Söz, Sorumluluk Getirir
“Haksöz Adında Bir Köprü” diye başlık atmıştık 16 sene önce. O sayı ile Haksöz dergisi 9. yılında 100. Sayısına ulaşmış bulunuyordu. Şu an ise elinizdeki sayı ile 25 yılını tamamlayıp 300. Sayıya ulaştı. Dile kolay. Çeyrek asır. Teknolojinin bu denli ilerlediği zamanda, internetin hayatımızın bir parçası olmasıyla, bir derginin sürekli bir şekilde çıkıyor olması en önemli olay olsa gerek. Elbette süreklilik ilkelilik ile bir anlam kazanır. Bu bilinçle hatta ilkelerde de tutarlı olma zorunluluğubilinciyle bunu aktarıyorum.
Dergi çıkartmak hiçbir zaman Müslümanlar için tek başına bir amaç ve hedef olarak görülmemelidir. Dergi olsun diye çıkan bir dergi olmamalıdır. Dergi, yapılabilecek diğer birçok faaliyetler gibi Allah'ın rızasını kazanmada ve Allah'ın dinini hâkim kılmada kullanılan bir imkân olarak ele alınmalıdır. Hangi imkân kullanılırsa kullanılsın taviz verilemeyecek olan kimliğin netliği ve ilkelerdir. Haksöz’ün de en fazla ön plana çıkarttığı ve gündemleştirdiği nokta bu noktadır.
Haksöz dergisinin ilk sayısının "Çıkarken…" başlıklı yazısında "Kur'an-ı Kerim'in okunmasının ve anlaşılmasının önündeki engelleri gidermek, Kitap ile insanlar arasında köprüler kurma"nın bir zorunluluk olduğu vurgulanmıştı. Halen de bu amaç geçerliliğini korumaktadır. Kitabımız olan Kur'an ile insanlar arasında köprü olma iddiası tutarlı ve dürüst olmaktan geçer. Tutarlı ve dürüst olmanın ilk koşulu ise söz ve eylem bütünlüğüdür. Haksöz dergisi okuyucuları tevhidi, adaleti ve özgürlüğü getirecek yolun bilgi, inanç ve eylem yolundan geçtiğini bilirler. Haksöz’ü haksöz yapan da budur.
Haksöz dergisini klasik anlamda bir dergi olarak değerlendirmemiz mümkün değildir. Kimsede zaten bunu böyle görmüyordur. Bir harekettir, bir anlayıştır adeta. Çizgisi bellidir. Bir birikimdir. Mücadeleyi öğretir, öğretirken eğitir. Bir okuldur yani. Diploma vermez ama zordur sınavları. Sorumluluk yükler, yoklama yapar. Teori ve pratik aynı sınıfın, aynı okulun öğrencileridir. Yurdu belli, yolu temizdir. Yoldaşlığın önemi orada anlam kazanmıştır. Kolektif salih amel heyecanını katmış sahici bir perspektif sunmuştur hep. Bilginin önemini vurgulamış ve bu bilinci inançla yoğurmuş ve eylem ile nikâhlamıştır. Hiçbir zaman kendine çağırmamış bilakis tevhidî mücadelenin sesi olarak "Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve gerçekten ‘Ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim alabilir?" ayetini ete kemiğe büründürmüştür. Yanlışları elbette vardır, sıfıra indirmek de mümkün değildir zaten ama okuyanları yanlışlarını aza indirmekle uğraş içindedirler, öyle bir anlayış kazandırmıştır.
Ortaya koyduğu ciddi ve tavizsiz duruşuyla, toplumdaki sorunlara çözüm önerileri sunan kapsamlı yazılarıyla istikrarlı yürüyüşünü sürdüren Haksöz dergisini kutluyor, yayın hayatında başarılar diliyorum.
- Haksöz’ün Uzun Yolculuğu
- Her Zaman İzzetle Direnenlerin Yanında Olacağız!
- Hukuksuz Yargılamalar ve Zindandaki Müslümanlar
- Yeniden Yargılamanın Yolu Açılsın!
- “Göçmen/Mülteci Sorunu” Üzerine Geç Kalmış Bir Yazı
- Irak Kürdistanı’nda Neler Oluyor?
- Neden Rusya ve Batı Suriye’de Kazanamaz?
- Haksöz Dergisinin Usuli ve İlkesel Dayanakları
- 25 Yıl / 300 Sayı İçin Kısa Bir Hikâyât
- 90’lardan Bugünlere Ümmet Olma Yolunda Dergiciliğimiz
- Haksöz ve Ümmet Perspektifi
- Haksöz ve Kadının İslami Mücadeledeki Yeri
- Zulmün Karanlığından Kur'an’ın Aydınlığına
- Haksöz Bir Mekteptir
- Haksöz Benim Yol Arkadaşımdır
- Haksöz, 28 Şubat’ta Dilini Eğip Bükmedi
- Şimdi Sorumluluk Yeni Kuşaklarda
- Hak Söz Çeyrek Asra Sığmaz!
- Mektep ve Umut Olma Sorumluluğumuz
- Haksöz Dergisinin Misyonu
- Kırılma Noktam Haksöz Oldu
- Düşünce Dünyamızda Kalıcı Bir Örneklik
- Söz ‘Ol’sun
- Kenardan Sıçramalı Okumalar
- Yüz Yıllık Kesintisiz Darbe Süreci