında ve miskin postlarında ısmarlama kurtarıcı, Mesih bekleyenler bilsinler ki zulme başkaldıran bu neslin gözlerinde, alınlarında, adımlarında, yumruklarında, hınçla kilitlenmiş dudaklarında tecessümdür İsa. Ve bu nesil imanla artırdığı azığı umutla durulayacak/yuyacak dünyanın kanlı, kirli Kabil yüzünü. Korkak dualarında kanaatkar yaşamayı zulme boyun eğmekle karıştıranlar bilsin ki başörtüsü direnişi ile orucuna sahip çıkanlar hiçbir zaman yetinmeyecek, zulmün iftarına koyduğu lokmayla.

Bu neslin dualı yüzleri ve hırpalanmış yeminleri kırbaç gibi değeyecek "neredeyse gözleriyle peygamberi devireceklerin" değişmeyen kinli bakışlarına. Bu kan, bu Kızıldeniz'i evlerimize taşıran iman, zulmü kendi suyunda boğacak... Bunun için zulüm hiçbir çağda iğdiş edemeyecek Meryem'in soylu kelimelerini.

O, çocukların zulme çarmıh olmuş alınlarında şavkıyan kasem Hz. Ali'yi de çağırır yarım bırakılmış bir savaşın meydanına... Küçücük bir münadi bağırır şehrin [dünyanın] öte yakasından, utancı üzerimize bir hal kılmaya [ğarun aleyküm]... Kerbela'nın sürgit bitmez tanıklığıdır ki, bu toprakların yıkık ve yetim sabahlarına güvercin kanatları ve çocuk gülümsemeleri yad olmuştur...

Kerbela! Kendine soyun... Çocuklar öldükçe acıya mevzileniyor mümtehin hayatlarımız ve dualarımızın arkası gelmedikçe biliyorum zulüm yayılıyor ve basıyor her kapıyı... Gün serinliği oralarda pusuda yalnız ve yüreğimizin uğultusunda çocukların adımlanmış umutları... Kerbela! Çoğalt kendini ki azalmasın ümmetin Akabe elleri... Kerbela! Çoğalt kendini...

Ve ey kan artığıyla devleşen, ey murdar kahramanlık... Sokaklarındaki ayyaş kemancılar ve Hollywood yetmez dünya aynasındaki çirkin ve sinsi gülüşlerinizi evcil senaryolara sığdırmaya... Ey kan artığıyla abad (!); tüm dünyanın tiksintiyle okuduğu alt yazılı gerçek hikaye... Güzelliğin soyuna dikilmiş timsah gözü; biliriz ki devinen sancı bitirecek senaryo krallığını...

"Ve Musa dedi ki: 'Atın atacağınızı.'" direniş gününün de sahibi Allah'tır.

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR