31 Aralık Perşembe gecesi başörtülerinden dolayı okullarına alınmayan ve okullarından atılan öğrencilerin Sultanahmet camiinde düzenledikleri eylem 7 ve 14 Ocak tarihlerinde de devam etti. Kimi yayınların sansüre uğradığı Sultanahmet kitap fuarında polis camiye girmek isteyen müslümanlara da sansür uygulayabileceğini düşünse de geri çekilmek zorunda kaldı. Teşrik tekbirleriyle başlayan 7 Ocak Perşembe günkü eylemde öncelikle Kur'an-ı Kerim ve meali okundu, sonrasında bir bayan öğrencinin yaptığı dua, tarih boyunca zulümlerinden geri durmayacak zalimlerin, baskı güçlerinin, dayatmacıların olduğu gibi bunlara hep karşı duracak olan müslümanların var olduğu mesajını veriyordu.
"Güçlüklerle beraber bir kolaylık yaratan Rabbimiz, bizler hiçbir memlekette benzeri olmayan sütunlar sahibi İrem şehrinde oturan Ad milletinin, memleketlerinde aşın giden, oralarda bozgunculuğu arttıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'un, ayetleri yalanlayan ve haksızlık yapan Lut kavminin helakini işittik. Ve yine işittik senin rızanı kazanmak için hicret edenleri, yolunda incitilenleri, savaşarak öldürülenleri, işkencelere maruz kalanları. Adaletini işittik, onlar zulümleri üzere dururken, belli bir vakte kadar erteleyeceğini işittik. Şimdi ise biz duyurmak istiyoruz insanlara çığlığımızı. Bu iki taraf ve bu iki tarafın hep aynı olan tavırları, geçmişte olduğu gibi şimdi de var, çağlar boyunca da olacak. Rabbimiz, biz yine varız. Senin dinini ayakta tutmaya çalışan insanlar yine var, şahit ol Rabbimiz. Örtümüzü, iffetimizi, onurumuzu üzerimizde daim kıl. Bizleri kimliksizleştirmeye, kişiliksizleştirmeye, eritmeye çalışanlara karşı bizlere güç ver."
14 Ocak'ta yapılan eyleme yapılan engellemeler bir önceki eylemden daha fazla olsa da, Allah'ın kitabının indiği günlere denk gelen bir günde bu sürekli duayı engelleyemeyeceklerini, teravih çıkışında kalabalıkla birleşen insan zincirini kıramayacaklarını anlayarak, duaya katılmak istemeyenler geri çekildiler.
Ramazan ayının son günleri, Kur'an-ı Kerim'in indiği günler ve bu ayın son Cuma'sı kutlanan Kudüs Günü öncesi olması sebebiyle eyleme geniş bir katılım vardı. "Başörtüsü Allah'ın Emridir, Allah'ın Emrini Yaşatacağız!" yazılı pankartın taşındığı eylemde sık sık "Direniş Var, Yılgınlık Yok!", "Uyan, Diren, Özgürleş!", "Cuntaya Hayır, Eğitime Özgürlük!", "İslam Ümmeti Kabul Etmez Zilleti!" sloganları atıldı. Kur'an-ı Kerim'in okunmasıyla başlayan eylem, iki bayan öğrencinin duası ve Kudüs'e yazılmış bir mektubun okunmasıyla devam etti.
"Ey Rabbimiz, duyan, işiten, gören Rabbimiz, bize kitabını gönderen Rabbimiz, mazluma kanat, zalime isyan olmayı öğreten Rabbimiz. Kudüs ve işgal altındaki topraklar için bir gün elbet yürümeyi, marşlar söylemeyi, gülmeyi, sevinmeyi gösterecek olan Rabbimiz. Koru bizi, direndik şahit yaz." "Ey Kudüs, Muhammed'in ordusuyuz ve ilerliyoruz yolunda, senin acın güç oluyor bileğimize, adımlarımızı hızlandırıyor, bilinçlerimizi aydınlatıyor, güzel kılıyor dualarımızı." "Ey Rabbimiz, hidayetinle bakışlarımız aydınlandı, hayatımıza ışık tuttu kitabın. Okuduk, okudukça yaklaştık bize seni hatırlatan her şeye. Okudukça konuştuk, söylememiz gerekenleri söylemeyi öğrendik, zulmün üstüne isyan isyan gitmeyi, mazluma ayetlerini hatırlatmayı öğrendik."
Kudüs'e yazılan mektup, "Ey Kudüs" diye başlıyordu, "artık sadece senin resimlerin yok masamda. Artık İstanbul'un var, Edirne'nin, Bursa'nın, Diyarbakır'ın da var. Artık sadece sen yoksun dualarımda. Şimdi Beyazıt var, Sultanahmet var, meydanlar, sokaklar, mahkeme koridorları var. Şimdi coplar var, tıpkı senin sırtından eksik olmayan sopalar gibi. Ey Kudüs! Artık sende ne varsa, bizde de var, artık sokaklarım utanmıyor biliyor musun, zulmü seyretmekten, artık kuşlar dik dik bakmıyor yüzüme kaşlarını çatarak. Artık bizim de Musablarımız, Sümeyyelerimiz yeşeriyor. Artık biz sen de sen bizde olduk ey Kudüs."