Hayat sıkılmış bir yumruk gibi
sanki zaman ortaçağ
ve çiviliyoruz zulmün kahrını
yanına asıyoruz bir başörtüsü fotoğrafı
burda beyazıt meydanında
çınar yaprağını dökerken
yorgun gölgeleri düşer taşlara
umut gözlü kızların
sevinçleri direniş
düşleri peygamber çiçeği döker
özgürlük günlerine
konuşsan biriyle
başörtüye uzanan elin akıbetini
anlatır beni kaynuka yahudilerini
dinlenen zulmün sesi
bu memleketi
ihaneti
bunca inananları düşündüm
marazlı kalpleri, kalpteki lekeleri
yaz yağmuru gibi kesildi yardım elleri
güneş buluta girdi
haykırmasını öğrendi de parke taşları
biz öğrenemedik, biz utanmazlar
ey tepeden tırnağa yürek olan bacılar
vurmuş
faşizmin kırılası elleri
örtünüz galip ve onurlu
'ey iman edenler iman ediniz' bir daha
analar sürün yiğitleri alanlara
öfkeleri, yumrukları sürün meydanlara
susmak daha acı
ne güzel şey direnişle beklemek
doğacak baharı...