Yetim Vakfı Başkanı
1- Kısaca yardım biriminizin kuruluş amacını; sizi arama-kurtarma veya yardım seferberliğine sevk eden dinamikleri anlatır mısınız?
2- Deprem bölgesine ne zaman vardınız? Orada bulunduğunuz sürece yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
3- Kahramanmaraş depremleri özelinde genel izlenimlerinizi, gördüğünüz sorunları/sıkıntıları, örneklikleri paylaşabilir misiniz?
4- Yardım konusu hassasiyet içeren bir konu. Bu konuda nelere dikkat edilmesi; ahlaki boyutları açısından nasıl bir usul izlenmesi gerekir?
1) 2017 yılında kurulan vakfımız ağırlıkla yetim hamiliği alanında faaliyet göstermekle birlikte yetim ailelerine yönelik yardım çalışmaları da yapmakta ve psikososyal destek sunmaktadır. Daha önce gerçekleşen afetlerde Acil Psikososyal destek birimlerimiz görev yaptılar. Elazığ ve İzmir’de meydana gelen depremler sonrasında depremzedelere gerekli psikososyal desteği sağlamak amacıyla psikolog ve sosyal hizmet uzmanımızla birlikte kurulan çadır kentte ailelere ve çocuklarımıza destek sağladık. Yine 2022 yılında gerçekleşen Antalya merkezli yangın ve Kastamonu Bozkurt merkezli sel afetlerinde de bölgede çalışmalar gerçekleştirdik.
2) Yetim Vakfı olarak afetin ilk gününden itibaren 500’e yakın gönüllümüzle başta Adıyaman ve Hatay Reyhanlı’da bulunan Koordinasyon merkezlerimiz olmak üzere 40 TIR’lık bir insani yardım çalışmasını dağ köylerine kadar off road araçlarımızla gerçekleştirdik elhamdülillah.
Psikososyal Destek çalışmaları kapsamında ise Malatya, Hatay (İskenderun, Antakya, Kırıkhan), Kilis, Gaziantep (Nurdağı, Islahiye), Adıyaman’da ve Suriye’de İdlip Babıska bölgesinde çalışmalarımız devam ediyor.
Çocuklarımızın afetin üstesinden gelebilmeleri için başlattığımız oyuncak ve kitap projemizde toplanan ürünler 20 Şubat’tan itibaren deprem bölgelerine ulaşmaya başladı inşallah.
Yetim çocuklarımızın tespitlerine başladık ve basın yoluyla yoğun bir şekilde kayıp ve refakatsiz çocuklarla ilgili duyurular gerçekleştiriyoruz.
Adıyaman’da bulunan aşevimizden günlük 1000 kişilik yemek çıkartıyor ve bu yemekleri merkeze gelme imkânı bulunmayan dağ köylerindeki depremzede ailelere ikram ediyoruz.
Kahramanmaraş Elbistan’da MÜSİAD konteyner kentine 50 konteynerlik katkımız olacak inşallah. Ayrıca Adıyaman-Çelikhan’da 2 konteyner ve Adıyaman ile Hatay’da 50 çadır dağıtımı gerçekleştirdik.
Acil nakit dağıtımları çerçevesinde 107 ailemize 321 bin TL’lik destek sağladık.
Yetim Vakfı olarak bağışçılarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz çalışmanın maddi karşılığı 25 Şubat itibariyle 20 milyon TL’yi buldu elhamdülillah. Uzun soluklu bir süreç olduğundan ayni ve nakdi destekler önem arz ediyor.
3) Depremlerin büyüklüğü ve kapsadığı alan oldukça genişti. 550 kilometrelik bir hat içinde 11 ilimiz ve toplamda 1.7 milyonu aşkın Suriyeli muhacir kardeşlerimizle birlikte 15 milyona aşkın bir nüfus etkilendi bu afetten. Toplam etkilenen çocuk sayısı ise 800 bini Suriyeli çocuklar olmak üzere 5.3 milyondu. Mevsimin kış olması ve deprem ve artçıların oldukça fazla olması sağlam kalmış olsa bile evlere girişi engelledi. Yani insanlar ya yakın illere ya da İstanbul, Ankara gibi şehirlere göç ettiler. Uzaklara gidemeyenler ise köylerine geçtiler. Burada bir evde 15 aileye kadar misafir olanlar vardı ki hiçbir dükkânın açık olmadığı şehirlerde kilerlerde bulunan gıdalar da hızla tükenmiş oldu. Bu bilgiler eşliğinde şahitlik ettiğimiz sorunları şöyle sıralayabiliriz:
- Arama kurtarma personeli ve ekipmanın bölgeye ulaşması vakit alınca kritik saatler olarak bildirilen 72 saat içinde ulaşılan enkaz sayısı sınırlı kaldı.
- Yıkılan 10 bini aşkın binanın tamamında arama kurtarma çalışması yapılamadı. Depremin hemen akabinde enkaz altında kalan yakınlarını kurtarmak için sivil vatandaşlar kısıtlı imkânlarla bu çalışmayı yapmak zorunda kaldılar.
- Mevsimin kış olması nedeniyle çadıra erişim oldukça önemliydi. Fakat oldukça geniş bir coğrafyaya çadır yetiştirmek de tüm çabalara rağmen mümkün olmadı.
