beni yakan kurşun değil kahpeliktir inan
en zoru buna direnmektir
sisli dağların zirvelerinden yayılan
o bitimsiz şarkı
yüreğe işleyen nağmeler dokur
davudi bir sesle çeçen halkı
ikiyüzlü dünyanın çatına
özgürlüğü vurur
apansız bir kirli pençe
haince, sinsice, vahşice
yüreğimizi dişleme derdinde
taptaze filizlere asılsın bahçıvan
bahçeye yabanlar koysun
aldırma gülüm sen hainlere
kartal gibi süzül dağların eteğinde
hürriyete yangın gönlün küllenmesin
silinmesin
onu Hakk'ta arama çizgin
gül döktüm yollarına
sibirya karlarını eriten
bir özgürlük türküsü tutturdum
tüm kafkasyayı inleten
hem dost hem yaren
her yeri bahar eden
suya düşse sureti kırılmaz
cevher gibi kıpırdar durmaz
ta geçmişten bugüne
bir Şamil sureti yansır çeçene
ölüme gülenlere neylesin ölüm
şimdi paralasın kendini
taştan taşa çalsın zulüm
sözde insan hakları havarileri
vurgun yemiş gibi baygın bakıyor
kurtuluş, özgürlük savaşçıları
çeçenya'da terörist mi oluyor
akıl, havsala, mantık sürgünde
modern dünyanın muteber çiçeği
güneş kaçkını gizli şimdi,
yalınkat diken, yaprağı dökülmüş
gülümüz hüzün biriktirmekte