İnsanın hakikate karşı açlığı değişmez. Tüm nebiler, resuller ve onların varisçileri unutulan gerçeklikleri hatırlatmakla görevlidirler. İman, adalet, özgürlük, hikmet çizgisinde uyarılar yaparlar. İnsanlık yolunu, vicdan yolunu açarlar.

Modern ve çağdaş insan hakikat yolundan çıkıp erdem ve hikmeti kaybetti. Bu kaybediş insanımızı hakikatin kaygısına değil, dünyevi kaygı ve telaşın içine sürükledi. Çağdaş insan bir telaş içinde parçalanmış bir kimliği yaşıyor. Batılılaşmanın boynuna taktığı taklit zinciri ile kişilik ve şahsiyet parçalanması içinde insanımız. Hakikat gün gibi ortada iken yolunu şaşıran ve bu hakikate tahammül edemeyenler oldukça trajik bir konumda.

Özünü kaybeden, varoluş sorularını kendine sormayan zavallı insan, hakikate karşı ne kadar da sağır ve kör olarak direnirse dirensin gün be gün yaklaşıyor hakikatin ve adaletin fecir vakti ve doğacak olan İslam güneşi. Şimdi çekilen doğum sancılarıdır. Yeryüzünde yürekleri burkan, kâbus gibi çöreklenen zulümler, kutlu direnişler ve zorlu sancılardan sonra yerini adaletin güneşine bırakacak.

Mazlum halklar ve zalim caniler hak ettikleri yerleri elbet bulacaklar. Vahşi ideolojilerin ve şeytani sultaların zulüm labirentlerinde dolaşan halklar elbette İslami hakikatin serinliğine kavuşacaklar. Afrika’dan Asya’ya, Ortadoğu’ya kadar tüm insanlık yaklaşmakta olana başını çevirecek ve ufku kaplayan aziz İslam’ın ışığını görecektir. Tarih bir kere daha tekerrür edecek ve Mekke’ye dikilen tevhid bayrağından neşet eden Allahu Ekber nidası yeryüzünün semalarında çınlayacak.

Bir öze dönüştür bu. Tüm mazlumları, yalınayaklıları, çağdaş köleleri kurtarma şuurudur bu. Yaklaşmakta olan bu hakikat güneşi bir anne sıcaklığında saracak bizleri. Kafaları ve kalpleri işgal edilmiş Batı’nın kusmuk değerlerinden arındıracak, kör ve zalim maddeperestlik tutkusunu yok edecek, hakikatin ışığı insanlık yolunu aydınlatacak. Tarihin aynasında hakikat erleri yeniden görülecekler. Kara günlerin kapısı umuda açılacak. Yüce Rabbimizin bizleri görünmeyen kuvvetleriyle zafere kavuşturacağından, hakikatin güneşini insanlık üzerine kurtuluş müjdesi ile doğuracağından eminiz.

Hakikat sarayının burçlarında tevhidin solmaz bayrağı dalgalanınca, bu hakikat kapısında direnen körler ve sağırlar kalplerine ve vicdanlarına karşı mahcup olacaklar. Vahşi ideolojilerin kirlettiği insanlar insan olmayı yeniden öğrenecekler. İnsanlığın ruhunu karartan ve içini harap eden karanlık izmlerin illüzyonları ve serapları içinde kıvrananlar hakikat iklimi ile yeniden buluştuklarında insanlık ve İslam paydasına kavuşacaklardır. Hakikatin mesajı yeryüzüne büyük bir canlılıkla işlenerek zulmün kara renkleri silinecek. Yaklaşıyor yaklaşmakta olan. Diri ve diriltici mucize olan Kur’an’ın ilahi nefesi ile insanlık yeniden yaratılış anlamına ve amacına kavuşacak.

Küresel emperyalizmin akrep kıskacında duyarsızlaştırılmış halklar yavaş yavaş gelmekte olan hakikat bengisuyundan içerek gözlerini adaletin hâkim olduğu bir dünyaya açacaklar. Buzdan küresel yalan imparatorluğu hakikatin güneşi ile eriyecek ve yok olacaktır. Yalan, hakikat karşısında direnemez. Dağların bile ezildiği, paramparça olduğu vahyin karşısında uyduruk ve sahtekâr sistemler tuzla buz olacaktır. İnsanlık aslına, özüne dönecektir. Zamanın kıvrımları hakikat kapısına çıkacaktır. O halde hakikate çağırmaya tüm hızımızla devam edelim. Zafer Allah’ındır, müminlerindir, hakikatindir. Müsterih olalım ve direniş siperlerimizi kaybetmeyelim! Çünkü yaklaşıyor yaklaşmakta olan…