Sünni ve Şii Kaynaklarda Kur’an’ın Korunmuşluğuna Aykırı Rivayetler

Fevzi Zülaloğlu

"O zikri Biz indirdik, koruyucusu da biziz." (Hicr, 15/9)

İnsanlığa gönderilmiş tüm ilahi vahiyler Cin şeytanlarının asla dokunmaya güç yetiremeyeceği, "Güvenlik Görevi" yapan tertemiz meleklerce gayb aleminde -Levh-i Mahfuz'da tertemiz, itaatkar meleklerden oluşan bir güvenlik çemberi ile- korunmuştur. Öte yandan Kur'an ise, hem indiriliş esnasında güvence altında olmuştur, hem de, Kıyamet'e kadar dünyada Yaradan tarafından korunmaya devam edilecektir. Hiçbir zaman değiştirilip tahrif edilemeyecek olan Kur'an'ı koruma işini, yukarıdaki ayetin sarih beyanından anladığımıza göre, bizzat Yüce Allah üstlenmiştir.

Oradan Cibrîl-i Emin/Güvenilir Elçi Cibril tarafından indirilirken korunmuştur. Tıpkı vahiy meleği gibi "Güvenilir Elçi" olan Peygamberimizin kalbine indirildikten sonra da güvenlik kuşağı devam etmiştir. Daha sonra da aynı saflıkta ilk müminlere –onlardan da mütevatir-kesintisiz bir zincir ile bize- ulaştırılmıştır.

Rabbimizin kesin beyanlarına göre Kur'an hem gayb aleminde hem de şuhud aleminde ayetler korunmuştur. Fakat buna rağmen kimi iddialar ve rivayetler mütevatir Kur'an mushafının hilafına güvenilir sayılan kaynaklara girmeyi başarmıştır.

Bu çalışmamızda biz elimizden geldiği kadar hem mubin olan Kur'an'ın açık nasslarına hem de akla aykırı olarak rivayet kaynaklarına girmeyi başarmış olan iddialardan söz ederek analizini yapmaya çalışacağız.

A- Sünni Rivayetlerde Durum

1.  Cerh Ta'dil Süzgecinden Geçebilen Rivayetler

1.1. Sözde Recm Ayeti! (Hükmü Baki Metni Mensuh, Metni Baki Hükmü Mensuh)

Hz. Ömer'e nisbet edilen bir hadiste onun şöyle dediği iddia edilmiştir: "Allah'ın indirdikleri içinde Recm ayeti vardı"1 Hz. Ömer şahitsizlikten bu sözde ayeti Kur'an'a sokamamış! Güya Hz. Ömer (r.a.) "insanların Kur'an'a ilave yaptı" demelerinden korkmuş."2 Recm geleneğine ayet muamelesi yapan sadece Hz. Ömer değildir.3 Recm'in Nur Suresi'nden olup tilavetinin kaldırıldığı iddia edilmiştir.4 Recme meşruiyet kazandırabilmek için ona ayet muamelesi yapmaya kalkanlardan en gülünç iddia İbn Kuteybe'den gelmiştir; o Recm ayetini keçinin yediğini, bu yüzden onun mübarek bir hayvan olduğunu ileri sürmüştür.5

Recm rivayeti Tilavet Neshi Teorisi ile savunulmak istenmiştir: "Metni mensuh hükmü baki; hükmü mensuh metni baki." Bu teori batıldır. Çünkü Kur'an'dan bazı ayetlerin iskatı manasına gelir ki, bu durumda onun korunmuşluğundan söz edilemez. Tarihte Hariciler gibi şiddet yanlısı bir mektebi kurmuş olan zümre bile recm'i kabul etmemiştir. Taşlayarak öldürme anlamına gelen bu uygulama onların tabiatıyla ve hareket tarzlarıyla bir tenakuz teşkil etmediği halde, kabul etmemeleri son derece manidardır. Ayrıca metin birliği Recm'de de, bazı rivayetlerde ayet olduğu iddia edilen Kunut dualarında da yoktur.

