Ümmet Çok Güzel Bir Dayanışma Sergiledi

Cengiz Kurtaran

Umut Kervanı İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı

1- Kısaca yardım biriminizin kuruluş amacını; sizi arama-kurtarma veya yardım seferberliğine sevk eden dinamikleri anlatır mısınız?

2- Deprem bölgesine ne zaman vardınız? Orada bulunduğunuz sürece yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

3- Kahramanmaraş depremleri özelinde genel izlenimlerinizi, gördüğünüz sorunları/sıkıntıları, örneklikleri paylaşabilir misiniz?

4- Yardım konusu hassasiyet içeren bir konu. Bu konuda nelere dikkat edilmesi; ahlaki boyutları açısından nasıl bir usul izlenmesi gerekir?


1) Bizler Müslümanız, bizi harekete geçiren en temel dinamik imanımızdır. Fahr-i Kâinat Efendimiz (s) bir hadis-i şeriflerinde, “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücudun azaları gibidir. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” buyuruyor.

Kuruluş amacımız da Allah’a hakkıyla kul olabilmek ve Hakk’ın rızası için, halka hizmet düsturu ve kardeşlik bilinciyle, dünyanın her yerinde hak ve hakikatin, adalet ve iyiliğin, insanca yaşamanın önündeki engelleri kaldırmak için, her nerede olursa olsun zulme uğramış ya da başka sebeple muhtaç ve mağdur duruma düşmüş insanlara ihtiyaç duydukları iyilik ve insani yardımı ulaştırmaktır.

Bizler, kendimiz ve sevdiklerimiz için mutlu ve ferah bir hayat sağlamaya çalışıyorken, ne yazık ki yanı başımızda, ya da uzaklarda bizim gibi olan başka insanlar hayatta kalma mücadelesi vermektedirler. İnsanların eliyle ya da doğal afetler sebebiyle dünyanın herhangi bir yerinde oluşan mağduriyetleri gidermeye, ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlara ulaşmaya çalışıyoruz.

2) Depremi duyar duymaz hızlı bir şekilde istişaremizi yapıp insani yardım ulaştırmak üzere bölgeye intikal ettik. İstanbul'dan hareket eden bizler yol ve hava koşullarından dolayı 18 saatte Adıyaman'a varabildik. Fakat yakın illerimizin acil bir şekilde deprem bölgelerine intikalini sağladık. Depremden az etkilenen veya etkilenmeyen illerimizdeki bütün ekiplerimiz depremden 6 saat sonra Adıyaman'a vardılar. Öncelikle bütün imkânlarını seferber ederek arama kurtarma çalışmalarına katıldılar. Aynı günün ilerleyen saatlerinde depremzede kardeşlerimiz için sıcak aş hazırlayıp ikram ettiler.

İlk günden itibaren acil ihtiyaçlara en hızlı şekilde cevap verebilmek adına mobil araçlarla ve motorize ekiplerle kurduğumuz çadırlarda, su ve yemek ikramında bulunup kışın ayazında dışarda kalan depremzede kardeşlerimize battaniye ulaştırdık. Süratle koordine olan üye ve gönüllülerimiz, yurt dışından ve ülkenin dört bir yanından, yüreği yangın yerine dönmüş kardeşlerimiz tarafından bizlere teslim edilen her türlü ayni ve nakdi yardımları yerine ulaştırmak için olağanüstü bir çaba sarf ettiler. Şimdiye kadar afet bölgelerine sevk ettiğimiz yüzlerce araçla; on binlerce battaniye, binlerce odun ve elektrik sobası, tonlarca odun ve kömür, yüzlerce çadır ve binlerce koli gıda ve giyim yardımını depremzedelere ulaştırdık. Yanı sıra her gün düzenli olarak Adana, İskenderun, Malatya, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da günlük 80 bine yakın kişiye üç öğün yemek ve sıcak çorba ikramında bulunmaya devam ediyoruz. Ayrıca farklı illere gitmek zorunda kalan depremzede kardeşlerimizi de gittikleri illerdeki paydaş yardım kuruluşlarımız ziyaret etmekte ve barınma sorunu başta olmak üzere her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarına çare olmaya gayret etmektedirler.

