Üzülme anne sen de üzülme
son kez öpmüştün alnımı
koynunda fırtınalarla
ve halepçeye benzeyen yüzünle
senden uzak kavganın en önündeyim
haykırışımıza bakıyor dünya
nice ırmaklar akar anne yanaklarından
yaralı bir göğüsten gurbet emen
çocukların yüzlerine dökülür
toprağa yakın duruyorum
bir aşktır kalan o ölümden
acılar vurur sulara
dolunayda çöle alevler nakşedilmiştir
ömer muhtar elini savurduğunda havaya
uçuşurdu kristaller
sevdanın karası mı akı mı
bir yürek dolusu kıyamda öpülesi eller
ellerde İbrahimin baltası vardı
Üzülme anne sen de üzülme
bu kıyam bu kimliğim
beni uzak tutuyor şehirlere sevdiklerime
halepçeye benzeyen yüzünle sakın üzülme...