1. YAZARLAR

  2. Fatıma Aman

  3. Tahran’ın Aşil Tendonu

Tahran’ın Aşil Tendonu

Ekim 2021A+A-

Fatıma Aman, Washington D.C.’deki Orta Doğu Enstitüsünün kıdemli bir üyesi. 20 yılı aşkın süredir İran, Afganistan ve Orta Doğu hadiselerini konu alan yazılar yazıyor. Aman, bir araştırmacı gazeteci olarak çalıştı ve daha önce Atlantik konseyinde geçici kıdemli üye olarak bulundu. İran bölgesinde siyasi hamleler konusunda ABD hükümetine ve sivil toplum kuruluşlarına danışmanlık yaptı. Aman, akıcı şekilde Farsça/Darice ve Almanca konuşabiliyor. Ağustos ayında Diwan, Afganistan’daki gelişmeler hakkındaki görüşlerini almak üzere kendisiyle röportaj gerçekleştirdi.

RÖPORTAJ: Michael Young

- İran’ınAfganistan’daki Taliban zaferini tehdit olarak algıladığına dair fikirler atılıyor. Bu doğru mu ve eğer doğruysa bu durum ne açıdan tehdit teşkil edebilir?

Yakın zamanda Afganistan’da iktidarı ele alan yeni Taliban jenerasyonu hakkında pek çok bilinmeyen var. Taliban liderliği 1990’lardaki Taliban hükümetinden kalma tecrübeli figürler ve çok daha genç figürleri bir arada bulunduruyor. Grubun yapısı şeffaf değil ve çelişkilerle dolu. Bence bu, yalnızca İran için değil herkes için bir endişe sebebidir.

İran’ın bakış açısıyla, en kötü senaryolar her zaman İslam Devleti grubunun, Afganistan çerçevesinde Horasan İslami Devleti (veya H-İD) isimli grubun güç kazanması olmuştur. Bu durum İran’ın Afganistan’daki yatırımlarını tehdit etmekle kalmaz, yanı sıra İran’ın doğu sınırlarını ciddi bir tehlikeye sokar. İran 2015’te, H-İD’nin ortaya çıkışıyla, Afganistan Devletinin bu tehdidin üstesinden gelecek kadar güçlü olmadığına karar kılmış olabilir. Bu düşünce Tahran’ı, Taliban ile bağlarını güçlendirmeye ve Taliban ile Afgan hükümetlerini barış görüşmeleri için bir araya getirme çabalarında bulunmaya itmiş olabilir.

Güç paylaşma sistemine yanaşmayan mutlak bir Taliban hükümeti asla İran’ın ulusal amaçlarıyla uyuşmamıştır. Taliban çok görüşlü bir oluşum ve İran, çeşitli bölümleriyle yakınlaşarak grup üzerindeki etkisini güçlendirmeye çalıştı, ne var ki bir bütün olarak Taliban’dan hâlâ şüphe duyuyor. Temelde, Taliban ile kurulan bir koalisyon hükümeti İran için iyi bir sonuç olurdu. Taliban’ın kendi başına yönettiği bir hükümetin çok sayıda bilinmez faktörü var ve İran’ın Afganistan’daki Arap düşmanlarını güçlendirebilir, ülkedeki iç savaşı körükleyebilir ve diğer militanların gelişimine yol açabilir.

Ülkedeki çatışmalardan ABD’nin varlığını sorumlu tutmalarına rağmen İran, Çin ve Rusya; Afganistan’daki ABD kuvvetlerinden ve ABD askerî güçlerinin bölgedeki militan gruplarla çarpışmasından faydalandılar. ABD bölgeden çekiliyor ve askerî güçlerin geri çekilmesinden kaynaklanan güvenlik boşluğu, militan gruplar ve yabancı terörist güçler tarafından kolayca doldurulabilir. İlginçtir ki tüm bu bölgesel oyuncular şimdi ABD'nin geri çekilmesini "sorumsuzluk" olarak nitelendiriyor.

- Bazı Körfez ülkeleri aynı İran’ın Yemen’deki durumları kendilerine karşı kullandığı gibi, Afganistan’ı İran’a karşı baskı noktası olarak kullanmak istiyor. Bu, herhangi bir şekilde mümkün mü ve mümkünse nasıl?

Fikrimce Afganistan, İran’ın aşiltendonu (zayıf noktası) olabilir. İran'ın doğu sınırlarının güvenliği Tahran için öyle bir öncelik ki Afganistan'daki birçok İranlı yeniden yapılanma projesi, ağırlıklı olarak Şii nüfusun yaşadığı bölgelerden ziyade İran'ı çevreleyen illerde yürütüldü.

