Uzun Soluklu Bir Yürüyüş

Haksöz

Yeni bir yılın ilk sayısıyla birlikteyiz. 2012 yılı boyunca katliam ve vahşet görüntüleri coğrafyamızdan, zihnimizden, gözümüzden bir an bile eksik olmadı. Yanı başımızda kardeşlerimiz sistematik bir cinayet şebekesinin saldırılarına maruz kaldılar. Suriye’de yaşananlar sadece Suriyeliler için değil, gerek Türkiye’de yaşayan bizler gerekse de tüm ümmet için bir imtihan oldu. Bazılarımız canlarıyla, çoluk çocuklarıyla imtihan edilirken, bazılarımız söyledikleri ve söylemedikleriyle, yaptıkları ve yapmadıklarıyla imtihan edildiler. Kardeşlik hukukunun gerektirdiklerini ne kadar yerine getirebildiğimizle sınandık kuşkusuz.

Güçlü hamileri bulunan Baas rejiminin 2. yılına yaklaşan işkence, yıkım ve katliam seferberliğine karşın “Müslüman mahallesi”nde yaşanan kafa karışıklığı, dezenformasyon ve perspektif bulanıklığı bugüne kadar etkili ve somut bir dayanışma tutumunun sergilenmesine mani oldu. Neyse ki, son dönemlerde başlatılan yardım seferberliği ile bu suskunluğun, bu vurdumduymazlığın, bu utanç verici tepkisizliğin kırılması noktasında bazı adımların atılmaya başlandığını memnuniyetle gözlemliyoruz. Umarız bu adımlar kısa bir süre sonra tıknefes kalmaz, daha uzun süreli bir koşunun başlangıç adımları olur! Uzun soluklu dayanışma çabalarına ihtiyaç var; çünkü Suriye’de yaşanan kanlı sürecin kısa süre içinde bitmesi pek kolay gözükmüyor.

Bu noktada iki hususun altının kalınca çizilmesinde fayda var: Birincisi, arkasındaki güçlü dış destek ve içeride dayandığı mezhebî yapı nedeniyle sürekli biçimde yıpranmasına rağmen Suriye’de rejimin kısa sürede çökmesini beklememek gerekir. Dolayısıyla uzun soluklu bir destek ve dayanışma çabasına yönelinmelidir. İkincisi de devam eden mücadeleyi basitçe “insani yardım” kategorisine sıkıştırmamak gerekir. Bu durumda bir beldede Allah için verilen bir kıyama başka beldelerde yaşayan Müslümanlar nasıl yaklaşması gerekiyorsa o tarzda bir yaklaşım geliştirilmelidir. Yani Suriye direnişini, kıyamını, cihadını kendi davamız, mücadelemiz bilmekle mükellef olduğumuzu kavramamız gerekiyor. İşte bu kavrayış Suriyeli mazlumlara bir çuval un ve bir battaniye göndermekten daha öte görevlerimiz bulunduğunu öğretecek, bizi mücadelenin her boyutta taşıyıcılığını üstlenmeye sevk edecektir.

Rabbimizden Baasçı müşriklere karşı Suriye’de savaşan mücahitleri muzaffer kılmasını, tüm zorluklara, zorbalıklara, yoksunluklara karşı izzetle ayağa kalkan Suriye halkının direnişini en kısa sürede başarıya ulaştırmasını niyaz ediyoruz. 2013 yılının tüm dünyada zulmün geriletildiği, zalim iktidarların çöktüğü, mazlum halklarınsa şirkin ve cahiliyenin karanlığından tevhidin aydınlığına yöneldiği, özgürlük ve adalet yürüyüşlerinin ivme kazandığı bir yıl olmasını diliyoruz.