Gecelere vururken yüreğimiz
Ne de çok düştük meçhullere
Çıldırmış bir çağın en kuytu köşeleriydi gönüllerimiz
Aşkla inşa ettiğimiz
Ruhumuzun hangi nasrı dile gelse de anlatsa
Taşlarından taşırdığımız sabırları
Bizi ancak sessizliği duyanlar anlar
Mırıltısında sabahların yol alırken
Ne de çok yürüdük zamanları
Asır asır coştuk da saniyelerin içinde
Sakladık kederimizi, ekmeğimize azık edip
Çocuk gülüşlerinde teselli buldu ancak
Delik deşik olmuş umutlarımız
İlmek ilmek ördüğümüz kaderimizde
Her şahlanan atın yelerinden savrulduk
Dağların doruklarına
Özgürlük dedik ateşin adına
Neşemizi şehadet iklimlerinden soluyup
Kardeş dedik toprağın adına
Kedere güldük, hüzne âşık olduk
Davası dünya olandan hicret edip
Su dedik vuslatın adına
Her kopan fırtınada yağmur olduk
Çorak iklimlerin çorak ruhlarına
Aşkın adına rüzgâr dedik de
Estikçe yandık, yandıkça olduk
Sığ zihinleri ölüm bildik de
Zekâtında dirildik nice bilgilerin
Bulutların taşıdığı rahmeti gözlerimizden içirdik
Feri sönmüş canlara
Ve dahi geceye bile yüreğimizle sığınak olduk