Özgür-Der’in Bursa Şubesi Açıldı

Ahmet Murat Kaya

Özgür-Der Bursa Şubesi'nin açılışı için düzenlenen gece, 2 Ekim 2004 tarihinde Eğitim Araştırmaları Salonu'nda gerçekleştirildi. Açılış programı, Kur'an-ı Kerim ve mealinin okunmasıyla başladı. Bursa Şubesi Kurucu Başkanı Aziz Avar yaptığı konuşmada açılış gerekçelerinin yerel ve evrensel nedenleri üzerinde durdu. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde beraberlikleri güçlendirmek ve birikimleri paylaşmanın her zamankinden daha hassas bir sorumluluk oluşturduğunun altını çizdi ve şunları söyledi: "Bu gece burada bulunmamızın amacı, zulme karşı Hâbil'le başlayan çağrıyı tekrardan duymak ve fıkhetmektir. İslâmî kimliğimizin vazgeçilmez ilkelerinden birisi de budur. Dünyanın neresinde ve hangi nedenle olursa olsun zulme karşı sesimizi yükseltmek İslâmî kimliğimizin gereklerindendir. Özellikle bugün, başta Filistin ve Irak olmak üzere Çeçenistan, Afganistan ve yaşadığımız coğrafyada yapılan haksızlıklara karşı sesimizi yükseltmek İslâmî kimliğimizin parçasıdır. Bu nedenle Özgür-Der Bursa Şubesi olarak kuruluş gayemizi yapılan bütün haksızlıklara karşı durmak ve engel olmak çerçevesinde düşünüyoruz. Bunu ise imânî ve amelî bir boyutta ele alınması gereken bir konu olarak görmekteyiz. Çünkü bu, Müslüman bir bireyin sorumluluğudur.

Siz değerli kardeşlerimizden de bu mücadeleye katkıda bulunmanızı bekliyoruz. Ancak böylece değerlerimizi ayakta tutabilir, şeytanın tuzaklarından uzak kalabiliriz. Ancak böylece "topukları üzerinde geri dönenlerden" olmayız. Güzel duyguların sarih ve sâlih amele dönüştüğü güzel günlere Allah (cc)'ın bizi kavuşturması dileğiyle."

Daha sonra söz alan Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, bu programın düzenlendiği saatlerde Irak ve Filistin'den katliam haberleri geldiğini belirterek direnmenin tarihsel bir önem taşıdığını ifade etti.

Açılış konuşmalarının ardından, Filistin'de, Irak'ta, Afganistan'da yaşanan işgalleri ve Türkiye'deki işgal karşıtı etkinlikleri konu edinen bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

Gece kapsamında gerçekleşen ve Mehmet Pamak'ın yönettiği panelde ise Abdurrahman Dilipak, Burhan Kavuncu ve Hamza Türkmen konuşmacıydı.

Mehmet Pamak, konuşmasında, insan hakları mücadelesinin, İslami mücadeleden ayrışamayacağını vurguladı. AB'nin din ve vicdan özgürlüğü konusunda sadece Hıristiyan azınlıkları gündeme getirişini eleştiren Pamak, bizim için mümkün ve zaruri olan tek yolun onurumuzla ve açık kimliğimizle direnmek olduğunu yineledi.

Pamak'ın ardından söz alan Abdurrahman Dilipak, bütün sorunların temelinde gereğince iman etmememizin bulunduğunu belirtti. Sadece kendi haklarımızı savunmanın hem bencillik hem de kimliğimize aykırı olduğunu söyleyen Dilipak, beş yılda bir defa sandıkta oy atarak sorumluluktan kurtulduğunu düşünmenin bu halkın en büyük zaaflarından biri olduğunu da konuşmasına ekledi.

Burhan Kavuncu ise, yeni TCK yasasının eskisinden daha baskıcı bir atmosfer hazırladığını ancak bütün bunların zina tartışmalarıyla üstünün örtüldüğünü söyledi. Bugün karşımızda duran en büyük problemin ulus-kimlik olduğunu ifade eden Kavuncu, örnek olarak Kürtlere yapılan zulümlere dikkat çekti.

Daha sonra söz alan Hamza Türkmen, konuşmasını 'Türkiye' ve 'insan' kavramlarının düşünsel temelleri üzerine şekillendirdi.Kendimizin ve mücadelemizin kimliğini oluşturmanın birinci basamağının 'Lâ' demek olduğunu, zira insan hakları kavramının kaygan bir zemin olduğunu ve bu kavramın içinin çoğunlukla emperyalistler tarafından doldurulduğunun altını çizen Türkmen, sahih bir İslami kimliğin her şeyin başı olduğunu vurguladı.

Gece Grup Yürüyüş'ün coşku dolu konseriyle noktalandı. Katılanlar Grup Yürüyüş'ün ezgi ve marşlarına ayakta ve yumrukları havada eşlik ettiler. Grup Yürüyüş açılış gecesine katılanlara son olarak Arapça 'İntifada' marşını seslendirdi.

Bizler de İslami kimliğimiz, temel hak ve özgürlüklerimiz için daha bir şevkle kolları sıvayan Bursa'daki kardeşlerimize dua ediyor ve muvaffakiyetler diliyoruz.