Rivayetlerin içeriğinde, kendilerine nisbet edilen sahabiler olan Ömer ve Aişe validemizin genel karakterine aykırı bilgiler vardır. Hz. Ömer istediği bir şeyden insanlardan korktuğu için vazgeçecek bir insan değildir. Hem Ömer (r) Kendi döneminde görev yapmaya devam eden Zeyd b. Sabit komisyonuna yaptırım uygulayabilecek siyasi bir nüfuza sahip de olmuştur. Yine tedvin-cem için ilk öneri de Ömer (r)'den çıkmıştır.

Bir başka itiraz noktası da Rasulullah döneminde ayetlerin Recm/zina edeni taşlayarak öldürme ayeti, Celde/seksen değnekle dövme ayeti, Rada/Süt kardeşliği hukuku ayeti gibi tasniflere tabi tutulmamış olmasıdır. Bu tür tasnifler daha sonra gelişmiştir.6

Tasnifi ve iddialarıyla zann değerinde bile bir bilgi olmayan recmle ilgili rivayetler üzerine maalesef hüküm bina edenler, onu uygulayanlar olmuş, Hakim el-Müstedrek'inde Recm'i inkar edenin küfrüne hükmetmiştir.

1.2. Ahzab Suresi'nin Bir Kısmının Kaybolduğu İddiası

Ahzab Suresi'nin Bakara Suresi'ne eşit olduğu ve bir kısmının kaybolduğuna ilişkin Suyuti'nin naklettiği rivayetler vardır. Bu rivayetlerde Recm'in Ahzab Suresi'nin kaybolan ayetleri içinde olduğu iddia edilmiştir.7

1.3- Tevbe Suresi'nin Son iki Ayetiyle İlgili Tartışmalar

Ebu Huzeyme el-Ensari, tedvin komisyonuna Tevbe Suresi'nin son iki ayetini sadece kendisi teslim etmiş.8 Rivayete göre komisyon, onun güvenilirliğini esas alarak tek kişilik şahitliğini iki saymıştır. Rivayette Rasulullah'ın oluşturduğu mushaftan ve Kurra ve Huffaz'ın rolünden söz edilmemiştir.

Bu tartışma 19. Hurufiliğin temsilcilerinden Reşad Halife ve Edip Yüksel tarafından modernleştirilerek bilgisayar imkanlarıyla sürdürülmektedir. Onlar yaptıkları meale bu son iki ayeti almışlar ama dipnotta bu metinin 19'un katsayılarına uymadığı gerekçesiyle- ayet olmadığını iddia etmişlerdir.9

1.4. Tevbe/Berae Suresi'ne Benzer Bir Surenin Kaybolduğu İddiası

Ebu Musa el-Eşari'ye isnaden Müslim'in bir rivayetinde "Tevbe Suresi'ne benzer bir surenin kaybolduğu" iddia edilmiştir.10 Mushaf'ta 129 ayet olan Tevbe Suresi'ne benzer bir sureden bahseden Eşari kaybolan ayetlerden sadece birinin -"İnsanoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, diğer tüm insanların malik olabildiği diğer vadiye gözünü diker"- ezberinde olduğunu ileri sürmüştür. Bu hadis kaynaklarda kutsi hadis olarak da anılmıştır. Ebu Musa el-Eş'ari'den gelen bu rivayet sadece Müslim'de yer almıştır.

1.5. Müsebbihat/Tesbihle başlayan Sureler'e Benzer Sureler!

Kur'an'da yer alan Hadid, Saff, Cum'a, Teğabün, surelerine Allah'ı tesbih eden ifadelerle başladıkları için Müsebbihat sureleri denilmiştir. Ebu Musa el-Eşarai'ye isnad edilen bir rivayette "Müsebbihat surelerine benzer bir surenin bir ayeti dışında unutulduğu" iddiası Müslim'de yer almıştır.11 Buhari bu iddiayı redderek Ebu Musa Eşari'nin ayet zannettiği metnin hadis olduğunu kaydetmiştir.12

1.6. Süt Kardeşlerle Nikah Konusu

Hz. Aişe'den rivayetle "on emmenin haramlığına dair ayetler bulunduğu, ama peygamberin defin işlemleri esnasında evcil bir hayvan yediği için kaybolduğu" iddia edilmiştir.13

1.7. Yedi Harf Rivayeti

Kur'an'ın yedi harf/yedi lehçe üzere indiği rivayeti Şia tarafından kabul edilmemiştir. Ebu Ca'fer'den rivayetle Zürare'den bildirilmiştir: "Kur'an birdir, bir tek olan Allah tarafından indirilmiştir. İhtilaflar ravilerden kaynaklanmıştır."14 Öte yandan bu rivayeti Oryantalistler Kur'an'ın değiştirildiği varsayımlarına kanıt olarak kullanmak istemişlerdir.

Kur'an'ın yedi harf üzere indiği rivayeti" iki şekilde yorumlanabilir: Birincisi, yedi ayrı lehçe şeklinde. İkincisi ise, Kureyş lehçesi esas olmak üzere diğer altı lehçeden de izler taşıması anlamında. Bize göre bunlardan ikincisi doğrudur. Çünkü her dilde başka lehçe ve dillerden kelimeler bulunması gayet doğaldır.

1.8. Gayri Metluv Konusu

Peygamberimizden rivayet edilen hadislerin "tilavet edilmeyen vahiyler" olduğu iddiası kabul edilirse Mushaf'ın eksikliğine ya da değiştirildiğine hükmedecek oryantalistlere ihtiyacımız (!) kalmayacaktır. Böyle dostlar olduktan sonra!

Gayri Metluv iddiası hem sünni alimler arasında –özellikle İmam Şafii- hem de Şia'da vardır. Şiiler 12 imamın vahiy ile tayin edildiğini, Allah Resulünün Hz. Fatıma'ya nur gibi beyaz bir yazı olan özel bir levha verdiği iddia etmişlerdir.15

2. Cerh Ta'dil'e Takılan Rivayetler

2.1.Garanik/Kuğular Olayı:

Gurnuk: güzel genç kız. Lat, Menat, Uzza müşrikler tarafından "yüksekte uçan kuğular" olarak nitelendirildiği iddia edilmiştir. Said İbn Cübeyr İbn Abbas'dan rivayetle: "bunlar yüce kuğulardır, şefaatleri umulur" şeklindeki bazı ifadeleri Şeytan'ın iğvası ile Necm Suresi, 53/19-20.'den sonra ilave ettiği iddia edilmiştir.

Selman Rüşti bu rivayetleri "Şeytan ayetleri/Rivayetleri" adıyla roman haline getirerek küfrünü kusmuştur. Fakat İmam Humeyni'nin fetvasıyla hevesi kursağında kalmıştır. Aklınca Kur'an'ın korunmuşluğuna gölge düşürmek istemiştir.

 Muhammed Abduh'a göre İslam'dan önce Araplar üç kuğu/turna simgesini kullanmıyorlardı. O iddiasını temellendirmek için "Eğer böyle bir simge kullansaydılar eski Arap şiirinde izine rastlardık" demiştir.16 Üç turna mistik simgesine eski batıl inançlarda rastlanmıştır.

Garanik Olayı'nı Kabul Edenler: Bu konudaki en sağlam sayılan rivayet İbn Cerir Taberi'nin Tefsirinde17 geçmektedir. Taberi el-Vakıdi ve İbn Sa'd'dan almıştır. İbn Sa'd Vakidi'den,  Taberi de İbn Sa'd'an almıştır.

Bu rivayete itibar edenler sadece Ehl-i Hadis değildir, re'y ehli de kaynaklarında zikretmiştir. Mesela, Zemahşeri Ehli Re'y olmasına rağmen bu rivayeti doğru kabul ederek maalesef Keşşaf'ına almıştır.18 Çağdaş re'y ehlinden Fazlur Rahman da Hacc Suresi, 22/52-55.ayetleri Garanik olayıyla ilişkilendirerek kabul etmektedir.19

Öte yandan İbn Kesir –rivayet tefsiri yazmasına rağmen- bu haberi asılsız sayıp tefsirine almamıştır.20 Razi, Tefsiru'l-Kebir'de bu rivayeti reddetmiştir.21

Tahlil:

a) Bu rivayetlerin detaylarını anlatanların hiç biri -İbn Abbas hariç- sahabi değildir.

b) Rivayetlerin lafızları arasında farklılıklar ve çelişkiler vardır.

c) Haberde anlatılan olayın failleri hakkında çelişkiler vardır: Peygambere cibril'in söylediği; Peygamberin kendi iradesi ile söylediği, Peygamberin uykuda söylediği, putların realitesini sorgulamak için söylediği, sözleri okuyanın bir müşrik olduğu gibi.

d) Rivayete göre olaydan sonra Habeşistan'a I. hicrete katılanlar uzlaşma olduğu ümidi geri dönmüştür. Oysa I. hicret Risaletin beşinci yılı Recep ayında gerçekleşmiştir; yine Kur'an'ın tashihi olarak takdim edilen 22/52. ayet hicretin birinci yılında (risaletin 14. yılı) inmiştir. Peygamberimizin Garanik'ten dolayı azarlandığı söylenen (İsra, 17/73-75) ayetler, risaletin 11-12. yılında indirilmiştir. Halbuki Garanik olayının –Necm Suresi'ne yapılan eklemenin– risaletin beşinci yılı gerçekleştiği yine rivayetlerde iddia edilmiştir. Olayın gerçekleştiği iddia edilen zaman ve zeminle ilgili rivayetler arasında bariz çelişkiler vardır.

e) Rasulullah'ın kıraatinde tahrif ve şaşkınlık yoktur: O Kur'an'ın kıraati konusunda masumdur. Çünkü onun okuması bütünüyle ilahi denetim altındadır (Kıyame, 75/16-19.) Tebliği –insanlara beyanı- da ilahi denetim altındadır. (Maide, 5/67; Hakka, 69/44-46) Kur'an'da Rabbimiz Rasulullah'ın kafirlerin fitne ve oyunlarına kanmadığını ilan ederek onu aklamaktadır, böyle bir eğilim içine girmesi durumunda peygamberin azaptan kurtulamayacağını beyan etmektedir. (İsra, 17/73-75) Bu müşriklere bir cevaptır, onlar Rasulullah'tan hoşlarına gidecek yorumlar yapmasını istemektedirler. Oysa Rabbimiz o'nu Ümniyye'den koruduğu beyan etmektedir(Hacc, 22/52) Bu ve benzeri ayetlerde tahrif nedeniyle bir teselli ifadesine rastlanmamaktadır. Hacc, 22/52'de geçen "Ümniyye" vesvesenin bir sonucu olarak vahyin tersidir; şeytanların müdahale edebileceği bir alanda oluşur; o halde vahyin iniş süreciyle ilgili olamaz. Ümniyye imtihan için gereklidir; fakat vahyin nüzulü ile bir ilgisi yoktur.

22/52'nin sibakında (Hacc, 22/47-48) "müşriklerin Allah'ın yardımının, ya da sünnetullahta vaadedilen azabın gelmemesini dillerine dolamış olmalarından" bahsedilmektedir. Hacc Suresi, 22/52-54. ayetlerdeki "temenna"/arzu etmek kelimesi garanik olayı ile ilişkilendirilmek istenmiştir. Oysa peygamberlik arzu etmekle olunmaz, istemekle vahiy indirilmez. (Necm, 53-1-4) Allah Teala ne zaman, kime isterse o zaman indirir.

f- Cerh-ta'dil süzgecinden geçemeyen Garanik Olayı'na Kütübü Tis'a'da yüz verilmemiştir. Bu rivayet Kütübü Tis'a'da yoktur. Olayın aslı Buhari'de şöyle anlatılmıştır: İbn Mesûd'dan: "Rasulullah Necm Suresi'ni okudu, beraberindekilerle birlikte tilavet secdesi yaptı, o sırada yanlarında bulunan müşriklerden Ümeyye b. Halef yerden bir avuç toprak alarak alnına götürdü ve 'bu bana yeter' dedi."22

Müşrikler putlarının isimlerinin Kur'an'da geçmesini bir yüceltme işareti saymak istemiş olabilirler. Oysa bu ifadeler "putların tapınma nesnesi olarak" yüceltilmesini eleştirmektedir. Necm, 21-22. ayetlerde ise cinsiyet ayırımcısı olan müşriklerin kendi içlerindeki bir çelişki olarak "dişileri yüceltmeleri"ni tenkit etmektedir. Olay tam bir gazetecilik olayıdır, medyatiktir. Eleştiriden yüceltme çıkarılmıştır. İmamı köpek ısırmıştır, ama olay "imam köpeği ısırdı" diye manşetlere taşınmış, birinci haber olarak Mekke gündemine müşriklerce oturtulmuştur.

