Suriyeli kardeşlerime…
Zordur sevmeler
Dalı üstünde muştusunu bekleyen bebeler
Bezen bir ağaç gölgesinde savrulan ömürler
Tutamadığın yahut tutmaya kıyamadığın bu eller
Zordur işte bu kelimeler gibi değil
Kalbinde onulmaz bir acı
Titrerken tüm bedenini iğdiş iğdiş ederken
Ve ürperirken gece koynunda soğuk
Bezende cehennem sıcağı gibi boğuk yatağım
Bir köşesinde durup bakarken yıldızlara
Sayma ya da saymaya başla
Kaçı senin hesabına kaçı benim hesabıma
Düşlerimde topladıklarıma dokunma
Yıldızı kayan gözbebeklerime bakma
Susmada yorulan ümitlerimle öylece durma
Nasıl ki uzaktan okumak kolay gelir sana
Beni de öyle oku sonra hatmet
Her gün an ve duanla sar beni
Dilinde büyüsün dilinde çoğalsın
Kalbinle say ki sayfalarım artsın
Sen ki gökyüzünde gerdiğin demir yüklü gölgende
Savururken bombalarını
Çocuk acı içinde gülerken
Ve örerken analarım gözlerinde bomba yüklü yamalarını
Babam kapımda gözetirken namlu ucundaki intikamını
Sen naralar atarken can havliyle son bir yumruğu
Devrim benim yüreğimde derken
Zordur işte yeni yetme gülüşlerim
Acınası haberlerim, demir tavında dövdüğüm klişe cümlelerim gibi
Tenekesi bilmem kaç varil eden siyah gözlerin gibi değil
Cümle dolarlarda boğulasıca kefenlerin gibi değil
İçine kattığımız ya da umreye giderek arındığınız günahlarınız gibi hiç değil
Öyle ki en sıcak gözbebeğimizi soğuturken
Hallacı Mansur gelse utanırdı halinden
Sayıda çok pahada daha çok gelen bedenlerimiz
Askıya aldığınız merhametleriniz bir gün dökülecek olursa dallarınızdan
“Gören”gözünüzün sağ yamacında duran işte o melek tükürürdü yüzünüze…