Seçim Rekabeti Değil, Hayat Tarzı Kavgası

Haksöz

Dergimizin geçen sayısında “Kemalist Vesayetin Restorasyonu mu?” diye sormuştuk. Bu şekilde 14 Mayıs seçimlerine ilişkin olarak Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı etrafında oluşturulan ittifakın Kemalist vesayet rejimini canlandırması tehlikesine dikkat çekmiştik. Şüphesiz mevcut durum itibariyle Kemalist ideolojiyi klasik biçimiyle savunmak da canlandırmak da mümkün değildi. Hem Kılıçdaroğlu’nun yumuşayan, farklılaşan söylemleri hem de ittifak ortağı muhafazakâr partilerin rolü yeni bir olguyla karşı karşıya olduğumuza işaret etmekteydi. Ama sonuçta CHP iktidarı bir miktar esnetilmiş haliyle de olsa Kemalist ideolojik tutumun, birikimin zaferi demekti. Ve o zaferin Müslümanların kazanımları açısından büyük, çok büyük bir risk manasına geleceği de açıktı.

Şükür ki plan boşa çıktı, etkili bir medya kampanyasıyla oluşturulan, anketlerle de desteklenen Türkiye toplumunun büyük bir değişim isteğiyle Kılıçdaroğlu’nu beklediği imajının temelsiz olduğu görüldü. Dindar kitlelerin ekonomik rahatsızlıklar ve birtakım yönetim zaaflarından ötürü rota değiştirip “Her şey çok güzel olacak!”, “Sana söz baharlar gelecek!” vb. vaatlere meyledebileceğine dair beklenti çökerken, CHP kimliğinde somutlaşan ulusal, Kemalist, laik anlayış bir kez daha yenildi.

Ekonomik sorunlar, deprem afetinin yol açtığı büyük acı ve sıkıntılar, birtakım videolar aracılığıyla yoğunlaştırılan yolsuzluk, hırsızlık, ahlaksızlık suçlamaları, iktidarın yumuşak karnı olarak görüldüğü için hassaten yüklenilen ‘sığınmacılar’ konusu ve daha pek çok tartışma gölgede kaldı. CHP kimliğinde somutlaşan “din ve dindarlarla sorunlu olma” kabulü Erdoğan’a sahip çıkma seferberliğine dönüştü. Muhalefet bilhassa ikinci turda kazanma umuduyla muhacirleri hedef alan azgın bir nefret kampanyası yürütmesine rağmen istediği sonucu elde edemedi.

Geniş kitleleri harekete geçiren bu ruh hali, kazanımları koruma ve düşmana fırsat vermeme dürtüsü şüphesiz çok dikkat çekicidir. Dünyevileşme olgusunun giderek daha bir belirginleştiğine, maddi menfaatlerin ön planda tutulup İslami-ahlaki değerlerin ikincilleştiğine ilişkin çoğalan şikâyetlere rağmen geniş yığınların siyasi tercihlerini -maddi beklentilerini esas almak suretiyle değil- dinî aidiyetlerini ve hassasiyetlerini merkeze alarak belirlemeleri elbette değerliydi.

Bu hassasiyetin korunması, canlı tutulması için bazılarının zannettiği gibi birtakım tekil olaylara ihtiyaç bulunmuyor. Gündelik hayatta istisna kabilinden yaşanan bazı hadiselerin köpürtülmesiyle bu tepkinin canlı tutulduğuna dair kimi liberal yazar ve akademisyenlerin değerlendirmeleri gerçekçi değil. Hayır, İslami hassasiyet sahibi kesimler hayatın her alanında laik hayat tarzını öne çıkartan kesimlerin tahkir, taciz ve dayatmalarıyla haddinden fazla yüz yüzeler. Bu bazen sosyal medya üzerinden bir mesaj paylaşımıyla, bazen hakarete varan tavırlarla, kimi zaman da edep, ahlak yoksunu kılık-kıyafet tarzlarıyla, eğlence anlayışlarıyla karşımıza çıkabiliyor.

Seçim sonuçları, bu müfsit tutumun iktidar gücüyle tam tekmil bir dayatmaya dönüşmemesi; gelecek nesillerin zihinlerini, kalplerini sistematik biçimde karartmaya kapı açılmaması; zaten ciddi manada yozlaşma tehdidi altındaki toplumsal yapıyı haramlarla daha da fazla çürütmeye dönük politikalara zemin hazırlanmaması adına seçmenlerce ortaya konmuş haklı ve gerekli bir tepki olarak okunmalıdır. Bu tepkiyi bilinçli bir İslami tavra dönüştürme sorumluluğu ise öncelikle İslami mücadele iddiasına sahip Müslümanların, İslami hareket mensuplarının omuzlarındadır.

Bu Sayıda Yer Alanlar:

Seçim Rekabeti Değil, Hayat Tarzı Kavgası

Irkçılık Kaybetti, Kardeşlik Kazandı!

Yeni Dönemde Öncelik Adalet Olmalı!

Vesayeti Aşma Niyeti ve Güçlendirilmesi Gereken Özgünlüğümüz

Taktik ve İmaj Değil, Güven ve İnandırıcılık Kazandı

Cehennemin Kapıları Kapandı

Gönüllü Geri Dönüş mü Zorunlu Tehcir mi?

Dünya Medyasında Türkiye Seçimleri

Bugün Ne Yapsak da Gençleri Kışkırtsak?

Âlemlerin Rabbini ve Ölümü Unutmak

Tebliğ, Mucize ve Peygambere Hakaret Suçu -İslami Perspektiften Bir İnceleme-

İslami Mücadele Sürecimizde Sabır ve Direniş

Zamanın Ruhuna Direnmek

Stefan Zweig’in Kaleminden “Dünün Dünyası”

​​​​​​​Yangınlar İçinde Kudüs