2.2. Ahzab Suresi'nin Eksik Olduğu Rivayeti

Aişe validemize nisbetle Suyuti'nin naklettiği bir hadise göre, Mushaf'ta yetmiş üç ayet olan Ahzab Suresi Asru'n-Nebi'de iki yüz ayetmiş! Suyuti'nin kaydettiği iddialar arasında "Osman'ın geri kalanını yazmaktan çekindiği gibi akıldan yoksun iddialar da yer almaktadır.23

Yine Suyuti Aişe validemize nisbet ettiği bir rivayete dayanarak "melekler peygambere salat ederler" ayetindeki "önceki sayfalardakiler üzerine de" şeklindeki bir bölümün Mushaf'a alınmadığını iddia etmiştir.24

Kunut Dualarının Hala ve Hafd İsmiyle Sure Olduğu İddiası da Suyuti'nin hayal gücünden neş'et etmiştir. Suyuti'nin iddialarına göre bu duaların hattı (resmi) kaldırılmış, ezberlenmesi kalplerden kaldırılmamıştır.25

B- Şia Kaynaklı Rivayetlerde Durum

Şia'da tahrifi reddeden Usuli Ekol'den şii alimler de azımsanmayacak derecede değildir. Usuli Ekol'den alimler ortaya atılan iddiaları vesvese olarak nitelendirmişlerdir. Şaban Karataş 33 şii alimden tahrifi reddeden görüşler alıntılamış, tahrifi reddetmek için yazılan 17 müstakil eserin de ismini sıralamıştır: el-Mizan sahibi Muhammed Huseyn et- Tabatabai; Kâşifu'l-Ğıta sahibi Muhammed el-Hüseyn vd.26

Şia'nın toplam bin (1000) hadiste, altı yüzden fazlası mükerrer tahrife ilişkin rivayet vardır.

1. en-Nûri et-Tabresî'nin yazmış olduğu Faslu'l-Hitâb fi Tahrîfi Kitabi Rabbi'l-Erbâb adlı kitapta, Kur'an'dan çıkarıldığı iddia edilen Nûrayn Suresi rivayet edilmiştir. Güya Hz. Osman mushafı yaktırdığında Ali ve Ehli Beyt'in fazileti hakkındaki bu sureyi yok etmiştir.27 Uydurulan rivayette surenin ayetleri 41 olarak tespit edilmiştir. Hamd ve amin'i de ihtiva eden bir ayet de daha sonra eklemiş, kırkı ikiye (42) çıkarılmıştır.

2. Şeyh Muhammed b. Ali b. Şehrâşub'un, Kitâbu'l-Mesâlib'de belirtildiğine göre, yedi ayet olan Velaye Suresi'nin tamamı düşürülmüştür.28 Yedi ayet olarak tayin edilen sözde surede Hz. Ali ve imamlara gösterilmesi lazım gelen hürmet ve itaatten bahsedilmiştir.

3. Apokrif/uydurulmuş metinler

Apokrif/sapkın Mushaflar oluşturma gayretlerine tarih boyunca rastlanmıştır. Fakat Yüce Allah'ın gaybi yardımları bu tür gayretlerinin Mütevatir Mushaf'ın korunmuşluğuna halel getirememiştir.