Afganistan’da Yemen gibi bir manzara oluşturmanın tek yolu Afganistan’da bir iç savaş çıkarmaktır ki o bile Yemen gibi görünmez. Başka farklar var. Afganistan’ın merkez hükümeti asla İran’ın kuklası olmamıştır veya İran ile birlikte çalışmamıştır. Dahası, varsayımsal bir Afgan iç savaşında İran doğrudan savaşa giremezdi veya Suudi Arabistan’ın hava kuvvetlerini Yemen’de kullandığı şekilde kullanamazdı. Yemen'de savaşmak için koalisyon kurabilen Suudi Arabistan'ın aksine İran'ın Afgan savaşına girmek için koalisyon kurabilmesi mümkün değil.

Yemen ve Afganistan coğrafyalarının çok farklı olduğunu da göz önünde bulundurmak gerekir. Afganistan, dünyanın en büyük askerî güçlerinden ikisi olan Rusya ve Çin'in yakınında bulunuyor ve her ikisi de yakınında bir iç savaş istemiyor.

Şu anda bölge çatışmalarla dolu ve bir Afgan iç savaşı Afganistan sınırları içinde kalmaz; İran’ın yanı sıra kaçınılmaz olarak Pakistan ve Orta Asya'da da etkisini gösterirdi.

- İran’ın doğu sınırındaki yeni endişelerinin düşüncelerini ve Arap dünyasındaki müttefiklerini etkileyeceğini düşünüyor musunuz?

İran doğu sınırı boyunca birkaç yeni askerî üs kurdu ve Afganistan'daki durumu yakından izliyor. Ayrıca Afganistan'daki karışıklığın artmasıyla birlikte Tahran'ın İran içindeki terör operasyonlarına yönelik endişeleri de arttı.

İran genellikle dinî azınlıklara şüpheyle yaklaşmış ve bazen de onlara “beşinci kol” olarak muamele etmiştir. Afganistan'daki kargaşa artacak ve potansiyel bir Afgan iç savaşı İran'a sıçrayacak olursa İranlı liderler ülkenin Sünni azınlığı ile ilişkilerinde daha büyük bir paranoya sergileyebilirler. İran’ın Arap arkadaşlarının Afganistan konusunda muhtemelen fazla yardımı dokunmayacaktır.

- İran; Lübnan, Irak ve Yemen gibi ülkelerde gündemini ilerletmek için müttefik milisleri kullandı. Taliban Afganistan’ın tamamını kontrol altında tutar gibi görünürken İran ülkede böyle bir yaklaşıma başvuracak mı? Suriye’de savaşmaları için HazaraFatimiyyun militanlarını harekete geçirdiği gibi.

Afganistan’ın Hazaraları hiçbir anlamda İranlı vekiller değildir. Hazaralar, özellikle de Hazara gençleri, İran’ın yönetim ideolojisi olan velayet-i fakih veya İslami hukukçuların himayesi konseptini desteklemiyorlar.

Ne yazık ki Fatimiyyun milislerinin oluşturulması Afganistan'da dinî ve etnik ayrışmaları körükledi. İran'ın milis kuvvetlerine kattığı çok sayıda kişinin Suriye'de dinî inançları nedeniyle değil, maddi kazanç için savaştığını da belirtmek gerekir. Bir başka deyişle, bu güçlerin büyük bir kısmında İran adına savaşmak için çok az heves var.

Afganistan'da bir iç savaş çıkacak olursa çeşitli grupların savaşa katılması beklenir ve farklı ülkeler belirli grupları destekleyecek ve silahlandıracaktır. Bu durumda, Fatimiyyun kendi ülkesinde savaşmayı seçerse bunu kendi sebepleri adına yapıyor olacaktır ve İran'ın vekili olarak görülmemelidir.

- Afganistan’ın yeni ve bölgesel bir Suriye olması gibi bir ihtimal var mı? İran’ın orada yaşananlardan çıkar elde eden ülkelerle mücadeleye girmesi gerekecek mi? Eğer böyle olursa stratejisi neye benzeyecektir?

Afganistan’ın İran için önemine dair faktörler arasında sınır güvenliği, paylaşılan sınır ötesi sular ve uyuşturucu ticareti meselesi var. Afganistan’dan Avrupa’ya kaçak yollardan gidecek uyuşturucuların ana rotası İran’dan geçiyor. Afgan Şia’sını korumak İran için asla Suriye rejimini kurtarmak gibisinden bir öncelik olmamıştır.

Afganistan’ın diğer ülkelere öğreteceği bir şey varsa o da varlığı yabancı güçlere dayanan bir hükümetin o güçler çekildiği zaman kolaylıkla çökebileceğidir. Bu da Suriye’deki varlıklarıyla Rusların, Irak ve Suriye’deki varlıklarıyla İranlıların değerlendirmeye alması gereken bir şeydir.

Carnegie Middle East Center / 24 Ağustos 2021 / Çeviren: İbrahim Alpay

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR