Unutmadım Dostu Namaza Kaldırmanın Heyecanını...
"Kavganın ortasındayız,
yenilgilerin çok uzağında."
Rabbin bereketi üzerine olsun!
Kavurucu göğün altında, rablerine bir damla için el açan mustazaf yüreklerin diyarından selam olsun... Çöle inen bereket misali, yüreğimi aydınlattı mektubun, sıcacık bir şeye dokundu ellerim...
Bütün çirkinliklere, birilerinin ahlaksız pazarlıklarına, kirlenmiş ilişkilere rağmen, seni umudunu koruyor görmek ayakta görmek sınırların ötesinde kavi kılıyor beni,
"Göz aydınlığımız" Kudüs'ün yiğit erlerini soruyorsun. Onların da sana kilometrelerce öteden, bütün adanmış yüreklere, yüreklerinden, duayla besledikleri binlerce selamları var. Gün geçmiyor ki bir yiğit kendisini Rabbi için feda etmesin, gözünün önünde şehit olan evladı için bir ana "Allahu Ekber" çığlıklarıyla şehadeti kutlamasın. Onlar yolumuzu aydınlatıyor, sesimize ses, mümin yüreklerimize dost oluyorlar.
Babasının güvercin kanatları altında şehadeti tadan Muhammed Rami'yi, cennet gözlerinde şehadet okunan yiğitleri, intifadanın yıkılmak kaleleri baktıkları yerlerde yangın çıkartan kadınları düşünüyorum. Diğer taraftan lanetlenmiş bir kavimle aynı masayı paylaşıp, pazarlık edenleri, bizleri kardeşlerimizden ayırmaya çalışanları, mustazaf bir halka haince saldıranları düşünüyorum. Ve Rabbimizin onların silahlarına, tanklarına, MGK'larına Şubatları kara gölgeler gibi üzerimize salan, kapalı kapılar arkasında atılan imzalarına rağmen, ancak bir örümcek ağının dayanıklılığında olan saltanatlarını koruyamayacaklarının müjdesini düşünüyorum...
Yeter ki biz sağlam duralım dostum. Yumruklarımızı bedenlerimizden önce mezara koymayalım. Her sabah umudumuzu bilemekten usanmayalım...
Acının, yoksulluğun, açlığın, sevincin zulmün ve aşkın dili bütün coğrafyalarda aynı dostum. Bu toplumun sadece tarihle, vahiyle değil, kendileri ile de bağlan koparılmış! Allah'ın lütfü olan aynı dili konuşuyor olmak, aynı secdeye alnını koyuyor olmak, yeni dünya düzeninin koyduğu sınırların kalkmasını sağlamıyor. Bütün müslümanları terörist diye damgalayan, kendisini birilerini yok ederek besleyen güçler istedi diye intifadaya kendisini adamış bir müminin elindeki pasaporta rağmen iki hafta havaalanında bekletilip ülkeye sokulmamasını bütün Ortadoğu sadece seyretti. Evet dostum, kilometrelerce öteden vahyin öğrettiği gerçeği haykıran sesine ses veriyorum: Küfür tek millet!
Tanklarla, zindanlarla, şubatlarla bastırılmaya çalışılsa da zulme, haksızlığa, emperyalizmin yerli İşbirlikçilerine karşı direnen onurlu insanların kaderini yazmışsın. Küçük kardeşlerimizin, küçücük yüreklerini vahye yönelttiğini müjdeliyorsun. Modernizmin bütün değerleri yok ettiği, insanın insan varlığından hızla uzaklaştığı bir zaman diliminde yaşadığı çağa şahitlik yapanların varlığı yüreğimi aydınlatıyor. F tipi için bedenini ölüme yatıranların biri "Bu tarihsel bir tanıklık" diyor. Sanırım ancak bu kadar tanımlanabilir yaşamın anlamı!
