"Eğer siz bir acıya uğradınızsa, o kavim de benzer bir acıya uğramıştır. O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz. Ta ki Allah, İman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez." (Al-i İmran, 140)
"Bir de Allah, İman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kafirleri de helak etmek ister." (Al-i İmran, 141)
"Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?" (Al-i İmran, 142)
Yüreğimiz Ortadoğu üzerine harmanlandı. Üşüdüğümüz mevsim kış değil, bunca zulüm karşısında susan insanlara bakıp üşüyoruz. Bir savaş veriliyor Filistin'de. Ortadoğu'nun bağrına saplanmış, yıllarca imanlı göğüsleri kanatan, Siyonist işgalcilere karşı. En korkunç silahların kullanıldığı, savunmasız insanların her gün öldüğü bir savaş hattı. Her gün yıkımlar ve örülen Siyonist ağ. Bir de, simsiyah fırçalarla, mazlumların üstünü karalayan, Siyonistlerin yardakçılığını yapan, satılmış dünya medyasının zulmü. Bunları görünce tümden kahroluyoruz, ama rahmet yağmurları yüzümüzü güldürecek inşallah. Vuruldukça genişliyor isyan, vuruldukça çoğalan mazlumların sesleri daha da gürleşecek.
Çıkış yolu: Direniş, sabır ve mücadele. Gıdanız sabır, ateşiniz eylem olsun Filistinli kardeşim.
Yaşasın sabır. Etrafımız örülmüş, bir kale içinde olsa, orada da yürüyüşü devam ettirmek.
Kudüs'ü içimize bastıra bastıra devam etmek yolumuza.
Bir damla rahmetle, bir damla eylemi aralıksız yapıştırmak Filistin sokaklarına.
Bir gün göğsü yırtılır Siyonist vadisi günlerin. Bu da müminler arasında dayanışma ile olacak. Vicdanlarımızı kanatarak, bilinç ve şuurumuzu harekete geçirerek o kaybettiğimiz aşk fırtınasıyla kanatlanıp, durulmuş bir gökyüzünü, adalete ermiş toprakları yeniden kucaklayabiliriz.
Bu kıvılcımı tutuşturmak önemli, tutuştuğu vakit, örselenmiş, kadın ve çocuk gözlerinden, bulutlar rahmet olup inecek yeryüzüne ve gözlerimiz parıldayacak ışıl ışıl, o zaman içimiz güneşle dolacak, Allah bizi sevecek, öyle değil mi yiğidim, şahit ve şehit olursak, günler bizim olacak, yeryüzünün varisleriyiz çünkü biz.
İşte bak, aslanım benim, avucunda iri bir taşla, Davud'un sünnetini uyguluyor Cemal. Tunçtan bir öfke sarmış bedenini, alnını siyonist kurşunlardan sakınmayan yiğit Cemal. Çamurlu ve tozlu sokaklardan çıkan onlarca çocuk işte meydanda, işgalcilere karşı dimdik ayakta, biz heey bizler, yüreğimizi dayadığımız imanımızla buradayız, işte yüreğimiz ve işte taşlarımız!
Ya sizler, ey Siyonistler, ey satılmış krallar, şeyhler, emirler, siz vicdansızlar, yüreksizler neredesiniz ey beyaz demokratlar, batılılar...
Biz buradayız, Siyonist karanlık tedavülden kalkana dek.
Keskin acılarımızla, terli gövdelerimizle, aynı sevdamızla, anlıyor musunuz buradayız...
Sizler susun bakalım, ekranlardan izleyin olup biteni, siz sessiz dünyanın sessiz yığınları, sizlerden tiksiniyoruz artık, çifte standardınızdan, kaypak politikanızdan, ellerinizden, kalplerinizden tiksiniyoruz biz, Filistinli devrimci çocuklar olarak.
Direnişe yakışmayan
sabra yakışmayan
imana yakışmayan
İslam'a yakışmayan
insanlığa yakışmayan
vicdana yakışmayan,
ellerinizden ve gözlerinizden, işlerinizden tiksiniyoruz. Bizler vuruldukça koyulaşan bir aşkla buradayız, siperlerimizi kaybetmedik.
Budandıkça büyüyen bir ağaç gibi, derinlere kök salmış ulu bir çınar gibi bu topraklarda dal budak şaddık, buralar bizimdir, bizi siyonistler söküp atamayacak, yıkamayacak, çünkü bizler direniş erleriyiz, şahit ve şehitler olarak Rabbimize doğru ilerliyoruz. Allah bizleri seviyor İnşallah.
Siyonistlerin yerle bir ettiği Cenin'de, sabırla mayalanan bir öfke büyüyor, körpe yürekler kabarıyor. Vuruldukça çoğalıyor direniş erleri.
"Biz günleri aranızda döndürüp dururuz... " Evet Rabbim, o günler gelecek, her gelecek olan ise yakındır.
Bir gün biz de tebessüm edeceğiz güneşe, ölüme ettiğimiz gibi aslanım.
Artık yeter demenin vakti gelecek, Filistin'i düşünen, Filistin'i yaşayan bir tek müslüman kalıncaya kadar, o da ölmeden bu kavga bitmeyecek, direniş bitmeyecek, işgalciler def olup gidene kadar.
Bunu ancak, kalbi yananlar bilir, ciğeri kül olanlar bilir, uçurtmaları Siyonist işgalcilerin kurşunlarına hedef olan sonra da bu kurşunları göğüslerinden yiyen çocuklar bilir. Yaşantılarını anlamlı kılanlar bilir, gecenin tam ortasında uykuları kanayanlar bilir. Zalimlerce her şeyleri yıkılan, her şeyleri yakılan bilir.
Evet yiğidim, yaşadığımız acılara yenilmeyeceğiz, varsın aksın gözyaşlarımız, açılan yaralarımız üstüne aldırma.
Şu yüreksizleri geçelim, barış için satılmış elleri tutanları geçelim, bebeklerin körpe yüzlerini yoklarken ölüm, satılmış elleri tutmak ha, bu ne vicdansızlık, bu ne ihanet. Vahşi gülüşlere karnımız tok diyorsun değil mi Cemal? Batılı beyazlara ve Siyonistlere diyor ve haykırışını sürdürüyor yiğit:
Bunca zulümleri unutmayacağız.
Siyonist karanlık tedavülden kalkana dek direnişe devam.
Ve bir gün güneşli bir gün başlar saçlarımızdan sana binlerce selam Filistinli güzel müslüman...