Kafasız kalpler, kalpsiz kafalarla dolu olan, öte dünyaya kapılarını kapamış, Allah'a kapılarını kapamış, sermaye ve teknoloji ittifakı ile iyice müstağni duruma düşmüş kalabalıkların, sürü toplulukların yaşadığı modern çağda, imana ermiş mü'minler, bu imanlarını muhkem tutmakla kalmayıp pıhtılaşmaya yüz tutmuş damarlara, umut ve direnç pompalayarak, bir motivasyon, bir ruhi devinim içinde bulunmalıdırlar.
Zulmün her çeşidinin sergilendiği çağda, adeta hayatın acı damarlarından besleniyoruz. Zalimler, ötekini kendine benzetme savaşı içindedirler. Bu vahşiliklere, imanın erdemini kuşanarak karşı durmalıyız. Yok edilmek istenen şey insanlıktır, İslamlıktır. Tevhidi ve tarihi gerçekliğimizi anlamsızlaştırma operasyonlarıdır yapılan.
Mü'min uyanık bir bilincin sahibidir. Çağın alnı ve yüzü kapkara putlarına karşı. Hayatın kirlenmiş, sararmış, pas tutmuş yönlerine karşı umuttan ışıltılarla direnç serpiştirmeliyiz.
Mü'min yağmurlarını yüreğinde taşır. Rahmet olur yağar insanlığın üstüne. Her yağmur sonrası açan ebemkuşağı gibi, umutsuz bırakılmış hayatın aralıklarından sızar, yaşamın tam orta yerine.
Umut ve direnç, insana yiğitliğini, erdemini, acıma duygusunu, zulme başkaldırı yanını ortaya çıkarır.
Umut ve direnç, mü'mine, inkılapçı bir duyarlılık kazandırır. Adım attığı yüce ve ulvi yolculuklarında umut en büyük azıktır, yolunu aydınlatacak ışıktır.
Acılar ve hüzünlerden besleniyoruz, çünkü onurlu ve soylu imanların payına hüzün düşer kardeşim. Bu acılar bizi ayağa kaldıracak, bu acılar insani duygular taşıyan ve özgürlükçü insanların hayatını süsler, adam eder, eğitir.
Biz Adem'den beri, adam olmanın kavgasında acıyı keşfettik. Onu bulduğumuzda umut ve dirençle içini doldurduk. Soylu acılar çektik; Adem, Nuh, Hud, Salih, Musa, İsa, Zekeriya, Yahya, İbrahim ve Muhammed hepsi ama hepsi tüm elçilerin soylu ve onurlu imanları müthiş acılardan geçirildi. Bu acılar karşısında bütün elçiler de aynı teslimiyeti gösterip, umut ve dirençle Alemlerin Rabbine kayıtsız şartsız teslim oldular.
Şu gerçeği de unutma kardeşim, büyük acılar büyük yalnızlıkları da beraberinde getirir. Umut ve direnç mü'minlere biraz da yalnızlıklarını büyütme tutkunluğu kazandırır.
Zor zamanda yaşıyoruz. Her şey belirsiz gibi. Aydınlık yürek taşıyanlar azalıyor gibi. Zulmün o pis o necis ayakları, gölgesi üstümüzde. Hüküm gelecek gibi. Hüküm büyüyor bir kartopu gibi. Kalkmalıyız, dirilmeliyiz, yeniden yorumlamalıyız yağmuru ve ebemkuşağını.
Tanık olmalıyız, taraf olmalıyız, söyleyeceklerimiz olmalı. Hayatı ıskalamadan, toprak ve güneşle bahtiyar olmanın mutluluğu içinde, umut ve direnç bayrağını göndere çekmeliyiz.
Zulmün erleri, emperyalistler, daima insanların, bir şüphe ve tedirginlik içinde kalarak bocalamalarını, savrulmalarını, buharlaşmalarını, bıkkınlık göstermelerini isterler. İnsanların kişiliksiz ve kimliksiz kalmalarını isterler. Çağımız insanını saran yılgınlık ve güvensizlik hastalığı dirilişin iksiri olan, aydınlığın kitabı ve ona iman eden umut ve direnç sahibi mü'minlerle önlenebilir.
Gönüllerin ve yüreklerin kurumuş topraklarına, rahmet bulutları gibi yağmamız gerekiyor. Çağdaş insanın kanayan yanlarını bilmemiz lazım. Yeryüzünü, Allahsızlığın, anlamsızlığın, umutsuzluğun kararttığını bu insanlar bilmeli. Yapmacık cehennem içinde daha fazla yanmasına, daha fazla ruh ünitesinin aygıtlarının parçalanmasına göz yummamalıyız. Tüm merhametimizle imanımızın verdiği dirençle, umutla bir insan daha kurtarmanın ve kazanmanın sevincini tatmalıyız. Evrensel yangın olanca şiddetiyle devam etmektedir.
Bu hayat bir büyücü kazanına benziyor. Nesiller, idrakten şuurdan mahrum edildi. Kurak mevsimlerdeyiz. Rahmet olmasa kurur insan, kuruyor da. Yeni bir diriliş sur'u üflemeli ruhlara, kurumuş damalara umut ve direnç üflemeli.
Yağmurun, rahmetin sesini en son ne zaman dinlemiştin ey insan?
Unutma ki ey insan,
hem yol hem yolcu olabilirsin,
yolcu yolu tanımak istiyorsa, önce kendini tanımalıdır. Yani içini, fıtratını, zaaflarını, meziyetlerini, sorumluluklarını…
İyi tanırsanız kendinizi, imanınız muhkem, umut ve dirençten örülmüş bir hayatın içinde, dik duruşun hazzını, onurunu, şeref ve izzetini yaşayabilirsiniz.
Umut ve dirençle imanını muhkem kılmış bir mü'min aynı zamanda bir ruh avlama sanatkârıdır. Çünkü, gayesi, mesuliyeti ve murakabesi bunu gerektirir.