Seyyid Kutup'a ve...
Prangalarında son yüreği
Taşımadı seni
Ya bizim umutlarımız
Yanmıştı ağustos sıcağında
Işığın tebessümün seyrini gördük
Alevin sönüşünü vurgunluğun ihanetini
Ama tadamadık ölümün işkencesini
Senin gibi doyumsuz
Bak senin yolunda sana ulaşamadık
Belki de hala varlığınla değiliz
Seninle devrilmek için toprağa
Martıların gözlerinden inmedik daha
Sabırların boyandığı kapılarda hep
Seni aradık adını...
Diriliş ufuklarında hep soldu
Senden boşanan gözlerimiz
Seraplarımızın arasında
Ektiğin mavi çehreni
Acılarımızla beslemedik daha
Mesajını, isyanını...
Yiğidim battığın yerden
Çekti güneş göğsünü
Bulutların en müstesna yerinde
Çağladı ölümün ırmağı
Ve kırmızı dağların indi mizana
Sen gözlerini döktüğünde güzün
Ve mücadele vuslatın perdesini açınca
Senle doğduğunda umutlar
Bekle bizi biz de geleceğiz
Esrarlı vadilerinin toprağını
Biz de içeceğiz
Damarlarımızda dolaşan sana
Biz de kavuşacağız
Ölümün ölümsüz kucağında
Gülüm; bırak vahşetiyle dünyanın
Sensizliğiyle yüreklerin
Med-cezirleri coşsun
Bizler sana geliyoruz
Uğruna vurulduğun sevdanın adına