Küresel ve yerel ifsat projelerine karşı Özgür-Der çatısı altında mücadeleyi omuzlama ve kardeşlik ilişkilerimizi geliştirme çağrısına bir karşılık da Urfa Siverek’ten geldi. Siverek’te bulunan bir grup Müslüman, mücadelelerine Özgür-Der Siverek Temsilciliği ile kurumsal bir boyut kazandırdılar.

7 Eylül Pazar günü “İnsanlığın Tek Kurtuluş Yolu İslam” konulu konferans ile açılış etkinliği düzenleyen Özgür-Der Siverek Temsilciliği’nin Gümüştaş Düğün Salonu’ndaki bu etkinliği çevre şehirlerin de ilgisi sonucu yoğun bir katılımla gerçekleşti. Zazaca, Kürtçe ve Türkçe selamlamayla başlayan programın sunumunu Murat Yeşildağ yaparken Nureddin Yargıcı tarafından Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Mustafa Dipbakay tarafından ayetlerin mealinin okumasıyla program başladı ve bir sinevizyon gösterimine yer verildi.

Özgür-Der Siverek Temsilcisi Cemil Yeşildağ yaptığı açış konuşmasında hak ve adaletin şahitliğini vahyin rehberliğinde yerine getirmenin ve zulüm karşısında onurlu bir duruş sergilemenin önemine işaret ederek Özgür-Der pratiğine dikkat çekti. Gerek ülke çapında gerekse dünyada yaşanan zulümlere karşı İslami kimlik ekseninde ortaya konan örnekliğe değinen Yeşildağ, resmi ideolojinin İslam’a ve Kürt kavmine düşmanlık üzerine kurulduğu gerçeğini dillendirdi. Gelecek nesillere miras bırakmanın sorumluluğuna da değinen Yeşildağ, Siverek’te yapmayı planladıkları etkinlikleri anlatarak konuşmasını bitirdi.

Programa İstanbul’dan katılan Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, Kur’an’ın Müslümanın hayatındaki karşılığına değindi. Kur’an’ın ilk inen ayetlerinin sosyal mesajlar içerdiğini ve bunun da bizlere sosyal sorumluluklar yüklediğini belirten Şekerci, peygamberlerin mazlumları örgütleyen birer lider olma yönlerine de dikkat çekti. Dünyanın neresinde olursa olsun bir zulümle karşılaştıklarında Müslümanların güçleri oranınca tepki verme misyonu taşıdıklarını söyleyen Şekerci, Özgür-Der’in 28 Şubat darbe sürecindeki mücadelesini anlattı. Başörtüsü direnişinin yanı sıra Kürt sorununa da değinen Şekerci, Kürt sorununu militarist sistemin ürettiğini ve adil şahitler olarak bu sorunun sürekli gündemleştirilmesi gerektiğini hatırlattı. Güncel bir konu olarak Ergenekon örgütüne de değinen Şekerci, cezaevindeki paşaların TSK tarafından ziyaret edilmesinin ülkedeki militarist zorbalığın bir göstergesi olduğunu söyledi. TSK’nın, Ergenekon’u açıktan sahiplenen bu gayri hukuki ziyareti karşısında hükümetin sessiz kalmasını eleştiren Şekerci, darbe düzeni ve darbeci oluşumlar karşısındaki sessizliğin sorunun kaynağı Kemalist sistemle yüzleşmeyi imkânsız kıldığını vurguladı ve Siverek Temsilciliği için hayırlar dileyerek konuşmasını bitirdi.

Siverek Çocuk Kulübü üyelerinin gösterisi ve topluca yaptıkları duanın büyük ilgi gördüğü programda son olarak Mehmet Pamak tarafından “İnsanlığın Tek Kurtuluş Yolu İslam” konulu bir konferans verildi. Kur’an’ın rehberliğinde Müslümanların derlenip toparlanmalarının gerekliliğine vurgu yapan Pamak, ümmetin uzun asırlar boyunca farklı etkenlerle Kur’an’dan uzaklaştığı ve cahiliyenin kirlerine bulaştığı gerçeğini aktardı. Yeniden Kur’an’a dönmenin önemine dikkat çeken Pamak, ilk Kur’an neslinin örnek alınması gerekliliğine vurgu yaptı.

Şehid Seyyid Kutub’un tanımlamasıyla öncü Kur’an nesli olarak vasfedilen sahabe örnekliğinin hayatımızın her noktasında bizler için rehberlik teşkil etmesinin değerini anlatan Pamak, geleneksel anlayışın önümüze yığdığı bid’atlar ve hurafelerle örülmüş anlayışlardan ve modern cahiliyenin ulusalcı, laik sapkınlıklardan uzaklaşıp, dini yalnız Allah’a has kılmanın şart olduğunu belirtti.

