Sayın Haksöz yetkilileri,
Haksöz dergisinin özellikle 60'lı yıllar sonrası müslüman camiada görülen İslami bilinçlenme sürecine dair yazıları takdirle takip ettik. Bu yazılarda vurgulanan ve benzerlerine bolca şahit olduğumuz milliyetçi-muhafazakar söylemin reflekslerine dair bir örneği bu mektupla dikkatlerinize sunmak İstedim.
Türkiye'de muhafazakar-dindar kesimin 20-30 yıldan bu yana söylemi oldukça değişti. Artık "Ordu-Millet El Ele" sloganından çok, devlet-millet zıtlaşmasından bahsediliyor. Milli değerlere bağlılıktan çok İnsan hakları talepleri dile getiriliyor. "Büyük Türkiye" ideali yerini Avrupa Birliği'nde statü kazanma yarışına bırakmış durumda. Eskiden gençler okuyup büyük adam olmak isterdi, simdi ise kendilerini ülke dışına atmaya çalışıyor.
Ama Yeni Mesaj Gazetesi'nden Ali Değirmenci bu tür farklılaşmaları hiç de olumlu karşılamıyor. Son on-beş yıl içinde birçok safların yer değiştirdiğini söylüyor, istikamet üzere bildikleri birçok hizmet gurubunun istikametten saptığını belirtiyor. Sapmaya inanç ve akaidin satılması ekseninden yaklaşıyor. Ancak "iftiharla ve şükürle kaydedelim ki Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın öncülüğünde ve onun hassasiyetiyle Meltem, Mesaj ve Yeni Mesaj camiası sapmadı, ölçülerinden taviz vermedi" diyor. Ard arda Trabzon'da, İstanbul'da ve Ankara'da yapılan üç mitingden bahsediyor. Ve Ermeni soykırım iddialarına karşı milli ve manevi değerleri savunmak ve Türk bayrağını dalgalandırmak için yapılan ve yüzbinlerce kişinin katıldığı iddia edilen bu mitinglere Akit Gazetesi'nin çok az yer vermesine ve katılım sayısını da 5 bin kişi olarak göstermesine şiddetle kızıyor ve gazeteyi kınıyor. Vatana, millete, egemenliğe ve bağımsızlığa sahip çıkmak için başlatılan bu yeni hareketin, Kuvayı Milliye'nin heyecanıyla kaynadığını belirtiyor. Akit Gazetesi'nin bu yeni milli dalgayla iftihar edeceğine, alkışlayacağına, sevineceğine aksine bu büyük olayı küçümsemeye çalışmasına oldukça kızıyor. Zira bu hareketin millet kavramını, dini ve milli inançları, an'ane, gelenek ve görenekleri savunmak için yürütüldüğünü belirtiyor.
Değirmenci bu mitinglerle asker-sivil herkesin kuşatıldığını, birlik ve beraberlik ruhunun ortaya konulduğunu belirtiyor. Meltem, Mesaj ve Yeni Mesaj camiası herkesi kuşatmak istiyor ama ne hikmetse, kucaklanan "milli ordumuz"un komutanları hala 28 Şubat sürecinin devam ettiğini, "irtica"ya ödün verilmeyeceğini, başörtüsü yasağının kalkmayacağını ilan edip duruyorlar!.. Galiba Yeni Mesajcılar subaylarla görüşmelerine henüz aileleriyle hiç çağrılmadılar! Eğer gerçekten bir asker-sivil kucaklaşması iddia ediliyorsa; galiba ya Yeni Mesajcılar askeri idare ediyorlar, ya da asker Yeni Mesajcıları. Ne dersiniz?
Ulus-Ankara