Afganistan'ın Taliban kontrolündeki bazı bölgelerinde çoğunlukla erkeklerin namaz kılmadığı için dövüldüğünü veya kızların okuldan eve dönmeye zorlandığını düşünenler için, bu alanlarda yapılan birinci elden görüşmelere dayanan yeni bir rapor çok farklı bir portre çiziyor. Ama bazı yönleriyle ortaya çıkan durum kimileri için çok rahatsız edici olabilir.
Küresel Gelişim Enstitüsü (Overseas Development Institute) tarafından yayınlanan ayrıntılı bir çalışma olan “Taliban’ın Gölge Hükümeti Altında Yaşam” isimli raporda, bazıları tamamen, bazıları ise kısmen isyancılar tarafından kontrol altında tutulan bölgelerde sağlık, adalet ve finans gibi birçok alandaki her hizmet türü için komisyonlar içeren “paralel hükümetin yönetim sistemi” irdeleniyor.
7 il ve 20 ilçede incelemeler yapılarak hazırlanan ve Ashley Jackson tarafından kaleme alınan raporda temel olarak ulaşılan sonuç Taliban'ın Afgan topraklarının geniş alanlarında söz sahibi olduğu fakat bunun halkı etkilemenin ötesinde bir nüfuz alanı oluşturduğu yönündedir. Öyle ki Taliban’ın etkinliği Afgan toplumuna sağlanan birtakım hizmetler ve devlet aktivitelerinden ötürü, büyük ölçüde bir baskı mekanizmasından öteye geçip yavaş yavaş yayılan bir nüfuz alanına dönmüştür. Gelinen noktada Taliban sosyal dokunun bir parçasıdır ve 16 yıllık çatışmalar bittiğinde kendisini sadece politik hayata katılan bir unsur olarak değil, ülkeyi yönetmeye hazır bir güç konumunda görmektedir.
Raporun birçok yerinde, Taliban temsilcilerinin yerel yönetim yetkilileri, yardım kuruluşları ve diğer gruplarla neredeyse rutin bir şekilde etkileşime girerek, sağlık hizmetleri, eğitim ve diğer hizmetleri sunmak için melez bir sistemde şartları müzakere ettiği vurgulanıyor. Taliban görevlileri vergi topluyor, elektrik faturalarını tahsil ediyor. Taliban yargıçları gerek medeni davalara gerekse de ceza davalarına bakıyorlar.
Rapor ilk Taliban gölge hükümetinin on yıldan fazla bir süre önce kurulmuş olmasının yanında, yıllardır Afgan ordusuna ve yabancı güçlere karşı direnişle birlikte Taliban’ın ne kadar yayıldığını da belgeliyor. Rapor aynı zamanda, Taliban’ın nasıl yerel halka karşı güç ve sindirme mekanizmalarını kullanarak, insanların ihtiyaçlarını ele alan, hesap verebilir sistemler geliştirdiğini de gösteriyor. Öyle ki pek çok Afgan vatandaşı bunları Afgan hükümetinden daha dürüst ve etkili buluyor. Raporda, Afgan ve yabancı yetkililerin, Taliban'ın yerel kontrolü sağlamak, halkla iletişim kurmak ve hizmetler sunmada ne kadar etkili olduğunun farkında bile olmadıkları belirtiliyor. Yine raporda, bugün Taliban liderlerinin kendilerini isyancı olarak değil, “görevi devralmayı bekleyen bir hükümet” olarak gördüğü de ifade ediliyor.
Savaş sorununu müzakereler yoluyla çözmeye yönelik beklentiler artarken, Taliban yönetiminin pek çok alanda güçlenmesi, isyancıların silah bırakıp siyasi sisteme eklemlenebileceklerine dair resmî çevrelerin umutlarını boşa çıkartacak gibi görünüyor. Rapor, kontrol altındaki alanlarda Taliban politikalarının baskıcı şiddetten işbirliğine ve halkla ilişkilere kaydığını da ortaya çıkarıyor.
2011 yılından beri, Taliban liderleri çocuk felci aşılama süreci de dâhil olmak üzere 28 yardım kuruluşu ile anlaşma imzaladılar. NATO güçleri çekilirken, Taliban’ın profesyonelliği arttı. Bir Taliban üyesi, "Daha az savaş yanlısı olabiliriz." diyor.
