Uzlaşma Tehdidi Karşısında İslami Hareketler

İslam Özkan

Kitap, Lübnan'da gerçekleştirilmiş bir sempozyumdaki tebliğ metinlerinin ve tartışmaların bir araya getirilmesinden oluşuyor. Sempozyuma katılanlar arasında Muhammed Hüseyin Fadlallah ve Muhammed Nezzal, Rıdvan es-Seyyid gibi Türkiye'de tanınmış, en azından kitapları tercüme edilmiş, röportajları yayınlanmış kişiler olduğu gibi Türkiye'de pek tanınmayan, fakat Ortadoğu ve Arap dünyasında bilmen isimler de var.

Sempozyumda farklı eğilimden insanlar İsrail'le girilen barış sürecini, bu sürecin getirdiği tehlikeleri, bu tehlikelere nasıl ya da hangi yöntemlerle karşı konulacağını değerlendiriyorlar. Tebliğlerin sunulmasından sonra yapılan tartışma oturumlarında tebliğlerde sunulan teorik altyapı irdeleniyor, eleştiriliyor ve yapılan sıcak tartışmalarla Türkiyeli okuyucunun gündeminden uzak olan Ortadoğu'daki İslami hareketlerin, Arap milliyetçisi ve liberallerin düşünce dünyası gözler önüne seriliyor.

İsrail'le İslam dünyasının ilişkilerinin çatışma düzeyinden Oslo trampleniyle bir sıçrayışta dostluk ve ittifak düzeyine geçişin sağlanmasını kimi katılımcılar kaçınılmaz bir süreç olarak yorumlarken, kimileri de bu sürece direnilebileceğini, bu iş için İslam dünyasının tüm imkanlarının seferber edilmesi gerektiğini, mücadelenin sadece silahlı alanla sınırlı kalınmaması kültürel, siyasi ve ekonomik alana da taşınması gerektiğini belirtiyorlar.

Liberal katılımcılar, İsrail'e karşı mücadelenin Şimon Peres'in ürettiği Yeni Ortadoğu Düzeni ve Ortadoğu Pazarı'na girerek ekonomik planda sürdürülmesi gerektiğini, silahlı mücadele tecrübesinin denendiğini, başarılı olamadığını yeni bir mücadele yöntemi belirlenmesi gerektiğini belirtirken, İslami katılımcılar siyasal strateji belirlemede esnek olabileceklerini, fakat bunun ilkesizlik şekline dönüşmeyeceğini, üzerinde hareket edecekleri sabiteleri olması gerektiğini belirtiyorlar. Sabiteler Filistin'den bir karış toprak taviz vermemeyi gerektirmekle birlikte, İsrail'le mücadelede taktiksel değişikliklerin olabileceğini söylüyorlar.

Uzlaşma ve barışın getireceği tehlikelerin yanında İslami hareket, siyasal İslam, İslami uyanış vakıası ve kavramları tartışılıyor. Cezayir, Mısır, Tunus, Filistin ve Lübnan'daki İslami hareketlerin birbirlerinden farklılaştıkları noktalar ele alınıyor. Marjinal hareketlerle toplumda kendini kabul ettirmiş kitlesel İslami hareketlerin birbirinden ayırdedilmesi gerektiği dile getirilirken, Türkiye'de sık sık karşılaştığımız İslami hareketlerin ya da bu iddiada olan hareketlerin tek bir potaya konması yüzeyselliğinden ve çok fazla genellemeler yapılmasından şikayet ediliyor.

Kitapta İsrail'le uzlaşma, bunun ilişkilerin normalleştirilmesini beraberinde getirecek boyutları, İslami hareketler, bu hareketlerin sol ve milliyetçi hareketlerle benzer ve ayrılan yönleri, İslami hareketin zaaf ve güç noktalan konularında önemli tespitler yapılırken, ortaya önemli bir nokta çıkıyor ki, bunun tüm müslümanlar tarafından göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu da İsrail'le mücadelede bir programa sahip olunmaması ve onunla nasıl ve hangi yöntemlerle mücadele edileceğinin tam olarak bilinememesi.