Siyah sünnet çekilmiş gözlerine ölüm
Vuslatın hicabı yırtılmış Filistin’de
Düşler siluetlerini yakmış özlemler için
Sevdası yarım kalmış bir tuvalden kanıyor
Tamamlanmamış bir gravürün sürgün öyküsü
Amber korkularıyla açılıyor arş
Şimdi omuzlarda giden bir isra yolcusudur
Kanatları savruk bir şehidin duası dudaklarda
Dokunduğum cümlelerin girdabında boğuluyorum
Sussam... Ayın on dördü dilindeki gece
Yüzüme vuruyor tüm cinayetlerini
Bulaşıcı ihanetin yudumladığı çöl karası yüzler
Gerdanına kan düşürdü yine aşkın
Kurtuba’nın, Leyla’nın ve Aksa’nın
Vuslata sürgün bu şehirde, Gazze’de
Sevdalanmanın güç olduğunu bilerek
Yaşanmış tüm ihanetleri bedenimize yazdık
Mahremimize tüneyen en kutsal duaları çıkarmak için
Biz yüreğimize demirleyen tüm gemileri yaktık
Bakışlarımızın derinliğine yıldızları gömdük
Korkuları gömdük simsiyah kefenleriyle
Kudüs gecelerinin korsan sevdalarıyla
Bir kez daha güvercin düştü gerdanına aşkın
Ateşin halil dilini kuşanırken nar
Öpüldüler tek tek boyunlarındaki yaradan
Öpüldüler Cebrail’in dudağında
Bir başka kaderin özlem dilinde