Röportajda bahsi geçen "Zeytinlikler Altında", Abbas Kiarostami'nin meşhur üçlemesinin 3. filmi. Türkiyeli sinemaseverlerin de 1996 yılında 15. İstanbul Film Festivali'nde izleme imkanı buldukları "Zeytinlikler Altında", dünyada çeşitli festivallerde de oldukça yankı uyandırdı. Sunduğumuz röportajın daha iyi kavranması amacıyla şu anda izleme şansımız olmayan "Zeytinlikler Altında"nın kısa bir tanıtımını yapmayı uygun gördük.
Film başlangıç itibariyle sıradan, klasik, "film içinde bir film" izlenimi veriyor. Sinema tarihine göz attığımızda bu tür filmlerle çokça karşılaşırız. Girişinde böyle bir intiba uyandıran film, alışıldık "film içinde film" öykülerine benzemiyor ve oldukça ilgi çekiyor.
Filmin konusu kısaca şöyle:
Kiarostami ve ekibi büyük bir deprem geçirmiş bölgede bir film çekmek üzere yola koyulurlar. Bir köyde depremin etkilerini ve o köydeki insanların yaşantılarını aktarmaya çalışmaktır amaçları. Ve o köyde çekmeleri gereken bir sahne için iki karakter oyuncusuna ihtiyaçları vardır. Birkaç dakikalık bu rol için köylülerden bir bayan ve bir erkek seçerler. Bu iki köylü bir karı-kocayı canlandıracaklardır. Uzun bir arayıştan sonra seçilen bu iki köylü arasında, gerçek hayatlarında da zaten duygusal bir ilişki söz konusudur. Erkek kızı sevmektedir fakat köklü gelenekler ve erkeğin ekonomik durumu, evlenmelerine büyük bir engel teşkil etmektedir. Birkaç dakikalık bu rol esnasında kız ile erkek arasında geçen diyalog, filmin ana temasını oluşturur. Kıza aşık olan erkek, heyecanından defalarca ezberletilmesine rağmen bir türlü rolünü beceremez. Bu esnada filmde, köylülerin sinemaya bakışları, şehirden gelen insanları nasıl değerlendirdikleri ve yaşantıları, çok sade bir şekilde resmedilir. Uzun bir çekim maratonundan sonra iki genç gerçek hayatta paylaşmak istedikleri rollerini filmde zor da olsa yerine getirirler.
İran sinemasının, izleyiciyi şaşırtan ve en önemli özelliklerinden biri olan, çok sıradan temalardan yola çıkarak, sıradan ilişkileri doğal bir biçim ve iyi bir felsefi arka planla sunuş tarzı, bu filmde de çok başarılı bir biçimde sergileniyor. Bu yönüyle "Zeytinlikler Altında", bir köyün ve sosyal statü itibariyle bir araya gelmeleri çok zor olan iki köylünün sıradan, ama insanı saran hikayesi. Her yönüyle bir İran sineması klasiği.