Yaşadığımız ülkedeki zulümlere de değinen Pamak, resmi ideoloji dayatmasının insanımızı kirlettiğini, çürüttüğünü; okullarda küçücük çocuklarımıza her sabah okutturulan ulusal marş ve ant dayatmasının bunun bir göstergesi olduğunu, bu yolla çocuklarımızın yalancılığa zorlandığını söyledi. Kürt çocuklarını “Ne Mutlu Türküm Diyene!” demeye zorlayan sistemin baskıcılıkla birlikte, sahtekârlığı, yalancılığı da dayattığını, okullarda çocuklarımıza zorunlu Atatürkçülük dayatmasının insan haklarına aykırı bir uygulama olduğunu belirten Pamak, inanmayan insanlara din dersi okutmanın da, Müslüman ailelerin çocuklarına resmi ideoloji putunun dayatılmasının da yanlışlığına dikkat çekti. Aslolanın herkesin kendi inancına uygun bir eğitim görmesi olduğunu söyleyen Pamak, din dersleri adı altında devletin belirlediği resmi din müfredatının verilmesinin de kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Bugün ülkenin yozlaşma, çeteleşme, hırsızlık, ahlaksızlık, fuhuş batağına saplanmasının sorumlusunun bu sistem olduğunu söyleyen Pamak, militarizmin askerler ve yargı bürokrasisi eliyle ülkeyi tam bir despotizme mahkûm ettiğini, bundan kurtulmanın ise düzen partilerinin samimiyetsiz, pısırık adımlarıyla değil, Müslümanların kararlı direnişleriyle gerçekleşebileceğini belirtti. Bunun yolunun öncelikle kuşatıldığımız coğrafyadan başlayarak ellerimizi birbirimize uzatmaktan ve kenetlenmekten geçtiğini vurgulayan Pamak, İslami kimlik merkezli Özgür-Der mücadelesine yeni bir halkanın katılmasından duyduğu memnuniyeti dinleyicilerle paylaşarak konuşmasını sonlandırdı.

Başta Diyarbakır ve Batman Özgür-Der şubeleri olmak üzere çevre şehirlerden katılımın da gözlendiği program tekbirlerle son buldu.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi’nin Mesajı:

Özgür-Der ailesine katılan Siverekli kardeşlerimizi ve bu sevinci paylaşmak için bir araya gelen Siverek halkını Allah’ın selamıyla selamlıyoruz.

Bilindiği gibi küresel ve yerel müstekbirler tarafından yeryüzünün her parçasında sistemli bir ifsat projesi ve insanlığa karşı kanlı bir savaş yürütülüyor. Yaşadığımız coğrafya da bu ifsat projesinden fazlasıyla nasibini alıyor. Bir yandan ahlaksızlık ve inançsızlık pompalanırken diğer yandan insanların ana dilleri ve inançları yasaklanıyor, emek sömürülerek halk köleleştiriliyor. Sistemin ürettiği kirli savaş nedeniyle her gün birçok evden yükselen Kürtçe ve Türkçe ağıtlar yüreklerimizi dağlıyor.

Bu manzara karşısında Özgür-Der, sessiz kalmayı zillet, direnişi onur addederek başörtüsü yasağından F tipi zulmüne, militarizmden Kürt sorununa ve işkenceye kadar zulmün her çeşidine karşı itirazını İslami bir kimlikle yükseltmekte ve anlamlı bir direniş örnekliği sergilemektedir. Diğer yandan bizleri kardeşlik bilincinden uzaklaştırarak ayrı düşürmek isteyen şeytani tuzaklara karşı kardeşliği ve ümmet olma duyarlılığını bilince çıkarmaya çalışmaktadır.

İşte Özgür-Der’in bu direniş ve kardeşlik çağrısına bir ses de Siverek’ten geldi. Bu anlamlı sesin şevkimizi artırdığını ve mücadelemize güç kattığını ifade etmek isteriz.

Bizleri kardeş kılan Yüce Yaratıcımıza sonsuzca hamd ederek Özgür-Der Siverek Temsilciliği’nin hayırlara vesile olmasını diliyor, emeği geçen kardeşlerimizi canı gönülden kutluyoruz.

Haksöz'ün Mesajı

Özgür-Der ailesine katılan Siverek Temsilciliği mensuplarına ve emekçilerine selam olsun! Allah (cc) samimi duygular, bilinçli ameller ve gayretlerinizle oluşturduğunuz bu kurumsal çatının düşünce ve eylem birlikteliklerimizi geliştirmeyi, irtibatlarımızı güçlendirmeyi, aynılıklarımızı artırmayı nasip etsin.

Bu çatılar birer araçtır; aslolan Rabbimizin tüm insanlığa bahşettiği evrensel değerlerin korunması, birliktelikler çerçevesinde yaşanması ve yaşatılmasıdır. Aslolan sizlerin ve bizlerin topluca Allah’ın ipine sarılmamız, kurşunla kaynatılmış gibi olmamız ve davamızı sadece yerel zeminlere değil, Allah’ın izniyle tüm yerküreye duyurmamız, sorumluluklarımızı omuz omuza paylaşmamız, kitlelerin bilinçlenmesini, uyarılması ve müjdelenmesini olmazsa olmaz bir vazife telakki etmemizdir.

Bu şiarlarla yola çıktığına inandığımız tüm kardeşlerimizi bir kez daha Allah’ın selamıyla selamlıyor, sabır, disiplin, ciddiyet, fedakârlık ve metanet isteyen upuzun bir yolculuğu paylaştığımızın bilinciyle, Kur’an neslinin halkalarını artırma duamızı yineliyoruz.

Allah yar ve yardımcınız olsun. Sizleri, bizleri ve gelecekte ortak çabalarımızla aramıza katılacak olan nesilleri dininin şahitleri kılsın!