Hükümet istihbarat yetersizliği nedeniyle Kamu Güvenliği Müsteşarlığı (KGM) adı altında Başbakanlığa bağlı yeni bir istihbarat örgütü kurmaya çalışıyor. İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun bu yeni istihbarat örgütünün başına getirilmesi üzerinde duruluyor.

KGM'nin kuruluş tasarısında "iç ve dış tehditlerle mücadelede uygulanacak siyaset ve strateji" tayin edeceği belirtilse de temel amacı iç istihbarata ve "terörle mücadeleye" yönelik. Bu tasarının gerekçesinde Hükümet şu görüşe yer veriyor: "Terörle mücadele araçlarından birisi de istihbarat birimlerinin ihtiyacı olan esas bilgi unsurlarının saptanmasıdır. Türkiye'de ise böyle bir kurum bulunmamaktadır. Türkiye'nin böyle bir kuruma acil olarak ihtiyacı vardır." (Cumhuriyet, 15.5.1994)

KGM'nin kuruluşu kanun hükmünde kararname ile gerçekleştirilecek. TBMM'den geçecek hükümet icraatları için Yetki yasasına bu konu da dahil edilmiş.

Eski MİT'çi Mahir Kaynak ise "istihbarat yetersizliği gerekçesini doğru buluyor. Ancak devlet içinde farklı istihbarat birimlerinin kurulmasından endişe ediyor ve şöyle diyor: " Hükümet ülke içinde kontrol edemediği çeşitli istihbarat kuruluşlarını merak etmektedir. Böyle bir örgüt kurulduğunda, MİT'e, Emniyet'e ve Silahlı Kuvvetlerin istihbarat örgütlerine veya bunların bir kısmına köstebek yerleştirirse hiç şaşmayın. Bir ülkede devlet ya tekdir ya yoktur." (Aktüel, sayı.84, 1994)

Kaynak'a göre bir ülkede birbirleriyle çatışan bu tarz kurumlar varsa, orada ancak yabancı güç odaklarından söz edilebilir, devletten değil.

İlginçtir, Türk Devleti üzerinde TC'nin önde gelenleri ve bağlıları bir türlü anlaşamamaktadır. Bu devlet nedir? Halkın iradesinin kurumlaştırılması veya kurumsal miras yutturmacalarını atlayacak olursak, Devlet; yerli güç odaklarının iktidarını mı temsil ediyor, yoksa uluslararası emperyalizmin ülke halkını kontrol ettiği modern bir araç mıdır?

Özellikle ülke halkına dönük ve iç muhalefet odaklarına karşı örgütlenecek KGM'nin kuruluş arafesinde Hükümet emrindeki Emniyet Genel Müdürü, Olağanüstü Hal Bölge Valisi ve Güvenlik Dairesi Başkanı ABD'ye gidip CIA, FIA gibi katliam servislerinin temsilcileriyle özel görüşmeler yaptılar. Ve Türkiye'deki özel timleri en gelişmiş sistemlerle donatma sözü aldılar. Devletin emniyeti ABD'ye mi mecbur, yoksa Devlet ABD'yi mi maskeliyor?