Masmavi gökyüzünde
beyaz güvercinlerin kucakladığı
dünyanın sonsuz kıyısı
umut
delice akan ırmak sisler içinde
bir çocuk kan ter içinde
gümüşsü bir girdapta çırpınırken
sizler sesinizi odalara kilitlediniz
buz kesen şubat günlerinde
bilirim
sizin dudaklarınızda umut yok
haydi çıkın artık saklandığınız yerden
tehlike geçti
ki paletler altında hiç kimse ezilmemişti
kaldırın kafanızı
kucağınızdaki ulu çınar köklerini bırakın
bol yıldızlı otel şuralarını terk edin
korkuların kokusunu dağıtın
fosilleşmiş kimliğinizi
asil ve beyaz eşkıyalara parçalatın
hani dağ gibi olacaktın ihanetlerin kara gününde
yüreğini yeniden yorumlayıp
merhem diye umut sürecektin yaralarına
şimdi gözlerime bak
korkma
büyüyor çocuklar
büyüyor umutlar
bir gün halkın isyanını taşıracak tüm coğrafyalar
umut
sarar sevdamızı başkaldırdıkça
yazarız adını
buğday başaklarına
dağlara taşlara
sesimde benim
umut