Filistinli kardeşime ve doğmuş, doğacak tüm ümmetin yükünü omuzlarında hisseden her “ER” kişiye.
Kaskatı yürek ve dillerde öbek öbek
Beklenmeyen günün gelmesi muhtemel sancıları
Doğurmuyorsa ergenlerinizi
Yüreklerindeki kor eline aldığın taşla birleşmiyorsa
Gözleriniz her bakışta dolmuyorsa, titremiyorsa “ölülerimize” her bakışımızda
Ölen vicdanlarımızdan utanmıyorsak
Kement vurulan dillerde bağlarından kopmuyorsa
Dilde vicdan gönülde iman yükünde pahalan da pahalan
Zarif bedenlerimiz incinmiyorsa içindeki küheylan
Zırhından kurtulma, maskeleri düşürme vakti
Gerçek kimliğini ifşa et, “ LA” de önce
Tüm tağutlarından sıyır ruhunu
Kefeni boynunda çocuk gülerken
Sen içli içli bakarken, gülümserken ve biliyorken
Bu ergenin ergenleşemeyen vücudundaki bomba yüklü yüreğini
Taş ve sapan iki onulmaz gençlik sembolü
Filistin kaplan zırhında tutunamayan
Aslan yatağında belli olan
Kaç emirle sen doldururken sabır yüklü gemini
Söyle hangi limanda beklersin
Ektim, ekildim toprağım sandığım kancık arkamdan vururken
Sarıl ve savrul kutlu tohumlarında
Sarsıl da yeniden büyümenin kıvancı
Doğursun yeni iklimlerini analarım
Solgun yüzün hüznüme ortak olurken
İşaret parmağımın kıvancı çakıyorken selamını
Durdurulamaz sesimi yükseltirken beden
Savrulmayan usumla ben yine geleceğim rüyana
Kâbusun olacağım
Her uyandığında kendini yoklayacak ellerin
Yetimlerimin intikamını alıncaya dek
Sanrılar ülkesinin başpiskoposu da gelse
Elimden alamayacak ruhundaki bu yükü