Şia'nın kullandığı kaynaklarda mütevatir Mushaf'ın üç katı büyüklüğünde bir mushaftan –Fatıma Mushafı'ndan- bahsedilmiştir. Kuleyni bu mushafın Kur'an'la bir ilişkisinin olmadığını, peygamberin vefatından sonra Fatıma'yı teselli için vahiy meleği tarafından Hz. Ali'ye getirildiği iddia edilmiştir. Bu mushafta helal-harama ilişkin hiçbir hükmün bulunmadığı da rivayetlere eklenmiştir. Meşruiyet krizini aşmak için uydurulan rivayetlerde Ali'nin mushafının dışındakilere güvenilemeyeceği iddia edilmiştir.29

18. asra ait olan ve nüzul sırasına göre dizilmiş, satır aralarında Farsça tercümeler bulunan apokrif bir mushaf Hindistan'ın Bankipore şehrinde Genel Şark Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. Her yerine serpiştirilmiş rivayetlerden mülhem eklemeler bulunmakta, ayrıca nurayn, velaye suresi adında iki uydurma pasaj da eklenmiştir.

Bu apokrif mushafı Şiiler dahi kale almamıştır. Muhtemelen İngiliz işi olan bu apokrif metni meşhur müsteşriklerden Teodor Nöldeke dahi uyduruk olduğunu teslim etmek zorunda kalmıştır.30

4. Kur'an'ın korunmuşluğuna gölge düşüren şia kaynaklı rivayetlerden kayda değer olanlarını şöyle sıralayabiliriz:

Kur'an'ın dörtte birinin Ehli Beyt hakkında olduğu iddiası cerh tadile rağmen rivayetlere geçmiştir.31 Kur'an'ın üçte birinin Ehli Beyt ve İmamlarla ilgilidir.32

"Ali bana bir mushaf verdi. Beyyine Suresi'nde yetmiş kişinin ve bunların babalarının adlarını buldum"33

Ebu Abdullah'tan rivayetle: "Cebrail'in Muhammed'e indirdiği Kur'an on yedi bin ayetti."34

Oysa mütevatir standart Kur'an Mushafı 6236 ayettir.

Hz. Ali'nin Abdullah b. Amr b. el-As'a şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Dokuz yüz harfi tebdil, tahrif, tağyir ettiniz, üç yüzünü tahrif ettiniz, üç yüzünü tebdil ettiniz."35

5. Ayetlerin eksik olduğuna ilişkin rivayetler

Ahbari şiiler, ayetlerin içinden Ali ve imamlarla ilgili lafızların çıkarıldığını iddia etmişlerdir. Muteber sayılan el-Kafi gibi hadis kaynaklarında bile Hıfzu'l-Kur'an'a aykırı yüzlerce iddia bulunmaktadır. İşte bunlardan birkaç örnek:

"Ra'd Sûresi, 13/25.'den Ali ifadesinin çıkarıldığı iddiası"; Saffat, 37/130. ayette geçen "İlyas'a selam olsun" ayetinin aslında "Ehli Beyt'e selam olsun" şeklinde olduğu, fakat Osman'ın komisyonun değiştirdiği; "Yasin Suresi'ndeki Yasin'in Ali ve torunlarına işaret ettiği" v.d.36

6. Ayetlerin genellemeci ve indirgemeci bir tarzda yorumlanması: Batınilik

Şems Suresi, 91/1-4. ayetteki Şems; "Allah'ın Resulü", gece "zalim melikler"; gündüz ise "Fatıma'nın zürriyeti" şeklinde yorumlanmıştır.37

Sözün Özü

Kur'an'ın korunmuşluğunu ölçmenin yeri Kuran'ın kendisidir. Yüce Allah kitabını korumayı va'd etmiştir ve Kıyamet'e kadar da koruyacaktır. Öte yandan Sünni ya da Şii kaynakları koruma va'di söz konusu değildir. Bu kaynaklarda Kur'an'a aykırı rivayetlerin bulunması, nisyanla ve hatalarla ma'lul olan insan ürünü olmasından dolayıdır ve şaşırtıcı da değildir. Ancak İslam Ümmeti'nin neye ne kadar, ne derece kıymet vereceğini iyi ölçüp biçmesi gerekir, aksi halde zihinlerin, gönüllerin bulanması, onun neticesinde de amellerin bulanması önlenemez. Oysa bizim sahih inançlardan neş'et ederek güzel meyveler, kat kat çoğalarak bereketlenen ürünler veren salih amellere ihtiyacımız vardır.

