“Altında canlı canlı gömülene kadar güçlü bir çamur üzerime yağmaya başlamıştı. Komşular beni her kurtarmaya çalıştığında, onları benden uzaklaştıran ve beni ölüme daha yaklaştıran başka bir havan mermisi daha isabet edecekti. Gözlerimi yavaşça kapamaya başladım ve kendimi kadere teslim ettim.”
Um Ammer, güney İdlib kırsalındaki evi hedef alındığında yaşadığı hayatının en zalim anlarını Enab Baladi’ye böyle anlatıyor.
Boşanmış ve 4 çocuk annesi olan Um Ammer, sivil savunma ekipleri onu hastaneye götürmeyi başardığında ölümden döndü. Bitkin vücudu anestezinin etkisinden kurtulup ayılmayı başardığında ayağını kaybettiğini ve çocuklarını büyütmek için gerekli desteği artık veremeyeceğini biliyordu.
38 yaşındaki Um Ammer çocuklarının geleceklerini merak edip düşünerek hastanede 3 gün geçirdi. Enab Baladi’ye söylediği üzere çocukların onun bazı akrabaları tarafından, sonrasında kendisinin de gideceği güney İdlib kırsalında komşu bir kasabaya götürüldüklerini biliyordu.
Um Ammer, yeni durumunun üstesinden gelmeye mecbur kalmışken, engelli olmanın karamsarlığına ve tek ayakla çocuklarına karşı olan sorumluluğuna meydan okumaya karar verdi. Ayrıca yaz mevsiminde koyun ve tavuklarından elde ettiği ürünlerin satışı ile hayırsever insanların verdikleri dışında başka bir geliri olmadığından, protez bacak almayı unutmak zorunda kaldı.
Bu sakatlığıyla Um Ammer savaşta yaralanan insanların hayli uzun olan listesine eklenmiş oldu. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslar arası Engelliler organizasyonu tarafından Aralık 2017’de yayımlanan bir rapora göre Suriye’de 2011 sonrasında uzuvları (kol, bacak, ayak veya elinin tümü ya da bir kısmı) kesilmek durumunda kalan insanların sayısı 86 bine ulaştı.
Will Steps Center for Prosthetics (Protezler İçin Azimli Adımlar Merkezi) yöneticisi Safaa al-Sbaih, muhalifler tarafından kontrol edilen bölgelerdeki ampütelerin katlanmak zorunda kaldığı acıyı Enab Baladi’ye anlattı. Bu durumu izah için, yaralanma halinde uzman doktorlar ve dezenfektanlar olmaksızın sahada anlık yapılan cerrahi uzuv kesme operasyonları ve bu operasyonların bir çoğunun düzeltilmesi için başka operasyonların gerekmesi ve özellikle yaralanma sonrası acil durumları örnek verdi ve ekledi:
“Bugün Suriye’nin içinde birçok protez merkezi var. Fakat ampüteler bu merkezlere ulaşmak için hala daha şehirler arasında seyahat etmek zorundalar. Bu durum, sakat kalmış ve kendilerini bu merkezlere götürmek için başkalarına ihtiyaç duyan, çoğunlukla işsiz oldukları için evleri ile bu merkezler arasındaki taşımanın maliyetini karşılayamayacak durumda olan insanların çilelerini daha da artırıyor.”
İdlib kırsalındaki Kafrsajna kasabasından Ömer al-Mushakal’in vücudunun 3 parçasını kaybetmesi, mali durumunun daha da kötüleşerek dertlerinin artmasına yol açtı.
O, yaralanma anını Enab Baladi’ye tekrar anlatıyor: “Birinin telsizde çağrı yaptığını duydum, Murak özgürlük savaşının başlangıcını ilan ediyordu. Kendimi tutamadım çocuklarımdan bir grup ile kasabamı savunmak için çağrıya icabet edip katıldım.” Bu, bilincini kaybetmeden önce hatırladığı son şeydi.
“Uyandığımda kendimi vücudumun 3 uzvunu kaybetmiş olarak bir Türkiye hastanesinde buldum.” Diye ekledi.
O günden sonra, “engelli kişiler” kategorisinde sonuçlanacak şekilde hayatı dramatik bir şekilde değişti.
Altı çocuk babası olan Ömer, Türkiye’de tedavi için zorlu bir yolculuğa başladı. Masraflar arkadaşları ve hayırseverler tarafından karşılandı fakat Türkiye’de derdine çare bir tedavi bulunamadı. 15 günün sonunda eşyalarını topladı ve İdlib’deki kasabasına geri döndü.
Türkiye’de Ömer’e takılan protezler çok basit ve olağandılar ve bir faydaları olmadı.
Oturmak ve ayağa kalkmak için iki kişiye ihtiyaç duyan Ömer, “Onlar çubuk gibiler ve tamamen kullanışsızlar.” Diyerek tanımladı bu protezleri.
Enab Baladi’ye söylediği üzere ihtiyaç duyduğu akıllı protezleri temin etmek, 60 bin euroyu bulan maliyet sebebiyle kolay değil. Benzer şekilde bu akıllı protezleri almak için, Suriye içinde ve dışındaki insani yardım kuruluşları ile iletişime geçip yaptığı tüm girişimleri sonuçsuz kaldı.
Ömer, Gaziantep, Reyhanlı ve Adana’daki organizasyonlara yazdığını fakat sonuç getirmediğine dikkat çekti. “Kişisel olarak kendimle alakalı konuşmuyorum, sakat kalmış herkes adına konuşuyorum. Tüm ihtiyacımız olan tuvalete gidebilmek için bize yardım edecek elektrikli bir tekerlekli sandalye.” Diye ekledi.
Will Steps Center for Prosthetics yöneticisi Safaa al-Sbaih ampütelerin bundan daha fazlasına ihtiyaç duyduğuna inanıyor ve yaşamlarını idame ettirecek işler için onlara iş imkânları ve eğitimler sağlayarak rehabilite edilmeleri için çağrı yapıyor.
Muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde protez merkezlerinin tüm çabalarına rağmen, çok sayıdaki insanın ızdırabı devam ediyor. Hâlihazırda Körfez’deki bir arkadaşı tarafından gönderilen elektrikli tekerlekli sandalyeyi kullanan Ömer al-Mushakal, savaştığı gruptan eskiden aldığı ve ailesinin ihtiyaçlarının yalnızca dörtte birini karşılayabildiği maaş dışında hiçbir yerden yardım almıyor.
Um Ammer’e gelince, şu ana kadar sakat vücudunu desteklemek için hiçbir yardım almadı. Gecenin bir yarısında 4 aylık küçükoğlunu beslemek ya da başka bir şey için uyandığında, halen daha bir bacağını kaybettiğini unutarak yere düşüyor, birçok hayal ve acıyla birlikte.
Enab Baladi / 17.02.2018 / Çeviri: Berat Uygun