3) Deprem 11 il ve 13.5 milyon insanı etkiledi. Bu alan birçok ülkenin topraklarının tamamından da fazla bir alana tekabül ediyor. Bu felaket sadece insanları etkilemedi. Şehirlerin bütün altyapı, üstyapı ve kamu kurumlarını da işlevsiz hale getirdi. Sadece karayolları değil, uçakların ve helikopterlerin ineceği pistler de zarar gördü. Hal böyle iken müdahalede doğal bir gecikme yaşandı.

Bunu belirtmekte fayda var: İslam ümmetini bize nasip eden, bizi de bu ümmete hizmetkâr kılan Allah’a hamdolsun. Ümmetimiz necip bir ümmet, büyük bir ümmet ve halden anlayan bir ümmet. İlk andan itibaren gerek ayni gerek nakdi, adeta seferberlik edercesine yardımlarını gönderdi. Kimisi üzerindeki ceketini, montunu çıkardı, kimisi yastık altında sakladıklarını getirdi. Düzenli olarak yardım ettiğimiz fakir ülkeler ‘Bugün sıra bizde!’ diyerek bize yardım elini uzattı, hiç gücü olmayanlar dua edip görüntüleri bizimle paylaştı. Afganistan’dan, Mısır’dan, Yemen’den, Kuveyt’ten, Afrika’dan, Pakistan’dan bütün ümmet adeta tek yürek oldu. Zengin olanlar büyük meblağlar gönderirken, Afganistan gibi fakir ülkeler de ellerinde ne var ne yok verdiler. Bizce bu depremin en büyük göstergesi ümmetçe yardımlaşmanın ve dayanışmanın en güzel örneği sergilendi.

4) Yardım konusu hassastır. Bu işte en önemli şey güvendir. Hayırsever yardımını yapar. O yardım yerine ulaşsa da ulaşmasa da sevabını almıştır. Çünkü o niyetle vermiştir. O görevini yapmıştır. Şimdi sıra bağışını yaptığı kişi ve kuruma gelmiştir. Gelen yardım şartlıysa o şart doğrultusunda kullanmak gerekir. İşte yardımın, amacı doğrultusunda kullanılmasına güven denir. Yani kısacası güven, yardım faaliyetinin ta kendisidir. Deprem bölgesi üzerinde konuşursak AFAD, Kızılay veya herhangi bir STK ile irtibatlı olmayan yardımlarda sıkıntı olabiliyordu. Çünkü gelen TIR’daki malzemelerin bir plan doğrultusunda ihtiyaç olan yere gitmesi ve malzemelerin boşaltılması bir organizasyon gerektirir. Böyle birkaç problem yaşandı. Ama genel olarak koordineli yardımlar yerlerine ulaştı.

Prensiplerimizi şöyle sıralayabiliriz: Her işi Allah rızası için yapmaya gayret etmek; “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” düsturuna göre hareket etmek; iyilikte örnek olmak, öncü olmak, tüm işlerimizde şeffaf olmak; veren el ile alan el arasında köprü olmak, veren eli mahcup etmemek, alan eli rencide etmemek; emaneti en faydalı halde, amacına uygun olarak değerlendirmek; din, dil, ırk, mezhep ve bölge ayrımı yapmadan yardım etmek; mazlum ve muhtacın elinden tutmak, mazlum ve muhtaçların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlamak; koca dünyada kimsesiz kalanlara kucak açmak; insanı insan yapan değerlerin kaybolmaması için insanlığı diri tutmak.

Yardım kuruluşları olarak “Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Her kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse Allah da onun (bu iyiliği) sayesinde kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir…” hadis-i şerifinin müjdesiyle tüm halkımızı, Yüce Rabbimiz katından bir genişlik ihsan edinceye kadar yardımlarını aynı hassasiyetle sürdürmeye davet ediyoruz.

Bu vesileyle, özelde Umut Kervanı Vakfı, Yetimler Vakfı, Avrupa Yetim Eli ve İHO Ebrar aracılığıyla genelde ise tüm kurumlarca yapılan yardımları, Rabbin rızasına eriştirmesi dileğiyle halkımızla Umut Kervanı adına paylaşmayı borç biliyoruz. Rabbimizden bizi layık gördüğü bu kutlu vazifede tüm kardeşlerimize ihlas, azim ve gayret ihsan etmesini niyaz ediyoruz. Yaraların en hızlı bir şekilde sarılması temennisiyle hepimizin başı sağ olsun.