Dokunduysan bir çiçeğe,
Bilirsin...
Gözün damla damla ter,
Alnın katre katre yaş olmuştur...
Ve bildiysen
Bir çiçeğe dokunduğunu eğer,
Sever,
ve esirgersin de...
Kuyusu kan kokan bir şehirde şimdi,
Aydın bir semâ hasretiyle
Taşlayarak geceyi,
Çiçekleri ebâbiller büyütür.
Ebâbiller gülümserken geceye
-direnirken yani-
Biz kırmızı rüyâlar görürüz,
mavili, sarılı...
Kalem kırılmalı,
Bu körlük, bu sağırlık idâm edilmeli...
Her dem çünkü,
Bir ebâbil vurulup düşüyor avucumuza.
Bir çığlık, bir semâyı kesiyor;
Kan sıçrıyor üstümüze.
Şahit misin ey ay, şahit misin gökyüzü,
Şahit miyiz ey iman edenler?
Direnmeliyiz,
Direnmeliyiz çünkü, her ebâbil gökyüzünde
özgürce uçabilmeli...
Muktedirdir bir çiçek
bin geceyi ağartmaya
Yeter ki her el bilsin;
bir çiçeğe dokunduğunu...