Bir ışık düşmüş yanağına hücre duvarının
demir parmaklıklarda avuçlarım
sevgili dostum ömer bugün mektubun geldi
anne sıcaklığından sıladan damıtılmış gibi ince
buğulandı saçımda ilk yaz
her gece boynumda zindanın o kanlı mendili
sevdama yeni cemreler düşürdü
çokça kan ve gözyaşı
lale ve kan
bir gece çocuksu isteklerle aklımdan geçti ebemkuşağı
dağ başlarında yiğitçe duruşlarına fecrin
o yiğitler geçti aklımdan
daha vurgun bir sevda için
buram buram hasret şimdi keşmir filistin
uzak çok mu uzak
ne olur dirim soluklarınızı verin bana
kanlı kıyım oyunlarında tükendi çocuklar
karardı tüm çiçekler
bu benim suçum benim suçum mu
müslümana sokulan paslı hançer
çokça kan ve gözyaşı
lale ve kan
gözlerimde akan ortadoğu
biz öldük ömerim yıllarca biz
ölü gecelerde artık dökülen yıldızlar olmayacağız
çek al beton yıkıntılarını üstümden
sindiren korkuları
sürtünüyor elimi kanatıyor zindan duvarı
elim duvarda kaldı yüreğim sende
bitmedi zulüm biliyorsun değil mi
dışarda yağan yağmurun da bildiği gibi