Söyledikleri yalana iki sokak aşağıda inanan, zavallıların demokrasi adına FP'yi kapatmalarına şaşırmadım. Tıpkı AİHM'nin, RP'nin kapatılmasını haklı bulmasına şaşırmadığım gibi. En basit taleplere bile çığlık çığlığa tepki veren bastırmaya, yok etmeye çalışan bozuk bir yapıdan başka ne beklenebilir ki? Umarım umudunu bu yapıya bağlayan ve her defasında bu mücadele şeklini benimsemeyenleri ayrımcılıkla, marjinallikle suçlayan kardeşlerimiz, Müslüman kimliğini taşımaya çalışan hiç kimsenin hangi söylemle olursa olsun taleplerinin dikkate alınmayacağını ve bu kimliği korumanın yolunun, onuru ve direnişi öngören bir mücadele olduğu gerçeğini fark edebilirler.
Dostlarımızdan birlikte umutlar büyüttüğümüz, kavgayı ve sevinci paylaştığımız dostlarımızdan yazmamışsın, neredeler, ne yapıyorlar? Uzun yaz günlerinin sıcağına gömüldüler deme sakın! Birlikte yola çıktık, ellerimizde ellerinin sıcaklığı duruyor. Masamızda birlikte içilecek çaylarımız bekliyor.
Yorgunluklarımıza yetersizliklerimize rağmen umutsuzluk bizi kuşatamayacak dostum. Tüketemeyecekler... Öfkemizi bileyecek, aşkımızı dik tutacak, secdelerimizi kavileştirecek, bizi Rabbimizi yaklaştıracak her zulüm dalgası!
Peygamber diyarından kızgın çöle bereket tohumları eken şehitlerin yurdundan binlerce selamımı ilet güzel insanlara. Kavgayı ve aşkı öğreten bakışlarını Rabbden başkasına ıslatma sakın. Dualarına beni de ekle, yüreğimden kağıda dökemediğim onca şey için bağışla... Seni bana dost kılana binlerce şükrederek bitiriyorum mektubumu...
Rabbim yüreğini kavi eylesin. Selametle kal...
Koynumda boy veriyor
İsyan çiçekleri iklimler aşıp
Sana gelmek vardı.
Badiyelerden geçip
Ulaşamamak sana!
Bırak inadına filizlensin
İsyan dediğin ne varsa
İyi olmak yakışmaz bize
Bütün durgun denizleri
Dalgalandırmak lazım şimdi
Durmak yakışmaz bize/kavuşmak...
- Egemen Statüler Mutlak Değil!
- ABD Saldırganlığının Yeni Hedefi Afganistan
- “Tanrı Amerika’yı Korusun” Bir Hipermetin Olarak New York Eylemi
- Postmodern Bir Üçüncü Dünya Savaşı mı?
- Satınalınmış Sevinç
- Herkes İçin Adalet!
- Savaş Çığırtkanlığına Tepki
- ABD Neyin Peşinde?
- Savaş İstemiyoruz!
- "Savaş’a Hayır”a Gözaltı
- 11 Eylül 2001 ABD Terörizminin Yeni Meyvesi
- Bir Başka Açıdan 11 Eylül
- 11 Eylül Sonrası Fransa: “Hepimiz Amerikalı Olmak Zorunda Değiliz!"
- Savaş Çığırtkanı Medyanın Gölgesinde Kalan Değerlendirme ve Yorumlar
- Küçük Bir Dünya Ajandası
- Postmodern Darbe Sürecinde Anayasa Değişikliği
- Tüm Yargı-Sen Genel Başkanı ve Üyeleri Cezalandırıldı
- (D)uyuyor musunuz? İşkence Bilinçli Bir Politikadır
- Umut Operasyonunda Amerika (CIA) Gölgesi
- Akidemizin Bütünlüğü İçinde Ahirete İmanın Yeri
- Dil ve Siyaset
- Kur’an Neslini Yeniden İnşa Sorumluluğu
- ÖZGÜR-DER’de Coşkulu Kongre
- Hayat ve Düşler
- Yüreklerdeki Enkaz ve Yanılgı