Selam Gazetesi tarafından düzenlenen "Şehidler Günü" gecesi, 22 Mart Cuma günü Abdi İpekçi Spor Salonu'nda kutlandı. Müslümanların yoğun iştirakine mazhar olan geceye Kur'an-ı Kerim ve mealinin okunmasıyla başlandı.
Geceye Selam Gazetesi sahibi Hasan Kılıç, İhsan Süreyya Sırma, Almanyalı müslümanları temsilen gelen Recep Karagöz ve Turab Zemzemi konuşmacı olarak katıldılar.
Selam Gazetesi sahibi Hasan Kılıç'ın açılış konuşmasını yapıp şehitlik üzerine genel bir değerlendirmede bulunduğu geceyi slayt gösterisi ve Çeçen sanatçının marş dinletisi renklendirdi. Müslümanlara sloganik değil, eğitsel bir İslami mücadele süreci Öneren İ.Süreyya Sırma ise yaptığı konuşmada, "Terör Zirvesi" ve TC-İsrail işbirliği konularına değindi. Sırma, şehadetle ilgili olarak bilinen bağlamda tespitlerde bulunduktan sonra şehadetin yaşadığımız coğrafyaya yönelik örneklerini vermekten ziyade, I.Dünya ve Kore Savaşı dönemlerinden kalma anekdotlar aktarmayı yeğledi.
Geceye Almanya'dan gelip katılan Recep Karagöz ise konuşmasında Hz. Adem'den günümüze gelen tevhid-şirk mücadelesinden bahsederek; "Rasuller tevhidi mücadelenin kalbidir. Şahitlik direnmenin ifadesidir. İnanç-amel bütünselliğinin anlamıdır. Şehadet izzettir, pisliklerden yüz çevirmedir" dedi.
Tunus'tan gelen Turab Zemzemi'nin konuşmasının geç saate bırakılması ise bir şanssızlıktı. Salonun boşalmaya yüz tuttuğu bir anda yapılan bu önemli konuşmadan birçok müslüman faydalanamadı.
Şehid Fethi Şikaki'nin mücadelesinden örnekler veren Zemzemi, konuşmasında özetle ümmetin Kur'an çizgisinden saptırıldığından, oysa mü'minlerin yürüyen birer Kur'an olmasının gerekliliğinden bahsetti.
"Yaşasın Filistin Direnişimiz!", "Kahrolsun Emperyalist Kafirler!", "Laik Devlet Yıkılacak Elbet!", "Kahrolsun Laik Diktatörlük!", "İslami Hareket Engellenemez!", "Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz!" gibi sloganların atıldığı gece, şehidliğin ulviliği ve bereketi üzerine çocuklar tarafından sergilenen mizansenle noktalandı.
Ses düzeninin yetersizliği, sloganların organize edilemeyişi, sunucunun ilginç davranışları ve program akışındaki kopukluklar, bu tür toplantılarda tüm olumluluklar yanında dikkat edilmesi ve bir daha tekrarlanmaması gereken zayıflıkları oluşturuyordu.