Rapora göre, 1996 ile 2001 yılları arasındaki amatör Taliban yöneticilerinin aksine, isyancıların artık işleri yürütmek için “yarı profesyonel bir çekirdek kadrosu” var. Taliban’ın tutumundaki en dramatik evrim alanlarından biri eğitime yönelik olmuştur. Her ne kadar bazı modern eğitim metinlerini veto etmesi ve İngilizce öğrenimini engellemesi gibi uygulamalara rağmen, Taliban’ın kendi kontrolü altındaki alanlarda daha iyi öğretmen ve öğrenci katılımı, daha az hırsızlık ve daha fazla düzen vardır. Genel olarak, görüşülen insanların çoğunluğu eğitim üzerinden “Taliban'ın düzeldiğini hissettiklerini” söylediler.
Kızların eğitimi konusu ise çetrefil bir konu olmayı sürdürüyor. Resmî olarak, Taliban’ın politikası artık okullara saldırmayı ya da kızların eğitimini yasaklamayı içermiyor ancak pratikte, kız-erkek ayrı binalar ya da kız okullarında kadın öğretmenlerin zorunlu tutulması gibi gerekliliklerin karşılanması zor. Araştırmacılar, Taliban nüfuzunun yoğun olduğu bölgelerde kızlar için açık olan bir ortaokul bulamadılar. Bununla birlikte raporda, kızların eğitimine yönelik Taliban’ın da etkisiyle toplumsal yapıda genel bir isteksizliğin hüküm sürdüğüne de dikkat çekiliyor.
Sağlık bakımından, rapor hükümet ve özel yardım kuruluşları arasında ortak bir faaliyet alanı bulunduğunu tespit ediyor. Yine raporda Taliban kontrolündeki bölgelerde sağlık çalışanlarına yönelik müdahalelerin, hükümet kontrolündeki bölgelerdeki müdahalelere nazaran daha tercih edilebilir olduğuna, ayrıca yolsuzluk ve kliniklerden hırsızlık vakalarının da daha az olduğuna dikkat çekiliyor.
Her zaman sistemin adalet mekanizmasının kronik olarak yavaş işlediğinden ve yolsuzlukla malul olduğundan şikâyet edilen bir ülkede hızlı ve adil yargı sisteminin Taliban’a sempati uyandıran bir durum olduğu vurgulanıyor. Raporda, Taliban kontrolünde, barış görüşmelerinden ortak suçlara kadar uzanan alanlarda karmaşık, çok düzeyli bir gölge yargı sistemi olduğu da ele alınıyor. Bu sistemin en popüler özelliği, kırsal alanlarda yaygın bir sorun olan anlaşmazlıkların çözülmesidir.
Raporda, Taliban yargıçlarının iyi eğitimli oldukları ve sadece İslami kurallara değil, kültürel normlara ve sağduyuya dayandıklarına da dikkat çekiliyor. Ancak aynı zamanda keyfi ya da aşırı kararlardan şikâyetlere, Taliban’ın sert dinî kurallarının geçmişteki Taliban rejimini, sakal zorunluluğu, müzik ve televizyon yasağı, kadınların halka açık yerlerde tek başına gezememesi vs. gibi baskıları hatırlattığı durumlar da yer yer belirtiliyor. Raporda, isyancıların kontrolü altında yaşamanın en sıkıntılı yönünün Taliban otoritesinin katı kuralları yüzünden buralarda yaşayanların ya yavaş yavaş davranışlarını değiştirmeye ya da bölgeyi terk etmeye zorlanmaları olduğu da belirtiliyor.
Taliban'ın hükümet olma özelliği gösterdiği en göze çarpan yollardan biri de vergi toplamaktır. Raporda, grubun madencilik, elektrik, tarımsal üretim ve gümrük gibi alanlarda kapsamlı bir vergi ve gelir tahsilat sistemi geliştirdiği belirtiliyor. Taliban aynı zamanda, yoksullara yardım için zekât ve önemli bir gelir kaynağı teşkil eden haşhaş üretiminden vergi de topluyor. Ancak raporda, isyancıların haşhaş üretiminden elde ettikleri gelirin abartıldığı, haşhaş yetiştiriciliğinin daha çok yoksul halkın hayatta kalmasının bir aracı olarak teşvik edildiği de belirtiliyor.
The Washington Post / 23 Haziran 2018 / Çeviri: Gökhan Ergöçün