Suriye’de Zulme Hayır; Emperyalist Kurtlara Dikkat
84 ülkeden 1200 Müslüman kadının geldiği bir konferansa katıldım Tahran’da. Sayısız görüşmeler yaptık. İran Devlet Başkanı Ahmedinejad bizlere hitap ederken bütün o doğu devrimlerini övdü ve kadınların öncü rolünden söz etti fakat Suriye’ye gelince buradaki insanların teröre bulaşmasından bahsetti. Bu kabul edilemezdi. Türkiye’de de böyle düşünenler var yazık ki.
Ben Suriye’nin yıllardır zulümleri baskıları içine atarak gününü beklediğini biliyorum açıkçası. Doğu Konferansı olarak yaptığımız ziyaretlerde de sivil muhataplar bulmakta ve hallerini anlamakta zorlanmıştık. Bir korku vardı gözlerde. Burada hiç kimse babası da zalimlerin kralı olan Beşşar Esed'in meşruiyetine ve doğru yerde olduğuna inanmıyor. İran’da görüştüğüm gençler ve kadınlardan Esed’i seven bir kişiye rastlamadım. Hepsi zalim ve din kardeşimiz de değil diye düşünüyor. Fakat katıldığım bir nokta şu ki; Esed sonrası ne olacak sorusu can yakıcı. Hillary'nin Suriye'nin dostu olarak ortada dolaşması ve bu kadar kucaklaşmamız nefret uyandırıyor. Bütün Ortadoğu zalimlerinin dostu olan Amerika’nın Suriye’deki tek bir sivile bile acımadığını sadece yeni düzende İsrail ve ABD’nin peşinde olduğunu söyleyen tecrübeli gazeteci Yvonne Rindley politikalarımızı kuşkuyla karşılıyor mesela. Bu durumda önemli olan muhaliflerin yanında olmak, kardeşlerimize destek vermek ama emperyalist kurtlara da yolu açmamak için gereken sağduyuyu gösterebilmek. Bu zor ama olmazsa olmaz bir gereklilik.
Ben de İranlı gençlerle aynı düşünüyorum, yabancılara dost demeyi bir yana bırakıp İran ve Türkiye -ki bu konuda en önemli partnerler- birlikte masaya oturmalı. Türkiye, diplomasiyi tamamen terk etmemeli. Esed’in gidişi sonrası için Hizbullah, Hamas, İran, Mısır, Türkiye ve bütün bölgenin kalıcı aktörleri ve kardeşler halisane duygularla yeni düzeni ve varoluşu inşa etmeli, hiç kimse dışarıda bırakılmak isteniyorum duygusuna kapılmamalı. Başka türlü istikrar ve güven olmaz. Böyle düşünmek de hainlik ve katliamlara destek vermek olmasa gerek. İran’dan, resmi ağızlardan bu katliamları kınayan bir ses çıkmaması çok üzücü doğrusu. Fakat halk böyle düşünmüyor ve kafaları son derece karışık. Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini de biz kınamalı değil miyiz? Kafamız nasıl bu kadar net olabilir?
- Gazze ile Halep’in Kaderi Birbirinden Ayrı Değildir!
- Suriye’de Kan Kılıca Galip Geliyor!
- Biz Müslümanların Kalpleri Yumuşaklığını Kaybetmiş
- Ümmetin Zorlu Sınavı Suriye
- Arap Halklarının Değişim İradesi Bağlamında Suriye Devrimi ve Fırsat-Tehdit Analizi
- Kendi Bekasını İslam’ın Bekasına Eşdeğer Görmek Nasıl Bir Kibirdir?
- Suriye Direnişi Haklı ve Meşru Bir Direniştir!
- Herkes Geleceğine Ne Hazırladığına Bir Baksın!
- Arap Baharının Sağlıklı Bir Çıkışı Yok!
- Tarihe “Hakkın Yanında Durdular” Diye Yazılmak İstiyoruz
- Direnişi Emreden Bir Dine İnanıyoruz
- İşe Kendimize Çekidüzen Vermekle Başlamalıyız!
- Suriye İçin Yardım Kampanyalarını Yaygınlaştıralım!
- Esed Rejimi Anti-Emperyalist, Ölen Çocuklar Satılmış; Öyle mi?
- Suriye İsyanını “Dış Güçler”le İzah Etmek Vebaldir!
- Suriye’ye Sorunlu Yaklaşımlar ve Üçüncü Yol
- Kanın Üzeri Hiçbir Teori İle Örtülemez!
- Suriye’deki Hareket, İslami Ağırlıklı Bir Halk Hareketidir!
- Zalime Hasım, Mazluma Velidir Müslüman!
- Aynı Zulme Biz Maruz Kalsaydık Ne Yapardık?
- Bosna Hassasiyetimizi Suriye’de Gösteremedik!
- Tarih, Sessizliğe Bürünen Kanaat Önderlerini Unutmayacak!
- Cana Kastın Olduğu Bir Yerde Maslahat Gözetmek İslam’ın Ruhuna Aykırı
- Suriye Halkı Anti-Emperyalist ve Anti-Siyonisttir!
- “Direniş Ekseni” Yok Sayılarak Bölgede Hiçbir Sonuç Alınamaz!