- Yardımların organizasyonunda STK’lar çok önemli vazifeler gördüler ama gelen malzemelerin organizasyonunda sorunlar yaşandı. Merkezden uzak köylere erişim zaman aldı ve mahrumiyetler oluştu. Bunun tam tersi stok yapan kişilerden de bahsedildi.
- Çadır, gıda ve hijyen malzemeleri hâlâ ihtiyaç olmaya devam ediyor.
4) Yardımların dağıtımı oldukça hassasiyetle yürütülmesi gerekiyor. Burada birkaç ilkeden bahsetmek yerinde olacak.
İHLAS: Yapılan çalışmanın sadece Allah rızası için yapılması.
TARAFSIZLIK: Herhangi bir yapıya meyletmeden aciliyet ve ihtiyaca yönelmek.
ŞEFFAFLIK: Faaliyetlerin tamamının bütçe ve uygulama dahil şeffaflık içerisinde yapılması.
SAYGI: Bağış yapan kişilerin, kurumların şartlarına uyulması ve yardım edilen kişilere yardımın en naif ve değerlere uygun bir şekilde ulaştırılması.
İŞBİRLİĞİ: İnsani yardımın ulaştırılacağı alanlarda hangi tür projelerin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili bölge insanlarıyla istişare etme; kaynakların oluşturulmasında kişi ve kurumlarla işbirliği.
VERİMLİLİK: Çalışmaların sağlıklı yürüyebilmesi için verimlilik analizlerinin yapılması.
ADALET: İhtiyaç sahibinin belirlenmesinde, doğru projelerin tespitinde ve kurumlarla işbirliğinde adalet.
EHLİYET ve LİYAKAT: Uygun işe ehil görevli ve gönüllülerin seçilmesi.
BİLİNÇLENDİRME: Meydana gelmesi muhtemel başka afetlerle ilgili bilinçlenme ve hazır olma.
ZAMANLAMA: Doğru zamanda doğru yerde, doğru ihtiyacı karşılayabilme.
GÖNÜLLÜLÜK: İhtiyacın karşılanmasında gönüllü gücünden istifade edebilme.
GÜVENLİK: Yardım alacak ve yardımı dağıtan insani yardım gönüllü ve görevlilerinin güvenliği ile dağıtılması planlanan insani yardımların güvenliği.
Yetim Vakfı bir çocuk kurumu; deprem bölgesindeki çocukların durumu hakkında bilgi verir misiniz?
Depremden etkilenen çocuk sayısı Türkiye’de 5.3 milyon, Suriye’de ise 2.5 milyonu buldu maalesef. Türkiye’de bulunan 1.7 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimizin de 811 binini çocuklar oluşturuyor. 20 Şubat tarihli Aile Bakanlığı verilerine göre enkaz altından çıkarılmış refakatçisi olmayan 1.858 çocuk kayıt altına alınmıştır. Bu çocukların 1.314’ü ailelerine teslim edilirken 93 çocuk kuruluş bakımına alınmıştır, 451 çocuğun hastanelerde tedavi süreci takip edilmektedir. Kimliği tespit edilen 1645, edilmeyen ise 213 çocuk bulunmaktadır. 200 bini aşkın koruyucu aile başvurusunun yapılmış olması tüm ülke olarak yaraların sarılmasıyla ilgili hassasiyet içerisinde bulunduğumuzun açık göstergesi olarak değerlendirilebilir. Az da olsa kayıp çocuklar da bulunuyor ve vefat eden çocuklarımızın sayıları maalesef yüksek olacak gibi görünüyor.
Çadırlarda, araçlarda kalan çocuklar da bulunuyor. Çocukları bulaşıcı hastalık, soğuk ve bundan kaynaklı üst solunum yolu enfeksiyonları bekliyor. Ayrıca küçük çocuklar için sağlıklı beslenme ile ilgili dikkat edilmemesi durumunda gelişim bozuklukları ve başkaca hastalık riskleri bulunmakta.
MEB deprem bölgesi çocukları için parasız yatılı imkânı oluşturdu fakat eğitim dönemi zorlu geçecek gibi görünüyor. Ayrıca çocukların korku, kaygı, kayıp ve yas süreçlerini atlatabilmeleri için psikososyal destek almaları gerekiyor.
Deprem bölgesinde karşılaştığımız sorunlardan birisi de misyoner örgütlerdi. Bunu da itina ile takip etmek gerekiyor. Bu tarz kurumlar insanların zor durumda bulundukları dönemleri fırsat bilerek Hristiyanlaştırma faaliyetleri yürütmektedirler. Yine organ ve fuhuş mafyalarına ve diğer art niyetli yapılanmalara yönelik olarak teyakkuz halinde bulunmak önem arz ediyor. Ayrıca sokakta tavır ve davranışlarıyla refakatsiz olduğu intibaı uyandıran çocukların da Aile Bakanlığı ofislerine ya da emniyet birimlerine götürülmesi önem arz etmektedir.
Yetim Vakfı olarak deprem bölgelerinde ihtiyacın sona ereceği döneme kadar tüm gücümüzle yük almaya devam etmek istiyoruz inşallah.