12 Eylül tarihinde yapılacak olan anayasa değişiklikleri referandumu Türkiye gündemini ısıtıyor. Referandum saflaşması adeta bir genel seçim atmosferi meydana getirmiş durumda. Çoğunlukla medyada, kamuoyunda sertleşen ve bir hayli de seviyesizleşen üslup üzerinden ortam eleştirilmekte. Hâlbuki tarafların bugüne dek pek gündemlerine almadıkları konuları meydanlara taşımalarının, dillendirmelerinin olumlu boyutu da gözden kaçırılmamalı. Örneğin AK Parti’nin 12 Eylül zulmünü ve faşizan icraatlarını bu yoğunlukta gündemleştirmesi, buna karşın CHP’nin başörtüsü ve genel af lafları etmesi, niyet ve samimiyet unsurları bir kenara, son kertede olumlu gelişmeler. Kemalist sistemin tabularının tartışılması şimdiden kazanımımız sayılabilir.
İslami camiada ise referandum konusu genelde uçlarda ele alınmakta. Geniş bir kesim kısmi anayasa değişikliklerini adeta sistemin boyunduruğundan topyekûn kurtulma fırsatı olarak algılayıp aşırı bir iyimserlik, hatta hayalcilik geliştiriyor. Buna karşın laik-Kemalist sistemi temelden reddetme iddiasındaki bazı kesimlerde ise inanılmaz bir umursamazlık, sanki bu ülkede yaşanmıyormuşçasına gündemi yok sayma tavrı dikkat çekiyor. Konu çerçevesindeki yazılarımızda bu iki uç yaklaşımın da zaaflı olduğuna dikkat çekmeye çalıştık. Bu arada geçen sayıdan devam eden soruşturmamıza cevap veren herkese bir kere daha teşekkür ediyoruz.
Bazı okuyucularımız geçen sayıda dergi adına ortaya konan yaklaşımla, soruşturmaya verilen bazı cevapların birbiriyle uyumsuz olduğunu, bunun bir çelişki teşkil ettiğini ifade ettiler. Bizse bu durumun bir çelişki değil, farklılığın yansıması olduğunu düşünüyoruz. Şüphesiz pek çok konuda olduğu üzere Müslümanlar arasında anayasa değişikliklerine tavır konusunda da farklı görüşler mevcut. Bu görüşlerden sadece bize yakın olanlarını seçip, yayınlayıp farklı kanaatler içeren değerlendirmeleri görmezden gelmeyi doğru bulmuyoruz. Görüşlerine ve şahsiyetlerine değer verdiğimiz her Müslümanın tespit ve önerilerinden, uyarılarından gerek dergi olarak biz, gerekse de okuyucularımızın istifade edebileceğini düşünüyoruz. Bu yüzden de yaklaşım tarzıyla mutabık olmasak da İslami camia içinde pek çok şeyi paylaştığımız kardeşlerimizin görüş ve değerlendirmelerine bu sayımızda da yer vermeyi sürdürdük.
Bu sayımızda Özgür-Der Diyarbakır Şubesince önceki ay sonunda tertiplenen Kürt Sorunu Forumu’na ilişkin değerlendirmelere de yer verdik. Bu konu da Müslümanlarca geçmişten beri yoğun tartışma ve hatta ayrışmalara neden olmuş bir konu. Bu konu çerçevesinde ortaya konan yaklaşımlara baktığımızda da aynı şekilde müzakerenin, görüş alış-verişinin önemi ve bunu sağlamak için birbirimizi daha fazla dinlemenin gerekliliği açığa çıkıyor.
Ramazan’ın sonuna doğru yaklaşırken coğrafyamızın yeni bir acıyla sarsılışının görüntüleri ile yüz yüze geliyoruz. Son yıllarda giderek artan bir yoğunlukta ABD ve işbirlikçisi iktidarın saldırılarına maruz kalan Pakistan, bu kez de sel felaketinin yol açtığı sarsıntıyı yaşıyor. Kardeşlerimizin acılarını hafifletmek için gösterdiğimiz yardım çabalarını, infaklarımızı Rabbimizin katında kabul buyurmasını niyaz ediyor, tüm okuyucularımızın ve İslam ümmetinin Ramazan Bayramını kutluyoruz.