Bir dünya kurmalısın yüreğinde,
eğer yüreğim tutsak diyorsan;
düşlerinde yaşatmalısın o sırlı ve efsunlu dünyayı…
Yeni bir dünya işte
direniş ve sabırla örülü olmalı
bir ucuna iman bir ucuna ahlâk kazınmalı
yolu hicret menzili cennet misâli bir dünya
sevgi ve merhamet tohumları ekilmeli toprağının her karışına
yorgun bedenlere inat dimdik yürekler olmalı
ve maddeden müteşekkil,
kutsanmış bir dünyaya mukabil,
Yeni bir dünya işte…
Modern insanları ve modern bir düzeni olmamalı mesela…
albenisi ve ihtişamı olmayıp
nicesine barınak olmuş kaldırımlar ardındaki dünya…
Tozlu raflarda unutulmaya terk edilmiş hayatlar
gün yüzüne çıkarılmalı meskenlerden…
Bilinmezliğin ardına düşen, çıkar ve menfaat keşfine çıkmış
özünden bîhaber
kendini yitirilmişliğe mahkûm etmiş
hayatın anlamına yürümek yerine
bir boşluğa kilitlenmiş, aciz yüreklerin olmadığı bir dünya…
Ne zalime ne de zulme otağ olmamalı işte…
Adalet ve uhuvvet kanatlarıyla uçan bir dünya
zemine edep nakış nakış dokunmalı
pak ve masum sevdalara umut olmalı
derman olmalı her can
aşk kokmalı her cânân
enaniyetin unutulduğu
kardeşliğin, isarın oluk oluk aktığı
Ensar-Muhacir temsiliyle
yüreklerin tuğlalar misali birbirine tutunduğu bir dünya…
Yeni bir dünya işte…
Nasıl anlatmalı?
Çocuklar ağlamamalı mesela
analar kahırla yakarmamalı
insanlar birbirlerini yüreklerinden vurmayı unutmalı işte…
Sırlı bir dünya…
Zevk ve eğlenceden uzak…
metaı erdem ve hakkaniyet olacak…
kibirden, öfkeden ırak
hayatın en güzel rengiyle boyanacak
Yeni bir dünya…