Sakin uğultulara inat
gecenin ayetlerine sarılıp
çağa isyanıma tanık bir düş biliyorum ben.
Sanki kırmızıydı renk...
Ve adına kan denilen sıvının hicretiyle noktalanan yaşama,
bu bağlanışı nasıl açıklayabilirim?
Hem daha ne oldu ki?
Ne kadar saat döndü?
Kaç takvim değiştirdik?
Yine de ihanete sempatik yaklaşımlar görüldü dünyamızda.
Belki dişlilerin keskinliğinden kaynaklandı bu.
Belki de yürek yerlerimize
inancın muhafızlarını iyi yerleştiremediğimizden...
Kim bilir belki de adına korku dediğimiz
pozitif sevgi labirentlerinde tutuklu kaldığımızdan...
Ama yine de ortada olan ihanetin dostlarıyla
sömürgeler oluşturduğumuzdu.
Ve ellerimizin uzandığı dualardan,
kılıçlardan kurtuluşu isteyemedik.
Gözlerimizin görüş alanında ne devrimler olabilirdi oysa.
Ne ıslahatlar yapabilirdik,
ama coşkunun İslamcasını düşürdüğümüz gün kalplerimizden,
geriye miskin entellektüel beyinlerimiz kaldı.
Adanışın beynin hangi yöresine tekabül ettiğini bilemezdik elbette.
Hem böyle bir diyar var mıydı sanki?
Ne olduysa oldu bir koskoca ihanet olduk.
Ve adına sabır dedik beklemenin.
Yine de bitik türküler önermiyorum.
Umutsuzluğun kollarına koşmaktan bahsedemem...
Ellerimizi törpüleyip ihanete adaklar sunmayı da tasvip etmiyorum.
Ve korkunun avuçlarına düşmemek için
sessiz sedasız oturmayı iğreti buluyorum.
Tüm bunları reddediyorum.
Yeni bir ahitle çıkmalıyız yüreklerimize.
Rüzgar gibi esmeli,
şimşek gibi aydınlatmalıyız dünyayı.
Ve ardından yağmur olmalıyız rahmetcesine.
Düşlerimize sağnakça iman tıkmalıyız.
Sessizliğin kullarına aldırmadan sarp yokuşu tırmanmalıyız.
Uzun yola çıkmayı göze alıp dar kapıdan girmeliyiz.
Zora talip olmalıyız özetle.
Kolayın bataklıklarından sakınmalıyız.
Ve elbette kitabın ardında yalın iman yürümeli,
kitabın rehberliğinde dosdoğru muvahhidler olarak
savaşmalıyız korkunun çetesiyle.
Ve işte o zaman darüsselamın esintilerini polis copları bildirecek.
Vuslatın kapılarına yaklaştığımızı tağutun mahkemelerinden işiteceğiz.
Ölümün gülümsemesini darağaçlarında gördüğümüz de olacak.
Parmaklıklar ardında kitap da okuyacağız.
Ama aldırmayacağız.
Çünkü isyanın adımlarının takipçileriyle savaşacağız.
Çünkü düşlerimizin somutlaşmasına tanık olacağız.
Çünkü Rahman'a köle,
çünkü ezilmişlere önder,
çünkü yeryüzünde halife olacağız...
Umudunu yitirme yiğidim.