Kadim bir iniltidir burada gökyüzü
Bakınca hüzün toplarız göğün miğferlerinden
Asra yemin ederek başlarız söze
Cevizden yapılma tabutları kalp oyuklarımızda saklarız
Kim olduğu ne olduğu ve nereden olduğunu umursamadan
Bin filizleri besleriz göğün mavi şapkasından
Soluksuz ülkeler diyarı demiştik hani
Sınırları ol-ma-yan sınırsız derinliklerde
Kör ol-ma-yan kuyulara seslenmiştik Bedir’de
Uhud’da gazveye çıkaran neyse bildiğim
Bodur bir ağaca gizledim sırmalı bir kuş üstünde
Ağımı ören bu sessizlikte bir bilge kuş tünerdi yamacıma
Sessizliğin erdemini gösterdik içimizden
Küfrü bilmezdik küfretmeyi de
Şimdi her adım dolambaçlı olsa ne çıkar
Şimdi her adım saklambaçlı olsa
Sırrı dökülen aynalar gibiydik bakınca yüzlere
Hepimiz birbirimizin sessiz gömütleri olsak da
İlahi kelamın gölgesinde bir muştu bekleriz
Çıkınca Bilal verince komutunu aynı safta
Aynı yolda yürüyecek olan değil miyiz?