Dipnotlar:

1- Buhari, Hudud, 30; Müslim, Hudud, 15; Ebu Davud, Hudud, 23; Tirmizi, Hudud, 7, İbn Mace, Hudud, 9; Darimi, Hudud, 16; Muvatta, Hudud, 10; İbn Hanbel, cilt: I, s. 23.

2- Tirmizi, 5/7; Buhari, 93/21; Ebu Davut, 37/23.

3- Buhari, 86/31; Müslim, 29/4.

4- Ebu Davud, Hudud, 16; İbn Mace, Hudud, 9; Muvatta, Hudud, 10; İbn Hanbel, cilt: VII, s.183.

5- İbn Kuteybe, Hadis Müdafaası, 408-409.

6- Karataş Şaban, Kur'an Tarihi, Ekin Yayınları, İstanbul, 1996, s.199.

7- Suyuti el-İtkan, II/718'den nkl. Karataş Şaban, 192.

8- Buhari, Kitap-6, Bab-98-99.

9- www.19.org

10- Müslim, Zekat, 119.

11- Müslim, Kitab: 12, Bab: 39.

12- Buhari, Kitab:81, Bab:10. Suyuti, el-İtkan, cilt: II, s. 719.

13- Müslim, 17/6: Ahmed Davudoğlu, Müslim Tercüme ve şerhi, cilt: VII, s. 369.

14- el-Kuleyni, el-Kafi, 2/630.

15- et-Tabresî, el-İhticâc, 154.'den nkl, Karataş Şaban, Kur'an Tarihi, s.50.

16- Hatemi Hüseyin, Şeytan Rivayetleri, 127.

17- İbn Cerir Taberi, cilt:10/244-249.

18- Zemahşeri, Keşşaf, 3/161-162.

19- Fazlur Rahman, Ana Konularıyla Kur'an, s. 192.

20- İbn Kesir, Tefisriru'l-Kur'ani'l-Azim, Türkçe 5/438.

21- Razi, Tefsiru'l-Kebir, 8/237.

22- Buhari, Sücûdu'l-Kur'an, 1, 4, Menakibu'l-Ensar, 29; Meğazi, 7 ve Tefsiru'n-Necm; Müslim, Mesacid, 105; Ebu Davud, Salat, 330; Nesai, İftitah, 49.

23- Suyuti, el-İtkan, cilt II, s. 718; Suyuti Abdullah b. Ömer'e nispet ettiği bir rivayette "Kur'an'dan bir çok ayetin silindiği"ni iddia etmiştir. (Suyuti, el-İtkan, cilt: II, 717-718)

24- Suyuti, İtkan, cilt: II, s. 718.

25- Suyuti, el-İtkan, cilt: II, s. 721.

26- Karataş Şaban, Kur'an Tarihi, Ekin yay. İstanbul, 1996, s. 174-189.

27- Şaban Karataş, Şia ve Sünni Kaynaklarda Kur'an Tarihi, Ekin Yayınları, İstanbul, 1996, 116.)

28- Şaban Karataş, Şia ve Sünni Kaynaklarda Kur'an Tarihi, Ekin Yayınları, İstanbul, 1996, 116.

29- el-Kafi, I/240, 346-347, I/332, II/633.'dan nkl. Karataş Şaban, Kur'an Tarihi, Ekin yay. İstanbul,  137-138.

30- Cerrahoğlu İsmail, Kur'an Tarihi, DİBY, Ankara, 1988, s. 406-408.

31- Kafi, II/627.'den nkl, Karataş, 117.

32- Karataş, 116; el-Kuleyni, el-Usûl Mine'l-Kafi, I/410-411'den nkl.

33- Kafi, II/631'den nkl, Karataş, 117.

34- Kafi, II/634'den nkl. Karataş Şaban, 117.

35- Kafi, II/633.'den nkl. Karataş Şaban, Kur'an Tarihi, 118.

36- Şaban Karataş, Şia ve Sünni Kaynaklarda Kur'an Tarihi, Ekin Yayınları, İstanbul, 1996, s.118-123.

37- el- Kuleyni, er-Ravda mine'l- Kafi, II/72'den nkl. Karataş Şaban, Kur'an Tarihi, 97.